Bugün ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’… Kadın emeğinin sömürülmesi, hak ihlalleri ve adaletsizlik üzerine tüm gün yazılacak, çizilecek, konuşulacak. Dünyanın her yerinde kadın ile ilgili pek çok hak kaybı ve eşitsizliği görüyoruz. Peki dünyanın diğer dişileri? İnsan haklarının elde edilmesi için gerekli bilincin ve saygının oluşabilmesinin hayvan haklarına bakış açısından geçtiğini düşünenlerdenim.
Bu dünyada kadınlar gibi sömürülen diğer türlerin dişileri de mevcut maalesef, sadece dişi mi erkekler de var dediğinizi duyar gibiyim, haklısınız ama gün özelinde bugün sadece dişiler hakkında yazacağım.
Dünya genelinde her türün dişisinin en sömürülen yanı üreme yeteneği herhalde. Her yıl milyonlarca inek, koyun, keçi, kedi, köpek, kuş ve egzotik hayvan isteği dışında ticari amaçla çiftleştiriliyor ve doğum yapması bekleniyor. Özellikle süt ya da et verimi yüksek çiftlik hayvanları ile beraber özel ırk (!) kedi ve köpekler çiftleştiriliyor ve yavrular yasa dışı yollar ile satılıyor. Ruhsatsız ve denetimsiz üretim çiftlikleri hatta evlerde bile çok sayıda dişi, sağlıkları hiç sayılarak doğurtuluyor ve yavruları zorla ellerinden alınarak tekrar kızgınlık döngüsüne geçmesi sağlanıyor. Doğan yavruların çoğu ya ölüyor ya da annenin yanında kalma süreleri göz ardı edilerek anneden erken koparılarak yaşama devam etmek zorunda bırakılıyorlar. Her canlının tabii ki üreme hakkı var ancak plansız programsız ve salt ticaret odaklı doğumlar milyonlarca anne ve yavrunun ölümüne yol açabiliyor.
Yasa dışı yollarla ülkeden transit geçerken yakalanan goril yavrusu hepimizin hafızalarında. Acaba annesi tutsak mıydı yoksa ormanda anneyi öldürerek mi yavrusunu çaldılar? Bu soru hep aklımızda gezdi durdu. Çok sevimli fotoğrafları çekilip, basında popüler hale getirildikten sonra şu an türünün tek bireyi olarak hayatı boyunca doğal yaşama benzer bir ortamda ya da bir hayvanat bahçesinde yaşatılmaya çalışılacak.
Cinsel olarak sömürülen, işkence ve tacize uğrayan da maalesef pek çok hayvan var ve bunların çoğu da dişi… Büyüde kullanılmak üzere öldürülen ya da engelli hale getirilen hayvan sayısı da azımsanmayacak kadar fazla.
Hayvanları Koruma Kanunu değişikliği ile şu an pek çok dişi köpek ya barınaklarda hapsedilmiş ya da doğada kendi haline bırakılmış durumda. Yeni yasa değişikliği yüzünden kısırlaştırma sayıları maalesef çok düştü, bu durum düzeltilmezse sokakta, ormanda ya da doğal yaşam alanlarında binlerce dişi köpek açlık, susuzluk, hastalık ve hayvan düşmanları ile karşı karşıya kalacaklar.
Dünyadaki insan dişilerinin korumanın tek yolu diğer türlerin dişilerine de korumaktan geçiyor sanırım. Tüm canlılar için adil, güvenli, sömürmeyen bir dünya düzeni dileği ile…