Herkese merhaba. Yazacağım bir sürü konu birikti ve son yazımdan bu yana bayağı bir zaman geçti ama ben maalesef ben bir türlü klavyenin başına oturamadım. Bu aralar herkes gibi hayatın içindeki koşuşturmacalara biraz daha fazla daldığım için yazamadım. Sağolsun sevgili Neslihan’ın (Pembe Pusula gazetesinin kurucusu) teşviki ile gene birlikteyiz.
8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününüz kutlu olsun. Ama sadece biz kadınların değil aynı zamanda erkeklerin de kutlu olsun. Çünkü Yin-Yang da olduğu gibi ayrı iki tarafın aslında tek olduğu gibi hepimizin içinde hem eril hem dişil yanlarımız vardır ve biz hepsiyle bütünüzdür. İkisi birbirinin tamamlayıcısıdır dedikten sonra da biraz feminist bir yaklaşımla toplumda kadınlarımızın bir tık daha önemli olduğunu düşünenlerdenim. Herhalde biraz taraf tutuyorum.
Günümüzde maalesef kadına verilen önem toplumlara , ülkelere göre değişiyor. Kadınlarımız el üstünde tutulması gerekirken bazı toplumlarda ikinci sınıf insan muamelesi görüyor. Ancak bunu sadece toplumlara da atfetmemek de gerek; çünkü insan bazında da ele alıp değerlendirmeliyiz. Örneğin toplumda saygın, başarılı, iyi bir meslek sahibi olan bazı erkekler var ki onlar sadece kendilerinin önemli olduğunu, hayatlarında kadının aslında hiçbir değeri olmadığını hem ifade ediyorlar hem de öyle davranışlar sergiliyorlar. Aslında nasıl bir yanılgı içinde olduklarını onlar bile bilmiyorlar ve maalesef bu kişilerin kafa yapılarını da değiştirmek mümkün olmuyor.
Neyse bugünkü konumumuza gelecek olursak Kadın sağlığı nedir onu biraz anlatmak istiyorum. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ ya göre Sağlık; sadece hastalık ya da sakatlığın olmayışı değil; fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak tamamen iyi olma halidir (WHO, 2010).Birleşmiş Milletler Eylem Platform’u da “Kadın Sağlığı; zihinsel, sosyal ve fiziksel iyi olma durumunu kapsar ve tüm bunlar yaşamlarının biyolojik olduğu kadar sosyal, ekonomik ve siyasi çerçevesi ile de belirlenir” şeklinde ifade etmiştir.
Kadın sağlığı; birçok faktörün etkisi altındadır. Kadın sağlığı direkt olarak kendisi için önemli olduğu kadar aile ve çocuk sağlığı açısında da önem teşkil etmektedir. Kadın sağlığı toplumun diğer kesimlerinden farklı özellikler gösterir ve sağlık hizmetlerinde önceliği vardır. Sağlıklı kadın demek sağlıklı bir toplum demektir. Sağlık bakanlığımız kadın sağlığını, üreme sağlığı ile birlikte ele almaktadır. Sağlık Bakanlığımız ülkemizde Kadın ve Üreme Sağlığı için, öncelikle bireylerin sağlıklı üreme haklarına saygılı, çiftlerin istedikleri zaman ve istedikleri sayıda, bakabilecekleri kadar çocuk sahibi olmalarının sağlanması, anne ölümlerinin önüne geçebilmek, güvenli anneliğin her kadın tarafından yaşanabilmesi için, kadının ömrü boyunca sağlıklı ve kaliteli yaşam sürdürebilmesi için politik, yasal ve sağlık sistemleri ile ilgili düzenlemeleri yapmasının esas alındığı faaliyetleri sürdürmektedir. Kadın ve Üreme Sağlığı hizmetlerini eşit, ulaşılabilir, nitelikli, modern ve sürdürebilir kılarak hastalık ve ölümleri azaltmak Sağlık Bakanlığımızın en önemli hedeflerindendir. Kadın sağlığı sadece fizyolojik durumlardan değil, toplum içindeki statüden, çalışma ortamından, sosyoekonomik durumdan, aile içi ve sosyal ilişkilerden olmak üzere birçok faktörden etkilenmektedir. Kadının toplum içindeki statütüsü kadın sağlığını önemli ölçüde etkilediği için, kadının eğitimini, gelir düzeyini, çalışma durumunu, aile ve toplum içindeki rolünü artırarak kadınlarımıza değer vermeliyiz.
Kadın sağlığına tıbbi yaklaşacak olursak doğumdan ölüme kadar her yaşta ele almalıyız. Bence Kadın sağlığı anne rahminde oluşmaya başladığımız anda başlar ve ölüme kadar devam eder. Anne karnında ne kadar sağlıklı bir dokuz ay geçirirsek bir o kadar sağlıklı doğma ihtimali artarak dünya ya bir sıfır önde başlarız. Bunu sağlıklı geçirilmiş bir doğum süreci, sağlıklı bir yeni doğan bakımı takip eder. Yani kadın sağlığı bence erişkinlikte başlamaz.
