Hepimiz farkındayız.Çok bunaldığımız 2013 bir an önce bitsin istedik.2014’ten epey bir medet bekledik; ama yok.2014 için şimdiden tehlike çanları çalmaya başladı.17 Aralık operasyonun ülkeye verdiği ağırlık, endişe ve kaos ortamı, her gün yenisi eklenen kasetlerle ciddi bir savaşa dönüştü. Giderek endişeleri artan bir toplumsal psikoloji halindeyiz.En azından ben öyleyim.Ve tüm bunlar, ülkemin üzerindeki kara bulutların dağılmasına değil giderek artmasına sebep oluyor.Peki, ne yapacağız?İkiye bölünmüş bir toplumu yeniden nasıl birleştireceğiz? Bu kadar büyük bir yapıştırıcı, büyük bir küresel oyuncu olmak için, insanları neyin çatısı altında birleştirmek, kimleri bu çatıya dâhil etmek, kimleri çıkarmak gerek?Bırakın uygulamayı, fikir olarak bile imkânsız görünüyorken, gizli düşmanlar içten içe, alttan alta, hiçbir şey yapmıyormuş gibi görünüp, hepimizi birbirimize alenen düşman ediyorken, ne yapmalı?Öncelikle bizi biz yapan değerleri hatırlamak gerek desem, burun kıvıracak mısınız?Bir kısmınız onları zaten biliyoruz deyip, geri kalanınız kim hatırlıyor ki artık onları demeyecek mi? Kimileri bundan vazgeçip, pek çoğu yeniden başlayalım hadi diyebilecek mi?Biz uzlaşmayı bilen bir kültür değil miyiz?Madem öyle neden uzlaşamıyoruz?Dizi filmleri örnek alıp, yüzyıllar önce yapılan aile katliamları gibi sonlar bizi daha mı mutlu edecek?Kan dökmeden, küfür etmeden, başkasının hakkını gasp etmeden, dürüst bir toplum yaratamayacak mıyız?Herkes kendine düşen görevi biliyor mu?Herkes kendi yaptığı hatanın farkında mı?Ben hiçbir kuralı ihlal etmiyorum, hiçbir yanlışım, hukuksuzluğum yok diyebilecek kaç babayiğit var bu topraklarda?Kaç kişiyiz birbirimizin yüzüne gözlerini kaçırmadan, her türlü doğruyu söyleyebilecek samimiyette?Ne kadarımız kazancımızın bir kısmını insani değerler için harcıyor, paylaşıyor?Ne kadarı kazancını kimsenin bilmediği işlerden kazanıyor?Gece yastığa başınızı koyduğunuzda ne kadar rahatsınız?Ne oldu bize diye düşünmeyeli çok zaman oldu mu?Yoksa benim gibi sizin de aklınızdan çıkmıyor mu?Ne zamandır sokaktaki çocuklara zaten alışmasınlar diye para vermiyoruz?Eskiden haline acıyıp üzüldüğümüz dilencilere burnumuzu kıvırıyoruz?Ne kadar çok muhtaç insanın, zor durumda çocuğun olduğunun farkında; ama doğru yere gitmiyor bahanesi altında onlara yardım etmiyoruz, ne zamandır?Kabul edelim artıkBu ülke insanlığını, insani değerlerini yitirdiği için bu hale geldi.Siyaseti de siyasetçileri de suçlamayı bırakalım artıkİnsanı suçlayalım, kendimizi,Market sırasında, kırmızı ışıkta, bankada fatura öderken, bir kişinin bile önüne geçmeye çalışıyorken, sakın ben suçlu değilim demeyelim.Sakın kendimizi masum sanmayalımKomşumuzun evinde karısı feryatlar içindeyken sadece dinliyorsak, sokak çocuklarını aç biilaç görüp kafamızı çeviriyorsak, sadece dizilerdeki karakterlere özenip onlar gibi olma çabasında ama bunu içi boş beyinlerle yapıyorsak, çalışmadan kazanmanın kısa yollarını arıyorsak, hiçbir şey bilmeyip, çok şey biliyormuş gibi rol yapıyorsak, geçmiş olsun bize.Hastalanmışız zira.Öyle çabuk geçecek, bir ilaçla şifa bulacak cinsten de değil.Tüm organlarımız zarar görmüş.Beynimiz, kalbimiz, midemiz, bağırsaklarımız elimiz, kolumuz, her yerimiz.Hani vicdanımız, merhametimiz, namusumuz, dürüstlüğümüz?Hatırladıysanız bu değerleri, uzuvlarla beraber onlar da gitmiş bir yerlereGeri dönmesi nesiller boyu sürecek bir tarihe.Unutmayız bu topraklarda hiç kimse masum değil.Önce kendimizden başlayıp soralım.Kim masum bu ülkede?