Kedilerle yaşayanlar bilir, kediler dövme gibidir, asla bir tanesi yeterli olmaz… Bir kere bir kedinin sevgisini yaşadıysanız, çorap söküğü gibi gelir, siz onları bulmasanız, onlar sizi bulur, evin üyesi, ailenizin göz bebeği olurlar. Aynı batından doğan yavruların bile birbirinden farklı özellikte olduğunu fark edebilirsiniz, mizaç, genetik, yaşadıkları travmalar, hastalıklar ve çevresel koşullar aynı koşullara farklı tepkiler veren bireyler oluşturabilir. Öncelikle her kedinin farklı bir birey olduğu ve farklı ihtiyaçları olabileceğini kabul etmek gerekir.
Kediler yaklaşık 10 bin yıldır hayatımızda olmalarına rağmen hala en az tanıdığımız ve belli ön yargılarımızın olduğu canlılar aslında. Gelin hep beraber tek tek irdeleyelim.
Evde yaşayan kedileriniz birbiri ile anlaşıyorsa şanslı azınlıkta olabilirsiniz. Kedilerim kavga etmiyor ama anlaşıyorlar mı acaba diye düşündünüz mü hiç? ‘Kavga yoksa, uyum vardır’ genel inanışı tarihe karışıyor maalesef. Kediler arası gerginlik, kedi sağlığı ve refahının bozulmasına neden olan yaygın ancak genellikle fark edilmeyen bir durumdur. Davranış Kliniği’ne başvuran kedi yakınlarının şikayetlerinin %25-31’ini kediler arası gerginlik oluşturmaktadır. Yaklaşık 2500 kedili evin katıldığı bir çalışmada, bu evlerin %73.3’ünde kediler arası gerginlik belirlenmiştir.
Kedilerin bireysel canlılar olduğuna dair bir önyargımız vardır, halbuki kediler sosyal canlılardır. Hayatta kalmak için ‘sosyal zorunlu’ değildirler, bu yaşam formuna ‘sosyal esnek’ tanımı daha uygun olabilir. Kediler birlikte olmaktan keyif alırlar, korunma ve kaynak bulma noktasında birlikte hareket edebilirler, dişiler birbirlerinin yavrularını koruyabilirler ya da riskli durumlarda savunma hareketi gösterebilirler. Serbest dolaşan kediler sosyal gruplarını kendileri kurma özgürlüğüne sahipken, evde yaşayan kedilerin sosyal grubunu biz belirlemiş oluruz, bu bazen uyumsuz bir grup oluşturmamıza neden olabilir.
Kediler, küçük avlar yakalayabilirler, bu yüzden genelde bireysel avcılardır, yavruları hariç avladıkları böcek ya da kuşları paylaşmaya çok hevesli değillerdir. Bu yüzden evde birden fazla mama ve su kabının olması ve bunların birbirinden uzak ve hatta başka odalarda olmasını tavsiye ederiz.
Diğer yaygın bir inanış kedilerin eğitilemeyeceğidir, bunun nedeni köpek eğitimi ile ilgili yanlış kanılarımızdır. Köpeklerin eğitim konusunda ödül bağımlı olduğu düşünülse de sadece bizi mutlu etmek için bazı hareketleri yaptığını da unutmamak gerekir. Kediler ile ilgili yapılan bir çalışmada, kedilerin eğitim sırasında %50’sinin sevme ve oyun davranışlarını tercih ettiğini ve sadece %37’sinin ödülü kabul ettiği bulunmuştur. Kedilerin köpeklere göre daha kolay ilgilerini kaybettikleri düşünüldüğünde eğitim seanslarının kısa tutulması tercih edilir. Sabır, sevgi ve empati ile kedilerinize de birkaç ufak numara öğretebilirsiniz ya da belki o size öğretir.
Dominantlık ve hiyerarşi teorileri miadını doldurmuş ve yanlış anlaşılmaya müsait konulardır. Daha çok köpekler ile ilgili kullanılsa da zaman zaman kediler için de evde daha aktif olan kediler dominant olarak nitelendirilir ancak dikkatli olarak gözlenirse bu etiketlerin zaman zaman değiştiği fark edilebilir.
Kedilerin bağ kurmadığı, köpekler gibi sadık olmadıkları konuları da hala en büyük önyargılardır ancak pek çok kedi severin aslında kedilerin öngörülemez doğasına hayran oldukları bilinir. Kedilerin evdeki farklı kişilerle farklı ilişkileri olabilir. Bazen evde ona en az ilgi gösteren kişiler ile daha yakın ilişki kurması, sevdirmesi evdeki kedi fanatiklerini üzse de her birey ile farklı ve özel bağlar kurduğunu kabul etmek gerekir.
Kediler arasında kavga olmaması anlaştıkları anlamına gelmediği gibi ufak tefek sürtüşmelerin olması da düşman oldukları anlamına gelmemektedir. Evde yaşayan kedilerin hastalıkları, kızgınlık durumunda olmaları, ağrı çekmeleri, mama değişimi ve hatta hava koşulları bile davranışlarında farklılık yaratabilir ve evin dengesini değiştirebilir. Bazen çok koşturmacalı oyunların da kavga olarak yanlış anlaşılabileceği unutulmamalıdır.
Bazı kedi yakınları evde tek yaşayan kedilerini sosyalleşmek için dışarı çıkarmaları gerektiğini düşünebilirler ancak evden çıkmaya alışık olmayan kedilerin misafirliğe, tatile ya da pikniğe gitmeleri yarardan çok zarar getirebilir.
Kedi yakınları, kedilerini eşit olarak sevmenin adaletli olduğunu düşünseler de her kedinin ihtiyaçları ve beklentisi farklıdır, bu yüzden kedinin istekleri göz önüne alınmalı ve eşit davranmak için oyun oynamak ya da temas kurmak istemeyen kediler zorlanmamalıdır.
Kedilerin sosyalleşme süreci ilk 8 hafta olarak bilinse de hayat boyu öğrenmeye açıktırlar, farklı olumlu deneyimler davranışlarını zenginleştirecektir.
Sonuç olarak, her kedinin birbirinden farklı davranışsal ihtiyaçları ve karakterleri olduğu kabul edilmeli, fiziksel ve davranışsal doğal ihtiyaçları karşılanmalıdır. Hayvanlar ile ilişkini temelinin sevgiden önce saygı olması gerektiği unutulmamalıdır. Sevgi ile kalın…