Küçük yaşlarda bir kız çocuğunun bazı rahatsızlıklarında Çocuk doktoru ile birlikte Kadın doğum doktoru birlikte teşhis koyup tedavi ederler. Kızlarımız genç kızlığa adım attıklarından itibaren Kadın Sağlığının içine ister istemez girmiş olurlar. İşte tam bu nedenlerden dolayı okullarımızda çocuklarımıza, gençlerimize kadın ve üreme sağlığı konularında ayrıntılı eğitimler vererek onları bilinçlendirmeliyiz. Her konuda eğitim nasıl küçük yaşta başlarsa bu konuda da vereceğimiz eğitimlerde erken olmalıdır. Sağlıklı bir toplum, sağlıklı bir aile için sağlıklı bir kadın ve Üreme sağlığı eğitimi gerekir. Bu konudaki eğitim sadece okulda değil evde de ebeveynlerin de desteği ile bütünleşmelidir. Bizim örf ve adetlerimize göre kadını, kadın sağlığını, cinselliği, adet düzensizliğini ve bunun gibi durumları kızlarımızla konuşmak maalesef çoğu ailede ayıp, günah yüzden kadın sağlığından bahsedebilmemiz için önce topluma ve ebeveynlerimize bunun ayıp, günah olmadığını anlatmalıyız.
Kadın ve üreme sağlığı için düzenli olarak belirli aralıklarla doktorumuza gidip kontrol olmalıyız. Kontrollere ne zaman başlamalıyız? Genç kızlığa adıma attıktan sonra eğer şikâyet yoksa 18 yaşına kadar sık olmamak koşulu ile kontrollere başlayabilirler. Daha sonra her kadının altı ayda bir rutin takip olmasını öneririz. Tabii eğer herhangi bir rahatsızlık varsa doktorunun tekrar kontrol zamanını aksatmamalıdırlar, 10 gün veya bir ay sonra bile kontrol gerekebilir. Gebelik olduğunda takip yöntemi daha farklıdır. Ay ay, hafta hafta takip gerekebilir. Belli haftalarda belli testler yapıldığı için bu haftalarda mutlaka hamile bayan doktoruna gözükmelidir. Bazen gebelikte takip kişiye özel olabiliyor örneğin annede tansiyon, diyabet, bebekte gelişme geriliği gibi önemli sorunlar varsa o zaman daha sık hatta yatarak takip te yapılabiliniyor. Gebelik haricinde kadın doğum muayenesinin yanında belirli aralıklarla yapılan Smear ve HPV testlerini de ihmal etmemek gerekiyor.
Diğer önemli bir konuda cinsel yaşam ve konudaki bilgiler. Maalesef ülkemizde bu durumun çok iyi olmadığını düşünüyorum. Erkeklerin kadınları bir obje, bir materyal olarak görmeleri ve çoğu kadının cinsel yaşantısında sırf bunu görev olarak görüp hiç bir şey hissetmeden görevini yerine getirmesi bitmeden Cinsel sağlıktan söz edemeyiz. İlk gece korkusu yüzünden yıllarca eşiyle birlikte olamayan ve bu konuda yardım talebinde bulunmayan bir sürü kadınımız var. Muayeneye gelenler de Cinsel sağlık hakkında bilgi almaktan çekiniyor; eğer doktoru da sormaz ise o konuda ki sıkıntısı devam ediyor. Lütfen sorunlarınızı, sıkıntılarınız, şikâyetlerinizi çekinmeden sorup yardım talep edin. Bir sonraki süreçte Menopoz dönemidir. Menopoza girince takipler gene devam etmelidir. Üreme bitti cinsellik bitti muayene olamama gerek yok diye düşünmek çok yanlıştır. Menopoz döneminde rastlanılan rahatsızlıklar arasında jinekolojik kanserler önemli bir yer teşkil eder. O yüzden mutlaka belirli aralıklarla muayeneye devam edilmelidir.
Kadın sağlığı sağlığına sadece kadın hastalıkları açısından bakmak yanlış olur. Kadının sağılığını baştan aşağıya hem fiziksel hem ruhsal hem zihinsel olarak ele almalıyız. Bir kadın ruhsal olarak iyilik hali içinde olmazsa ne kendisini ne ailesini ne de toplumu mutlu edemez onlarla sağlıklı iletişim kuramaz. Toplum içinde gerçek kimliğini sergileyemez, sağlıklı çocuklar yetiştiremez. Aynı zamanda kendisini her alanda eğitmelidir ki kendiyle her anlamda bir bütün olabilmelidir.
Özetle kadın sağlığı hayatımızın her alanında, her yerde. Kadınlarımızın gereken saygıyı, önemi hakketmesi dileğiyle sevgiyle hoş çakalın.