İki gündür YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) yapılıyor tüm ülkede.
Yaklaşık 3.1 milyon kişi iki gündür ter döküyor sınavlarda.
Mevcut kontenjan ve kalkan katsayı neticesinde yerleşecek olanların sayısı taş çatlasa 900 bin. Yani sınava girenlerin üçte biri okullara yerleşecek, geride kalanı açıkta kalacak.
Ama daha da önemlisi bu 900 bin ya da hadi bir milyon diyelim içinde ilk 100 bin dışında kalanlar hangi okullara girecek ve sonrasında ne olacak?
Bu kadar üniversite mezunu kültürel anlamda büyük bir çeşitlilik ve zenginlik olabilir ama meslek edinme, hedef koyma ve istihdam anlamında neye karşılık geliyor?
Büyük bir üniversiteli işsizliğe.
YKS ‘ye girenlerin sayısının bu denli fazla olmasını, eğitim sistemindeki beklenti ve hedeflerin ne olduğuna dair, çocuklarımız, sanayici, aile ve okul açısından değerlendirdiğimde, büyük bir olumsuzluk ve ümitsizlik görüyorum.
Peki neden?
Çünkü üniversiteyi ya da okulunu bitirdiğinde avukat, doktor, hemşire gibi direkt mesleki unvanını eline alacak kitle çok az.
Geride kalanlar okudukları okulun verdiği bilgiler doğrultusunda kimi zaman birebir ama çoğunlukla farklı işlerde değerlendiriliyor.
Ve işte tam da burada büyük bir problem karşımıza duvar gibi dikiliyor, işsizlik.
Eleman açığının büyük olduğu bir sanayi̇-sanayici kitlesi ile işsizliğin büyük olduğu bir toplum.
Peki, neden örtüşmüyor?
Neden ortak bir payda, benzer bir çizgide buluşulmuyor.
Nedeni çok açık.
Üniversite, mezun olunduğunda hepimizi maalesef meslek sahibi yapmıyor.
Evet bilgi sahibi yapıyor ama direk bir mesleği işaret etmiyor.
Şöyle bir örnek vereyim,
Sanayinin en çok ihtiyaç duyduğu ara eleman yani teknik eleman.
Bunun bir bölümünü mühendislik fakülteleri ve teknik eğitim okullarından karşılayabilir. Fakat geri kalanı çok büyük bir çoğunluk ve açık.
Bir bilgi daha vermek istiyorum tam da bu noktada.
Bursa’da 96 adet meslek lisesi var ve her yıl bu okullardan tam 12bin öğrenci mezun oluyor.
12 bin yeni mezun.
Ve maalesef bu öğrencilerin yüzde 80 aldıkları eğitimin dışındaki sektörlere yöneliyor ve aradaki büyük istihdam açığı maalesef kapanmıyor.
Şimdi, eğitimde başarı nasıl arttırılır?
Çocuklarımızın doğru işe yönlendirilmesi, yetenekli olduğu ya da sevdiği konu ile ilgili eğitim alması ve eğitimini aldığı konuyla ilgili işe yönlendirilmesi.
Bu üçlü sacayağı başlangıçta organize olması zor gibi görünse de, ipin ucu tutulduğunda pilot ve demo okullarla başarıyla ulaşacaktır diye düşünüyorum.
Teknik elemanın değerinin anlaşılması ve artması, üniversite mezununun da eğitimin aldığı konu neticesinde çalışacak olması yine bu durumu kolaylaştırabilir.
Tabi bir konu daha var, o da gerek meslek liselerinin gerek üniversite sayısının ihtiyaca göre ayarlanması.
Şehirlerdeki mevcut coğrafi ve ekonomik koşullar ile ihtiyaç olan sektörlerde istihdam yaratacak bölümlerin ve okulların olması hem eğitim sistemini, hem öğrenciyi, hem şehirleri, hem de ülkeyi kalkındıracaktır.
Bu tabi çok kısa vadede uygulanması kolay bir durum değil ancak gelinen noktada farkında olmak ve çözümü bilmek bile başlamak için çok değerli diye düşünüyorum.
Siz ne dersiniz?
Haksız mıyım?