Gündemden inmeyen deprem sarsıntıları, 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz eden 26 kişinin soruşturmasıyla daha bir alevlendi.
Konu hala yargı aşamasında ve öğrendiğimiz kadarıyla eski kanuna göre hareket edilen bir noktada verilecek ceza konuşuluyor.
Basına yansıyan kısmıyla ortaya dökülenlerden, sonuçlardan memnun olmadık ancak yargılamanın tamamlanmasını bekliyoruz, tam anlamıyla doğru cümleler kurabilmek için konuya ilişkin.
Ama işin ceza kısmı kadar ülkemizde çocuk tecavüzleri boyutunu da ayrıca konuşmak gerekiyor
Daha görünür hale gelen, algımızda üst sıraya yerleşen kadına şiddet konusunun içinde çocuk gelinler, çocuk tecavüzleri, ensest türünden onlarca çeşit birbirinden kötü eylem var.
Ve aslolan, var olan, kabul etmek zorunda olduğumuz bunların varlığı, olasılığı değil.
Ülkemiz, şehrimiz, mahallemiz sınırları içinde kadına şiddet uygulayan, çocuğuna tecavüz eden ya da küçük çocuklarla evlenmeye çalışan zihniyetler var ki, önce bunu durdurmak gerek.
İşi temelinden, kökünden kazımazsak, verilen cezaların bu konuda yeterli olacağına inancım tam değil.
Pembe Pusula gazetesi olarak daha önce de sizlerle paylaştığımız çocuk gelin dosyamızın geniş hatlarıyla, bir nebze olsun çocuk gelin konusunun sesi olmaya çalışmıştık.
Öyle iç karartıcı, yürek yakıcı veriler çıkmış, hikâyeler dinlenmiş, bulunmuştu ki, konunun derinliğine biz de gömülmüştük.
Zira çocuk gelin = çocuk tecavüzü demek bana kalırsa.
Buna izin verilen bir toplum olma sanrımız, çocuğa tecavüzü de olanaklı görüyor demek olur ki, çok büyük tehlike.
Ülkede ahlaka dayalı sorunların hastalık derecesine gelip, dışa vurumu yeni bir olgu değil.
Bu, yüzyıllar boyu çok eski nesillerden gelen bir takım değerlerin de yargısız uygulanışı.
Yeni olan buna maruz kalanların, mağdurların anlatma, konuşabilme, dışa vurum becerisi.
Eskiden utanç içinde yaşananlar, sadece kadına ve çocuğa sürülen bir leke olarak kalır, yapanın bırakın canını, vicdanı bile rahatsız olmazdı.
Ancak yeni aile düzeni ya da toplumsal değişim bunu bir nebze olsun konuşabilme cesareti getirdi ülkemde ki henüz başlangıç safhasında.
Önce gerçekleri kabul etmekle başlayalım konuya.
Ülkemde ensest te yaygın, çocuk tecavüzü de.
Kadına şiddet kadar, kadın cinayeti kadar.
Çocuğumuzun istismarı, aile içi ve dışı maruz kaldıkları hep saklı tutulmuş bugüne kadar dosyalarda.
Artık yavaş yavaş ama mağdurları değil suçluları deşifre ederek çözme zamanı.
Sadece ülkemizde değil dünyada da akıl almaz bir teknolojiyle büyüyen, pahalı da bir sektöre dönüşmüş neredeyse konu.
Ve sosyal, toplumsal önlemlerle birlikte çok ağır kanuni yaptırımlar uygulanmazsa bırakın kısa vadeyi orta vade bile çözmenin hayal olarak kalacağı ortada.
Ne var ki, toplumun bunun farkına varmaya başlaması konunun ilk adımı olarak önemli.
Bir o kadar önemli unsur da bu farkındalığın mağdura fayda yaratması, suçu arttırmaması yönünde.
Ülkem, şehrin bilinen bilinmeyen çocuk gelin ve çocuk tecavüzlerinin içinde yüzüyor.
Ensest düşünmediğimiz kadar yanımızda, yakınımızda.
Geleceğimiz çocuklarımız korumak kollamak sadece ebeveyn olarak değil, bu toplumun fertleri, bireyleri olarak ta görevimiz.
Aksi halde kötülükleri yaşayarak büyüyen, büyütülen ve bunları normal sanarak yaşama devam etme ihtiyacı duyacak nesiller yaratırız ki, sonları malum.
İşin özü kadın ve çocuğun vücudundaki depremi durdurabilelim. En azından buna çare bulalım.