Sıkça değişen gündemin neredeyse hiç değişmeyen kadın sorunlarının vazgeçilmez analiziyle karsı karşıyayız. Zaman, mekân ve isim değiştiren ama neredeyse şeklini hiç değiştirmeyen şiddet, hepimizin hafızasına kazınmakla kalmadı, ezber bozdurdu ama yine de kalkamadı ortadan.Bir yanda şiddetin anatomisini yeniden, yine şekillendirirken hunharca ötekiler, çocuk gelin sayısındaki bırakın azalmayı, inanılmaz artışın yeni eğitim sistemiyle nasıl bir artış göstereceğinden ne kadar büyük bir korkuyla bahsediyoruz.Ve evet işin doğrusu bu.Kadınlar elinde olmadan korkuyor bu ülkede.Çünkü hiçbir şekilde bana olmaz diyemiyor.Adres olarak başkalarını gösteremiyor.Sırf cinsiyetin bile namlunun ucunda olmak için sebep olduğu bir ülkede kadın olarak yaşamanın farkında çünkü kadınım.Ne yazık ki gündemin sıradaki konusu, kurbanı ya da cümlesi genelde gerçek olayların çok dışında oluyor.Kim vurduya giden açıklamalar siyasi gündemin insanı zavallıya dönüştüren cümlelerinin içinde bir nokta ya da virgül bile olamıyor.Yapılan çalışmaların ulaştığı başarıdan çok ulaşamadığı hedeflerini konuşmak hepimiz için daha kolayken, odaklandığımızın kaçırdıklarımız olması ve sürekli doğrunun dışında geziniyor olmamız ise, bizden beklenen bir ulusal bir üstünlüğümüz.Ve sadece kadın konusunda değil her konuda krizle beraber gündeme oturup sonrasında nasıl olduğu anlaşılmadan yeni bir krizle kendiliğinden gündemi terk eden hadiselerin müsebbibi olmak ta bizim özelliğimiz.Ramazanla hareketlenecek gibi görünen ama kanımca giderek kışa yaklaşan ekonomi, soğuyan piyasaları yeterince ısıtmayacak. Açıkçası ben kriz kâhini Roubini’ nin 2013 e ilişkin yorumlarını da dikkate alalım diyorum. Zaman zaman beni şaşırtan ifadeleri olsa da Roubini’nin önümüzdeki yıla dair kriz tahminlerini göz ardı etmeyelim diyorum. Hatta ülkemizdeki işsiz genç nüfus kadar emekli ve 65 yaş üstü de iş arayanların fazla olmasını ayrı bir kriter sayıp, kriz hesaplarını sil baştan yeniden yapalım.Zengin ve fakir arasında büyük bir hızla yükselen uçurum kolay kolay kapanacağa da hiç benzemiyor. Krizlerin kadına şiddeti ne derece artırdığını, kız çocuklarının eğitimini ne denli etkilediğini, şiddetin adeta krizlerin aynası olduğunu da unutmamak gerek bu arada.Suriye krizinin ve aradan geçen 12 gün sonra cesetlerine ulaşılabilen pilotlarımızın ardından ne desek boş . Sosyal medyanın düşürülen uçağımıza ilgili konuya nasıl ve nedenini bir Allah bir de Amerika bilir yaklaşımı ise fazlasıyla çok ironik.Fikri de bilgisi de, oradan oraya savrulan da sadece halk ve medya da değil üstelik.Görünüyor ki sıkça değişen gündeme alışık bizler, bu alışkanlıktan olsa gerek neredeyse her satırda değiştiriyoruz konuyu.Çok mesaj verme kaygısından mı yoksa içinde boğulmuş olduğumuz soruların, sorunların çokluğundan mı bilemiyorum ama cevabım son şık, hepsi.Bu yazı aslında 24 saatte bile kendiliğinden açılan kapanan ve bir türlü sonuca bağlanamayan, halkı bilgi kirliliğinin ta ortasında bırakarak, siyaseti, sporu, ekonomiyi hatta magazini bile doğru dürüst beceremeyip, soruyu da sorunu da yenisiyle yer değiştirerek çözmeye çalışanlar için.Sonuç ise kocaman bir hiçSırada öncekini cevaplamadan diğerine geçen, her yanlışın da her doğruyu sildiği bir sistem var ne yazık ki.Şimdi siz hesaplayın bakalım, aldığınız puanı, anladıklarınızı ve aklınızda kalanları…