Bu ülkede biz ne kadar bağırırsak bağıralım, meclisteki kadın sayısı 550 nin yarısı olmayacak, hatta dört biri bile olmayacak
Ne kadar istersek isteyelim, kadın valilerimiz, belediye başkanlarımız hep ve ancak birer tane kalacak
Kadının siyasette, sosyal hayatta ve iyi bir ekonomik seviyede olmasını isteyen, istediğini söyleyen tek bir kişi bile kılını kıpırdatmayacağı için kadın hep azınlık olmaya devam edecek. Hiçbir zaman siyasette ve sosyal hayatta olması gerektiği yerde olamayacak
Dünya nüfusunun yüzde 28 ekonomisini oluştururken, sadece dünya üzerinde yüzde 2 varlık sahibi olacak.
Kadın maalesef kendine biçilen ve taşımaktan gurur duyduğu annelik kaftanının dışına hiç çıkamayacak.
Kadın maalesef şiddete malzeme olacak, gördüğü şiddeti hep ispatlamak zorunda kalacak ve erkeğin bu konudaki haklılığının toplumda yarattığı yargı gereği şikâyet etmekten bile giderek daha utanıyor hale gelecek
Bu ülke asla, dünyanın en gelişmiş ülke ve ekonomilerinin, kadınların taşıdığı bayrakla bu noktaya geldiği gerçeğini kabullenmeyecek.
Kadının hak ettiği yerde olduğu zaman yaratacağı harikaları görmek yerine, eğitimsiz ve cahilliğin arkasına sığınan, modern olmak yerine gelenekselci kıvamına bürünen, başkasında kadını beğenen ama kendi etrafında mümkün olduğunca kapatılan kadınlara dönüştürmek isteyecek.
Toplum, kadının kendi kendine başlattığı çığlığa yüksek sesle karşılık verecek ama siyasette, ekonomide, kamuda, evde, iş hayatında o kadar çok örselenecek ki, bir gün (umarım o gün hiç gelmez) vazgeçecek.
Bu ülkede kadın hiçbir zaman medeniyetin öncüsü, adaletin simgesi, ailenin sevgilisi ve toplumun mihenk taşı olamayacak.
Kız çocukları hala okula gönderilmeyebilecek. Hala 10 yaşını geçen çocuklar bir mal gibi para karşılığı satılacak ve buna şirin bir gelinlikle evcilik süsü verilecek, koca koca adamlar ufacık kız çocuklarını cinsel emellerine alet etmeye devam edecek ve bunlar yargılanmak yerine maalesef toplumun alıştığı insanlara dönüşecek
Hayal kurma Ey Türk kadını, önüne bak
Seni görmeyen, görmek istemeyen, kadınlığını hiçe saymakla meşrulaştırmaya çalışan, kadını bir kalıba sokup asla çıkarmamayı hayal edenlerin olduğu topraklardasın.
İstediğin kadar haklı ol, ,istediğin kadar geleceğe daha güler yüzle, güvenle bak, seni bir camın kenarına ya da bir pencerenin dibine oturtup, ailenin bekçiliğine soyundurmak isteyenlere inanma!
Her yıl verilen onlarca söze, binlerce erkeğin ağzından çıkan kadınlarımızı çok önemsiyoruz, onların hayatın her alanında olması gerek cümlelerini yaz hafızana, çünkü bunlar gerçek olmayacak o yüzden ancak zihninde duyabileceğin sesler olarak kalacak
Hayal kurmayalım kadınım!
Biz medeniyetlerin beşiği, dünyanın en verimli topraklarında değersiz koltukların kavgasını yaparken, birileri, kimileri, tüm değerlerimizi, değerlilerimizi alıp götürdü, soyup soğana çevirdi bizi
Sadece cebimizi boşaltmakla kalmadı, zihnimizden de çıkardı tüm bilgileri, beynimizi de yıkadı. Öyle sıradanlaştırdı ki eksik olanları içimizde, anormali normal, hukuksuzu adil, kötüyü iyi bellemeye başladık.
Ama ezberle Ey Türk kadını!
Bir gün tüm olumsuzlukların sebebi de, sonucu da sen olacaksın. Kadının doğurganlığı ve anneliği kutsal olduğu kadar dert açacak başına. Her suç kadına, sorunlu çocuk anneye isnat edilecek.
Velhasıl kadını harcayarak kaybedeceğimiz gelecek nesillerin hesabı, en çok onları her şekil ve şartta yetiştirmeye çalışan ama maalesef ahlakı da kendi de bozulan insan engeline takılacak ki,
Bunu sil baştan nasıl çözeceğiz, işte onu hiç hayal edemiyorum. ..