Yaz bitti, tatil bitti, bayram bitti, seyran bitti. Haydi, başlasın artık hayat, tempo, koşuşturmaca. Haydi, başlasın artık sonbahar güneşinde, Eylül serinliğinde içilen kahvelerin tatlı keyfi Ve başlasın ruhlarımızda dinginlik, vücutlarımızda ferahlıkla çalışma zamanı. Tatlı telaşlar başlasın, okulların açılması, serin akşamlarda erken uyanılan sabahların keyfi. Sizi bilmem ama iple çekiyordum ben, Eylül’ü. Ciddiyeti, sürekliliği, verimliliği, yeni projelerin oluşumunu, herkesin şöyle bir koltuğuna oturmasını, ulaşılabilir olunması özledim, bekledim. Ve Eylül geldi, yepyeni projeler eşliğinde. Heyecan dorukta. Ülkemde, dünyada, şehrimde kadına şiddetin artan boyutu, kanunla ve iyiniyetli engellenme çabaları sürüyor. Ancak şimdi de giderek artan çocuk tacizi ve aile içi tecavüzlerle karşı karşıyayız ki, bu da toplumsal olarak nasıl bir dönüşümden geçtiğimizin göstergesi. Ahlaki yönden eksikliklerimizin aile içinde ortaya konduğu bu noktadan sonra, her ne kadar dimağlarımızda söyleyecek laf kalmadıysa da, devam çarpışmaya, savunmaya, kavgaya devam. Haksızlığa uğrayan, eşit muamele görmeyen, taciz, tecavüzle karşılaşan herkes için sonuna kadar mücadeleye devam. Devam çünkü kadınlar yeterince sustu bu topraklarda. Devam çünkü kadınlar yeterince ezildi Yeterince sömürüldü Kullanıldı Çocukluğunu yaşayamayan çok çocuk oldu Çocuk olmadan kadın olan, anne olanlar oldu Bir, belki birkaç nesil, yanlış nefislerde feda oldu, fena oldu Çocuk doğmayanlar oldu Fazlasını değil, hak ettiğini yaşayana kadar devam edecek bu süreç, etmeli… Ve ne siyaseten, ne de ekonomik olarak engellenemeyecek, engellenmemeli Toplumsal olarak, dünya çapında bir Türkiye istiyorsak, dünyanın bozduğu oyunlarda daha güçlü olarak yer almak istiyorsak, kadına değer ve şans vermek zorundayız. Aksini yapan toplumların hele bir de din kisvesini işin içine sokunca başına gelenleri görüyoruz. Acı veren topraklar olmaktan çıkıp, kan dökülen karalarda yaşamayı bırakıp, özgürlükler kadar mutlulukların, haklar kadar insanlığın yaşandığı ülkelerden olmalıyız. Tarihimiz çok eski, kültürümüz çok geniş olması-na rağmen, söz konusu kadın olunca yaptığımız yanılışlar maalesef ne geçmişimize ne de anlı şanlı tarihimize yakışıyor? Kimi zaman çok sevmekten, kimi zaman akla gelmeyecek sebeplerden katlettiğimiz kadınlar ve onların ardında bıraktığı kimsesiz ve gözü yaşlı çocuklar, gelecekte muhteşem bir ülke beklediğimiz nesillerin temsilcileri. Sadece bugünü değil, yarınları düşünerek hareket etmediğimiz sürece, kendi kanında boğulacak olmanın, bereketsizliğimizde çözülecek durumun, tarifsiz acısını siz de yaşamıyor musunuz? Öyleyse niye? Niye bunca rahatsızken, düzene dur demeyişimiz Niye katledilirken, kişiliği, geleceği, hayatı, psikoloji ve her şeyden ötesi bedeniyle yargılanıp, olmadık cezalarla ıslah edilmeye çalışılan insanların yanında değiliz. Kötüye dur demeyi, haklının yanında olmayı öğrenmediğimiz sürece, cahil kalacağız Kendi evladına, eşine kardeşine, anasına sahip çıkmayan toplumların düştüğü bataklığa saplanıp, asla aydınlanmayacak bir geleceğin içinde kaybolacağız. Haydi o zaman Bu Eylül haksızlıkla savaşın başlangıcı olsun. Varlığımızı korumak için, vars gücümüzle savaş-mak adına…