Adaylar heybelerindeki taşları dökmeye, çıkınlarını açmaya başladı
Yapılması gerekenler belli, vatandaşın talebi belli, en önemlisi zaten ihtiyaçlar belli
Önümüze dünya haritasını koysak, coğrafya kaderdir söyleminin dışına çıksak, sorunlar da belli.
Vatandaşın insani ihtiyaçlarını bir kâğıda yazsak ve tüm bu ihtiyaçları siyasetin üstünde tutsak, aslında tüm adayların notları aynı sonuca varacak.
Ne farklı bir söylem ne ayrı bir projeye ihtiyaç olacak.
Çünkü siyaset insanla, insan için, insana rağmen yapılır
Ama en çok ta insanı ayırır, böler, parçalar, ayrıştırır bazen de yapıştırır
Oysa yapılması gereken bütüncül bir insani plan yapmaktır.
Ayrıştırmadan, dışında tutmadan, ötekileştirmeden…
Sadece insan için, insan gibi yaşam için…
İnsanı odağınıza koyarsanız ve o odaktan hiç sapmazsanız sonuçları da mükemmel olur
İnsan odaklı yaklaşımları bir de sisteme, kurala, hukuka bağlarsanız, duyusal ve duygusal değil tamamen sonuç hedefli, matematiksel hesaplı, bir kişinin ağzından çıkana değil toplumsal olarak belirlenmiş ahlaki ve hukuki ölçütlere göre de uygularsanız
İşte o zaman tadından yenmez.
Ve
Sistem en önemli unsurudur bu düzenin
Sistemi kurduğunuzda onu insanın bozmayacağı bir çizgiye oturtursanız, yürür.
Ama sistemi kuramazsanız, her gelen insan kendine göre uyarlar, yeni baştan yazar ve hiç kimseye bir fayda sağlamaz.
Bu yüzden kendi başına ne sistem, ne insan, ne de düzen yeterlidir
Aynı anda hepsinin aynı yönde, aynı çizgide olması gerekir.
Örneğin;
‘Canlı’ herkesin kırmızıçizgisi olmalıdır. İnsan, hayvan, bitki demeden hepsi.
Canlıların yaşamlarının sürmesi için gerekli düzenlemeler (en kötü ihtimalde) minimum da olsa kurala ve de dolayısıyla sisteme bağlanırsa, yürür.
Kavga, kargaşa ve ayrışma olmaz,
Ama düzen ve sistem aynı anda olmazsa, birbirinden bağımsız sorular, sorunları doğurur ve bu da kavga, kargaşa ve ayrışmaya sebep olur.
İşte bu yüzden seçim dönemlerinin en önemli argümanı ‘Canlı yaşamı’ olmalıdır.
Hani Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü bize ne güzel anlatır bunu yüzlerce yıl öncesinden.
Peki, neden unutur olduk, bunca tarihin kıymetli hocalarının, bugün kadar gelen yaşanmış cümlelerini?
Okumadığımız için mi, inanmadığımız için mi, unuttuğumuz için mi, umursamadığımız için mi?
Sanırım hepsi!
Ama bu seçim döneminde tüm adaylara önerim
Plan ve programlarının tamamını bu öğreti üzerine kurmaları
Çünkü insan olmazsa, insan mutlu olmazsa, insan insan gibi yaşamazsa, işte asıl o zaman olan olur!