Her davada, her olayda hatta her mahkemede başka bir kadın figürü, sorunu ve sonucundan hareketle başlıyoruz konuya.
Zira standartlar da, kanunlar da söz konusu kadın olunca nedense yüzde yüz uygulanmıyor.
Daha doğrusu tüylerimi ürperten haberde olduğu gibi eski sevgilinin olmasını bile fırsat bilen dayakçı eşlerin, mahkemede de bunu kullanması insanı tiksindiriyor. Allah’tan birkaç akil adam ya da işini iyi yapan var da, asıl konuya yani kadının işkence görmesine getiriyor davayı.
Düşünün mağdur olan kadın ama adamın yaptıkları ayrı, dedikleri ayrı facia.
Ve fakat peki, yani
Biz bu facialardan nasıl kurtulacağız?
Üstümüze çullanan erkek egemen fikri, kürtajla bir daha tecavüz etmek isterken tüm kadınlara, susup oturmadığımız, bedenimizi ve haklarımızı savunduğumuz için,
Bir daha mı bedelini bedenimizle ödeyeceğiz, durmaksızın?
Sustukça sıra bize geliyordan çıkarak yola
Susmayıp konuşsak ne kadar, nereye kadar fayda?
Felsefe de mantık ta, psikoloji de, uygulama, kurgulama da apayrı.
Kişiye özel yorumların, ne yazık ki erkek egemen anlayışın, çoğu zaman da torpilin işlediği bir durumdan ibaret değil bunların hepsi.
Nereye gitsek peşimizi bırakmayan, bırakmaya da niyeti olmayan cinsiyet ayrımcılığı ikiz kardeşi sanıyor kendi insan haklarının.
Sanıyor ki hep neredeyse aynı kefede, hatta kimileri tarafında aynı anlamda.
Biz ne diyoruz onlar ne anlıyor artık biliyoruz.
Hatta kimileri için boşa konuşuyoruz, onun da farkındayız.
Ama kimliğimizin pembe olmasının içimizde yarattığı hislerden mi yoksa anadan doğma cinsiyetimizden duyduğumuz memnuniyetten mi bilmem yok geri adım atmaya da, konunun, sorunun altında kalmaya da niyetimiz.
Kadın ülkelerin gelişmişlik seviyesinin belirleyicisidir.
Kadın geleceği düşünendir.
Kadın doğurandır, doğurgandır, düşünen, hissedendir.
Doğal yetenekleri olandır.
Kadın sevendir.
Karşılıksız beklemeyendir.
Beklenenden fazlasını yapan, verilmesine ise ihtiyaç duymayandır.
Dolayısıyla kadının konmaya çalıştığı cam fanusları, camdan tavanları çoktan kırdık biz.
Camdan kafesler değil yaşayacağımız, yaşatılacağımız yerler.
Sıradan da değil zaten bizim üzerimizden gündemin tartışılanları.
Sıradanlaştırılan sorunlar değil bizim muhataplarımız.
Bedenimiz üzerinden yapılan, yapılmaya çalışılan ya da ramak kalan politikaların esiri de, kullanıcısı da, uygulayıcısı da olmayacağız.
Bedenimizin bize verdiklerini, bize yaradan tarafından verilenlerin kıymetini bileceğiz.
Bilmeyenlerini bilmesine çalışacağız.
Çalışarak olmuyorsa olmasını sağlayacağız.
Kendimizi bir daha anlatmayacağız ama anlamayanlara, ısrarla, bıkmadan, yılmadan, susmadan
konuşacağız.
Ve en önemlisi
Çok daha büyük sorunlarla yüzleşmeyen, farkında olunup kapanan, kapatılan onca sorun varken
Gündemin kadın,
Kadının vücudunun, kadından başkasının konusu olmasına da
Konunun kürtaj olmasına da izin vermeyeceğiz.