Şehri seçim telaşından çok, aday adayı olacaklarının dedikodusunun etrafı sardığı, bizim Kadının Hürriyeti Gazetemiz sebebiyle koltuklarımızın fena halde kabardığı, toplumsal işlere imza atmanın keyfiyle girilen bir bayramın, nasıl geçeceğini bilemediğim uzun bir tatil tadı. Aslında ne piyasalar çok parlak, ne siyasi gündem aydınlık, ne medya dünyası şeffaf, ne insanım samimi.Sadece ülkemi demek isteyemiyorum ama dünyayı almış başını bir kötülük sarmış giderken, savaşlar, şiddet, yolsuzluk, cinayet, hiddet, hırsızlık sıradanlaşmışken, biz hala minicik şeylerden bile mutlu olmayı sürdürüyor muyuz?Evet Hala güzel bir haberin ruhumuzu okşayıp, kalbimizi yumuşattığı bir düşüncemizin olması bizi iyi insanlar grubuna sokuyor olsa da, azınlıkta olmamızın şanssızlığını ya da çilesini de çekiyor olabilir miyiz?Nereye gidersek gidelim peşimizden gelen kötülük sizde de çoğu zaman kader etkisi yaratmıyor mu?Örneğin açıklanan paketin neye isabet ettiği hala kafalarda soru işaretiyken, kaldırılan andımız ve belki de hiç bu duruma gelmemesi gereken türban konusu gündemi meşgul etmeye yeter mi?
11Ekim’in Dünya Kız Çocukları günü olarak belirlenmesi ve farkındalık olarak kutlanması aslında görmemiz gereken gerçeklerin bir açıklaması mı? Buna iyi niyetle baktığımız kadar ardındaki kötülüklerin ortaya çıkma fırsatı olarak değerlendirmek doğru olan değil mi?Çabalar artıyor görünürken aslında anneliğe daha fazla özendirilen, dışarıdaki toplumsal rollere hep aynı unvanla katılması hedeflenen kadın için çizilen yeni yolun farkında mıyız?Farkındaysak bu farkındalık adına yapmak istediklerimizi gündeme haykırmaya hazır mıyız?
Oysa kadın, annelikle taçlanmanın yanı sıra öyle çok yükün altından kalkmaya programlanmış ve bunları başarıyla yapabilir durumda, Oysa kadın, sahip olduğu hakları uygulamak için yeniden hak etmek ve bu süreçte ısrarla ve ısrarla uğraşmak zorunda,Oysa kadın zaten onun olanı almaktan öteye gitmeden sosyolojik çoğunluğu kadar ifa ve ifadeden başkasını istemeyen birey, Ne siyasete malzeme, ne topluma meta, ne aileye direk olmak dışında kadın sadece kadın olmak isterken oluşturduğu zemin,Bunun dışındaki tüm rollere büründürülen ama bu arada unutturulan kadınlığı için ufak tefek sesler çıkarmaya çalışırken,Sadece erkekler tarafından değil, kadınlar tarafından bile kadınlığına dair kötü muameleyle karşılaşırken,Kolay değil işimiz…
Hiç kolay değil özgür kadınların olduğu bir gelecek bekleyişimiz, Ve sadece kendimiz için değil, kız çocuklarımız için de hayal ettiğimiz gelecek için hazırladığımız altyapı, Hepsi gözümüzün içine bakıyor, Hepsi bizim daha istikrarlı, azimli olmamızı gerektiriyor,Ve hepsi her ne olursa olsun kadınlığımızdan da, kadın olmanın yanı sıra yapabileceklerimizden de vazgeçmememize bizi mecbur bırakıyor. Kendi gücümüzü bilerek hareket ettikçe, güç birliği de yaptıkça,Bizimle çıkılacak her yol başarı getirecek ülkeye, Kadının kadınlığının inkar ettirilmesinin aksine, gücünün, inancının ve annelikten gelen şefkat duygusuyla birleşince ortaya çıkan sonuç gözle görüldükçe,Daha fazla söz sahibi olacak bu ülkede. O yüzden daha çok kadının söz sahibi olduğu, sırf kadın olduğu için haksızlığa uğramadığı bir bayram dileklerimle…