Kadınla ilgili iyi bir takım haberler duyuyorsak ta neden inandırıcı gelmiyor?
Neden kadın deyince bizim ayrımcılık yaptığımızı zannedenler aslında en büyük ayrımı ısrarla kendileri yapıyor? Önüne konan engeller
Ekonomik olarak kadının kendini geliştirmesi, sosyal hayatta daha aktif olması için ne kadar çok çalışma yapılsa da aslında mahalle baskısıyla kendi içinde engellenen ve bastırılan kadının çaresi gerçekten arıyor mu?
Çare kim?
Çare ne?
Çare nerde?
Her gün daha da artan, konuştukça da boğazımıza düğümlenen, boğazımıza kadar da battığımız kadına şiddetin, bir hamleyle çözülmesinin en azından kanunen çözümü varken, bir türlü kadının korunmaması neden?
Ailenin korunması için çıkarılmaya çalışılan kanun ısrarla beklerken yolda, şikeydi, mitti derken çıkarılanla bu ülkenin kanun değil mi?
Okullarda bitmeyen tacizler, tüm kampanyalara Hatta dizi filmlere karşın bir çıban gibi büyüyen çocuk gelinler, hayatta ama ortada kalan bebeler.
Ülkemdeki toplumsal bozulma sadece yüz nakliyle düzeltilebilse.
Keşke ülkemin tüm bozuklukları bir tek nakille, hoop düzeltilebilse.
Sırf bu yüzden olsa gerek iyileri ayyuka çıkartıyor ve kötüleri durmaksızın kanıksıyor oluşumuz.
Manşetlere, ekranlara bakmaya gerek olmadan, sıradan bir sokağın başından sonuna kadar yürüsek, farkına varıyoruz kadının içine düştüğü ve bir türlü çıkamadığı uçurumun.
Diyorum ya kafamızı çevirsek karşılaştığımız hazin durum kadının iş hayatında hayata konan modellerinde de değişmiyor.
Zihniyet aynı, uygulama aynı.
Şanslı olanlar daha insan yerine konduğu yer ve meslekleri yapabilir ama söz konusu kadın olunca, her anlamda bir frene basma hissi nedense otomatik olarak hâsıl oluyor.
Velhasıl kadınımız bu yüzyıl içinde olup ta, benim göremeyeceğime emin olduğum mücadelesinde azimle çalışan bireyler olarak, sokak sokak hane hane bile olsa kurtulacağız bu zincirlendiğimiz kurallardan.
Sadece bize isabet eden töreden.
Sadece kadının sorumlu tutulduğu ahlaktan
Ve sadece hesabı kadına sorulan mahalle baskısından da
Ülkem kadına doğru davranmayı, insanı, insanlığın kabulüyle ama çok ağır bedeller karşılığında öğrenecek.
Zira şimdilik ağır aksak, az ve etkisiz gibi görünen kadın hareketi, kendi içindeki, farklı kollar ve adresler, coğrafyalardaki buluşmalarla, süratle ve inançla ilerliyor.
Nedir bu buluşmalar diye soruyorsanız eğer, her şehirde, her semtte, her düşünce, fikir ve taraftan kadının sadece kadının hakları için buluştuğu, toplandığı bir çalışma bu.
Üstelik siyaset ya da din gibi keskin bir kılıçla ayırmadan kadını sadece cinsiyet çatısı altında buluşturabilen, büyük bir oluşum.
Göze ırak, kulağa uzak gibi geliyor olsa da, er ya da başarıya ulaşacağı kesin olan bu oluşumdan zararlı çıkan olacak mı? Hayır.
Çünkü kadının mutlu ve başarılı olduğu bir toplumda, zaten aşılmış kişisel sorunlar ve sorunların üstesinden gelerek onları çözenler olduğu sürece geçmişin kötü etkileri de acıları daha büyük bir heves ve el çabukluğuyla unutulacak.
Kadının refahının toplumun refahı demek olduğunu kavrayanlar, daha çok sarılacak bu yeni şekle, inanca, harekete ya da siz ne derseniz deyin adına.
Ama kadının gerçek mutluluğun temelinde yattığını anlayanlar elbet bir gün fark edecekler bizim üzerimizde hâkimiyetimizle büyüyen yanımızı.
Sonuç olarak adının çaresi kendisi de adı da
Kadın…
Yine kadın…