Bu ülkede ne N.Ç lerin, ne de Ö.Ç lerin davası, kavgası, savaşı, dramı bitmeyecek.Algıda seçicilikten de öte, acı da seçiciliğin ruhumuzda yarattığı arbede, hepimizi konuya dair daha bir titiz, hassas ve korumacı yaptı. Duygusallığımız hat safhada, önyargımız ise tavanda. Önce 13 yaşında bir kızın davasında, 13 yaşında minicik çocuğun rızası var dedik utanmadan. Şimdi 14 yaşındaki kız çocuğunun davasında daha ilk duruşmada zanlıları tahliye ettik, tutuksuz yargılansınlar diye.Adaletin kantarının topuzunun kız çocuklarına bir garezi mi var bilmediğimiz?Adli mercilerin, mensupların kız evlatları, eşleri, kardeşleri, anaları da yok mu(belki çok sıradan olacak ama)?Yok eğer varsa, sadece hukuk, yasa, düzen bu kadarına izin veriyor, her şey son derece kitabına kuralına uygun olarak yapılıyor da, sonuç buna mı varıyor?En sonunda bırakın medyayı ( ki hala farkında bile olamayan ne çok medya mensubu var) siyasi partiler, hatta bakan bile pes etti.Demekten geri durmayacağım.Tecavüz olaylarında mağdurun daha da mağdur edilmesine, ısrarla ve ısrarla mağdurda da bir suç unsuru aranmasına ve bu konuda 10 yaşındaki çocukların bile büyük insan muamelesi görmesine dayanamıyorum.Sadece bu duruma değil, buna izin veren, sebep olan herkese ve bunu onayanlara da.20-30-40-50-60 yaşında adamlar 14 yaşında kızlara tecavüz ediyor. Sonra kimi yurt dışına kaçıyor, kimi aşiret mensubu saklanıyor, kiminin suçu örtbas ediliyor, kimine yapmaz deniyor ama olan oluyor. Olan daha çocukluğunu yaşayamadan üstelikte suçlu duruma düşen, afişe olan ve hayatının bundan sonrasında aslında bir hayat bile yaşayamayan çocuklarımıza oluyor.Kim bunun farkında?Zaten daha ana kucağında olan bebeleri okula yazdırmak durumunda kaldık.Açıklanan ilkokula başlama yaşı sadece resmi değil fiziksel olarak ta 7 iken, 5,5 yaşındakileri de okula almak için sistem düzenlendi.Aileyi ve kadını korumak için de yeni bir yasa düzenlendi.Fakat ülkemdeki ne kadın cinayetleri, ne çocuk tecavüzlerinde bir azalma olmadı.Erkeklerin bu asla anlamayacağımız uçkur ve şiddet düşkünlüğü ileride tarih sayfalarına barbar Türkleri olarak kazınmamıza yardımcı olacak.Kendi adaletini belki de en çok kendi arayan bir toplumun maalesef bireyleri olarak, o adaletin bizi ne zaman nerede bulacağını bilmediğimiz gibi sorgulayamayacağız da.Çünkü sadece kahpe bir maganda kurşununda yitirdikleri ya da teröre kurban verdiklerimiz değil söz konusu olan.Bu büyük kalabalığın dışında zevk ya da sevgiyle kaybettiklerimizin sonunu da fiziksel ve psikolojik olarak hazırlayanların içinde yaşıyoruz. Ve sonra hiçbir şey olmamış, hiçbir suç, günah işlememişçesine ortalıkta aramızda dolaşanlarla.Sizi bilmem ama ben muzdaribim. Sizi bilmem ama ben inancımı kaybetmek üzereyimSizi bilmem ama güvensizliğim tavanda.Sizi bilmem ama ben kız çocuklarımız, kadınlarımız adına tarif edilmez bir acı ve endişe içindeyim.Uygarlık seviyesinin sınırlarını zorlayamaya çalıştığımızı zannettiğimiz günlerde, Cumhuriyetin 100 yılına hazırlık yaparken, hiç düşünüyor muyuz asıl gelişmişlik seviyesinin ülkelerde kadına verilen değer ya da kadının eğitim ya da mutluluğuyla da paralel olduğunu.Hoş tabi bizim hedefimiz İran olmaksa o ayrı.O zaman bu satırları yazmak bile anlamsız.Hatta düşünmek konuşmak bile.Yok bir medeniyet seviyemizin de artmasını istiyorsak, işte o zaman kadını çocuğu alıp başka bir kefeye koymak zorundayız…