Kadın sorunlarıyla daha fazla gündeme getirip, konuşmaya başlayalı beri, iyice parmakla gösterilir olduk. Kimilerinin canını sıktık, kimileri tarafından alaya alındık. Bizi şımarıklıkla suçlayanlar, her gün ölen kadınları, gencecik kızları, perişan olan çocukları görünce bile hız kesmediler.Mağduriyet sürecinde hızları çığ gibi artan çocukları görmek bile onları merhamete getiremedi.Ama biz durmadık. Ne derlerse desinler, bir gerçeği, bu gerçeği ortaya koymak zorundaydık, ne pahasına olursa olsun…Çünkü daha Türkiye’de kadının haklarını kullanması ve korunması adına atılacak yüzlerce adım var. Ucu görünmeyen tepedeki merdivenden her çıkmaya başladığımızda birileri kolumuzdan bizi aşağıya çekmek istese de, kadın için ölümü kader olmaktan çıkarmaya niyetliyiz.Kadının hak ettiği gibi yaşaması, çocukların, çocukluğunu çocukluğunda yaşaması en büyük hedefimiz. Hiçbir kadının ve hiçbir çocuğun ‘Kader’lerinin birbirine benzememesi ise umudumuz, hayalimiz, beklentimiz.Biliyorsunuz, Siirt’in Pervari ilçesinde 12 yaşında evlendirilen, 13’ünde anne olan ve evinde silahla vurulmuş halde bulunan 14 yaşındaki Kader Erten’in ölümünden sonra “çocuk gelin” ve “çocuk anne” sorunu tekrar gündeme geldi. Manşete oturduk, buna ilişkin sosyal medyada eylemler yapıldı. Bir yanda gerçeğe ilişkin gündem oluşturulurken, birilerinin sürekli kulaklarını tıkaması ve gözlerini kapatmasından ısrarla yorulmadık.Hepimizin bildiği ama illaki bir ölümle hatırlamak zorunda olduğumuz gerçek, yine vurdu suratımıza. Bizse, acımadı ki acımadı ki diyen şımarık çocuklar gibi, sorun yokmuş gibi davranıyoruz hala.Oysa rakamlar gerçeği çok net ortaya koyuyor:Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Diyarbakır Bölge Müdürlüğünden alınan verilere göre, Türkiye’de 2001-2012 yıllarında 15 yaş altında olan 17 bin 648 çocuk, anne oldu. Bunlardan 4 bin 312’si Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki çocuklar. Aynı tarihlerde Diyarbakır’da bin 131, Şanlıurfa’da ise 940 çocuk doğum yaptı ve anne oldu.Türkiye’de 15-17 yaş arasında 412 bin 923 genç kız anne oldu. Bunların 242 bin 836’sı Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki genç kızlar. 2008-2012 yıllarında ise 16-19 yaş grubunda 695 bin 782 genç kız resmi nikahla evlendi.Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da maalesef 13-15 yaş arasında çocuk gelinler ve 15-17 yaşlarındaki annelik, alışıla geldik bir durum olmuş. Ne karşı çıkan, ne karşı koyan var. Ama söz konusu para ve ilişkiye gelince ne kadar da çok taliplisi oluşmuş konunun.Ancak yakından tanıma şansı bulduğumuz örneklerde de olduğu gibi çocuk yaşta evliliği ve anne olmayı asla kaldıramayan kız çocuklarını çok zor hayat şartları, zor bir psikoloji ve gelecek bekliyor.Tüm Türkiye olarak onların yazgısına dönüşen bu duruma dur demek zorundayız.Kendisinden çok daha büyük yaşlarda tanımadıkları kişilerle, ailelerinin zoruyla evlendirilen bu çocuklara sahip çıkmak zorundayız.Bunu yapabilmek için de çocuk gelin konusunu bir suç gibi düşünmeli, gelin gibi süslü bir kılıfın içinde sanki iyi bir şeymiş gibi lanse etmemeliyiz. 18 yaşında küçüklere imam nikahı kıyanlar dahil evlendirenler, evlenmesine izin verenler ve evlenenlerin hepsinin suç işlediğine inanmalı ve gerekli cezaları almalarını sağlamalıyız. Türk kadını ve kız çocuklarını ‘kader’leriyle baş başa bırakamayız.Toplum olarak üstümüze düşeni yapmaz, elimizi kadın ve erkek olarak taşın altına sokmazsak, gelecekte karşımıza çıkacak olan sorunları çözmemize imkan olmayacak. Bunu unutmayalım…