Lider Haber ekranlarında Pazartesi günü yayına başlayan NESLİ Yaşam, birbirinden değerli konu ve konuklarla izleyicilerle buluşmaya başladı.
Bu kapsamda ilk konuğumuz Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz oldu.
Ahmet Saim Kılavuz hocayla, bir saati aşan sohbet içerisinde, sadece göreve geldiği 3 yıl boyunca neler yaptığını değil, Bursa’nın, ülkenin ihtiyaçlarını da konuştuk ve harika haberler aldık.
Bazen burnumuzun dibinde yapılanları göremiyor, gelişmeleri bilmediğimiz için sevinemiyoruz. Ancak gerek nüfus, gerekse ekonomi açısından Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biri olan Bursa’nın, aynı başarıyı eğitimde de göstermesi, çok önemli olduğu kadar, mümkün de.
Yani demek isteniyor ki, şehrin kapasitesi en az 3-4 üniversiteyi daha kaldırabilecek güçte.
Öyleyse Bursa ne bekliyor, eğitimde de ülkenin sayılı şehirlerinden biri olmak için?
Durum böyleyken ve her gün Türkiye’nin dört bir yanından ve dünyadan gelen 70 bin civarında öğrenciyi kampüsünde ağırlayan Uludağ Üniversitesi, bu büyüklüğe yakışır projelere de dahil oluyor.
Özellikle Ahmet Saim Kılavuz hocanın çok önem verdiği Araştırma Üniversitesi kapsamına alınması, sadece mutluluk verici bir şey olmaktan öte, tüm akademik kadro ve personelin topyekûn çalışarak ve elini taşın altına koyarak aldığı kararlar neticesinde, ortak bir akıl ile sonuca ulaşıyor.
Ve bu başarının en büyük kazançlarından biri ise norm kadro ve kadro kısıtlamasının kaldırılması ki, bu akademik çalışmaların ve bilimsel desteğin artası açısından fevkalade bir gelişme.
Ülkedeki 23 Araştırma üniversitesinden biri olmak kıymetli ve buradaki sıralamada her geçen gün daha yukarıya tırmanacak hamleler yapıyor olmak daha da anlamlı.
Ahmet Saim Hocanın görev süresinin bitmesine 11 ay kalmasına rağmen yapılan işler bir saatlik süreye sığmayacak kadar çoktu.
Fakat çok değerli başlıklar ve çok önemli başarıların varlığına şahit olduk.
Örneğin hem öğrenci hem de akademik personelin memnuniyet oranlarının önceki yıllara göre gözle görülür oranlarda artması, neredeyse küçük bir kasaba nüfusuyla çalışan bu büyük kurumda, ciddi bir emeğin sonucu.
Uluslararası çalışmalar, ülkemizin geleceğinde büyük yer kaplayan yeni teknolojileri takip eden bilimsel ekipler, TÜBİTAK projeleri derken, görünen o ki Uludağ Üniversitesi kabuğunu çoktan kırmış, ülke ve dünya klasmanında yerini almak için kollarını sıvamış.
Eğitimin toplumların geleceğindeki önemini düşünürsek, yapılan işlerin faydasını daha net görebiliriz.
Boşuna dememiş Hz. Ali, ‘Bana bir harf öğretenin, 40 yıl kölesi olurum’ diye.
Biz de şehrimizdeki bu değerli kurumuna ve temsil ettiği değerlere sahip çıkıp, çoğalmasına çalışalım ki, çocuklarımız ve torunlarımız bu bayrağı sonsuza dek taşısınlar.