8 Mart’ın hayatını kaybeden emekçi kadınları anma günü olduğunu unutanlar, indirim vesairelerle yine bir şova dönüştürmeyi başardı tarihi.Âmâ yine de, konunun iç yüzünü bilen ve gerçekten kadının ihtiyacı olanların farkında olan kesim, bunun dışında kalarak, gerçekleri konuşmayı, toplumun dikkatini çekmeyi başardık. Bizlerin 8 Mart a gösterdiğimiz önemi bir azınlıkmışçasına kutlamaya çalışanlara da Pembe Pusula vasıtasıyla iletmeyi istediğim bir çift sözüm olacak. Hatta söylemek istediklerimizi 8 Martla sınırlı bırakmaya çalışanlara…
Bu ülkede kadınlar azınlık değildir.İstedikleri de azınlığa ait haklar değildir.Bu ülkede kadınlar nüfusun yarına sahiptir ve ihtiyacı olanı değil, anayasayla belirlenmiş, sosyal devlet anlayışının gerektirdiği tüm haklarını kullanmaları sıradandır.Dolayısıyla kadına ilişkin konuları şiddetle sınırlayan, şiddeti ısrarla şımarıklıkmış gibi gösterip, yok edilmesine değil, konuşulmamasına çalışanların, dürüstlüğü kadar insaniyetinden de şüphe ediyorum.Zira insan yaşamının devamını, Yaradanın verdiği o büyük fiziksel değişim ve onurla sağlayabilenlerin, ayaklarının altına cennet serilenlerin, ne kaderi, ne de şansı değildir şiddet.İşte bu yüzden Kadına verilen hakların alınmasında uygulanan yasakların, görmezden gelinen kuralların yerine getirilmesi ya da normalleşmesinden farklı değil bizim istediklerimiz. Bu yüzden sizden ricam büyük. Belki temel olarak ortaya konan küçük bir işlem, kelime ya da hareket gibi görünebilir ama bu ricanın içerdiği anlam ve sonuçları çok büyük.Kadınları görmezden gelmeyin. Kadınların kendilerini göstermesine imkân verin Kadınları ötekileştirmeyin Şiddet uygulayarak, kadını bastırmaya çalışmayın.
Tüm bu çabaların, sadece kadınların başkaldırışını çabuklaştırdığına, haklarını aramaya yönelttiğine ve daha da önemlisi bir birey, bir insan olarak var olmaya dair her şeyi sorgulamaya başladıklarını, başladığımızı göz ardı etmeyin, unutmayın. Tek yapılması gereken var:
SAYGI
Kadınlar saygı istiyor.Kadınlar saygıyı hak ediyorKadınlar saygının kendisini temsil ediyorVe unutulmaması gereken bir diğer konu ise saygı gören, saygıyı yaşayan, öğrenen kadınlar,saygı gösteren nesiller yetiştiriyor. Bir verip bin aldığınız kadına verilecek en büyük değerdir saygı. Büyük anlamlar taşıdığı kadar, büyük sonuçları da olan bir tavırdır: Saygı Belki küçücük bir kelimedir ama içerdiği, yarattığı ve yaşattığı his dünyaya bedeldir. Saygı, dünyanın kendine gelmesi, ekolojinin bozulmaması, savaşın bitmesi, düşmanlığınn azalması hatta barış içinde yaşayan nesillerin de temelidir aslında.
Sadece kadına değil, insana saygıdan bahsediyoruz, bahsetmeliyiz dünyada. Saygıyı yaşamımızın, davranışlarımızın, ilkelerimizin, inançlarımızın hatta haklarımızın başına koyarsak, olabilecekleri sadece hayal etmek zorunda da kalmayız.Tüm dünyada kötülüğün, savaşın, şiddetin, haksızlıkların ortadan kalkmasını istiyoruz, ilk olarak ihtiyacımız olanı lütfen görmezden gelmeyelim.Saygıyı hayatımızın ilk sırasına koyalım.Gerekirse saygıyla beslenelim ama saygıyıyaşamımızdan asla çıkarmayalım.Çıkarmayalım ki, hiçbir emeğe saygısızlık, hiçbir kişiye de kötülük etmiş olmayalım…