Kimileri güneşe doğar bu evrende, kimileri savaşa.
Kimileri silah sesleriyle yapar ilk kahvaltısını, kimileri kuş cıvıltısıyla.
Dünya pek çoğu için güzel bir yerdir de, en çoğu için dayanılmazdır.
Dünyayı güzel görenlerin çoğu, diğerlerinin varlığından genellikle bi haber.
Ölümü kendilerine kurtuluş olarak görenlerin çoğu ise yaşamın eziyet olduğu coğrafyaların mecburi istikametindedir.
Dünya adil değildir onu ezberledik tamam da,
Adil olmayan aslında kim sorduk mu bu soruyu?
Suçu karşındakine atma
Sen, ben, o, hepimiz.
Eleştirdiğimiz, dünyayı kana bulayan, güce, paraya tamah ederek
Varlıklarıyla kendilerini üstün görenler değil sadece…
Hepimiz!
Sen ne kadarını görmüyorsan o kadar kötüsün!
Yaptığının ya da aslında yapmadığının ne kadar farkındaysan o kadar yoksun!
Birin bin olduğu, milyonların kötücül binler yüzünden cehennemi yaşadığı bu hayatta adalet hiç mi yok sanıyorsun?
Olmaz mı?
Var!
Öyle bir var ki!
Öyle bir çarpar ki!
Öyle bir çarpacak ki!
Hani o meşhur ‘ kelin de sahibi var’ kıssası gibi
Her masumun sahibi var bu dünyada.
Ve her insanın bir sınavı, sınavları.
Fark edersin, etmezsin.
Doğru yaşarsın, yaşamazsın, senin bileceğin iş.
Ama sırf sen sevgilini mutlu edeceksin diye zamansız kopardığın çiçeğin bile bir sahibi var bu hayatta.
Ve o sahip,
Günü gelince öyle bir ders veriyor, öyle bir tokat atıyor ki, sadece sana değil, senin gibi olanların hepsine.
İzliyorsun ya da okuyorsun binlerce yıl sonra, bunca uygarlık nasıl yok oldu diye tarihte?
Anladın mı şimdi?
Çalıştır saksıyı.
Kırma üzme kimseyi.
İncitme kimsesiz sandığın bir otu, bir böceği bile
Kurma senin olmayanın bir cümlesini bile
Yükleme sırtına başkalarının günahını
Öyle bir iyilikten, doğruluktan yana ol ki
Düşmanın olsun bütün kötüler.
Ve işte o zaman anla ki doğru yoldasın.