2013 yılına bin bir sağlık sorunuyla girdiğim için mi bilmiyorum, üstünüze afiyet, bir durgunluk var üzerimde. Bunca konuşulanın aksine, dünyanın gidişatında düzelmeyenlerin, düzelenlere oranla çok daha fazla olmasının, enerjimde yarattığı negatif durumun etkisi de olabilir tabi bu.
Hal böyleyken de olsa, yoğun çalışma temposunun vücudu zinde tuttuğuna olan değişmeyen inancım, Pembe Pusulamızın yeni bir sayısı için daha kolları sıvamış görünmekte. Şehrin gündeminin hayli kalabalık ve yoğun olduğu günlerde seyrederken, bir yanda şehrin dedikodusu ve söylemleri bol kısmına geçiyoruz ki, hiç bitmiyor harala gürele. Biz ne kadar çabalarsak çabalayalım, yerinde sayan kadın sorunları, kimilerinin ağzında sakız olmaktan öteye gidiyor mu, gitmiyor.. Ülke bu konuda konuya duyarlı ve taraflı olanlarla, tamamen umursamayanlar arasında ikiye bölünmüş durumda. Öyle ki, Amerikalı bir kadının öldürülmesi konusu sosyal medyada öyle paylaşımlara konu oluyor ki, kadının öldürülmesini, bir kadın olarak öldürülmesini neredeyse iyi iş yapmış denmesini bekleyenler var. Bu da ülkemde kırk fırın ekmek yesek te değişmeyen bir kadın zihniyetini gösteriyor ki, pek çok kadının bile bu zihniyette olması konuyu daha iyi aydınlatacaktır sizin nezdinizde. Zira 2012 nin ikinci yarısında aman daha iyi şeyler oluyor, ŞÖNİM ler açılıyor, bakanlık teyakkuz da falan derken, rakamlara bir baktık ki, el oğlunu hiçbirini dinlemediği gibi ilgilenmiyor da. . Peşpeşe cinayetler devam ederken, bir de tahliye olan kocalar daha ilk günden öldürmeye başlamaz mı karısını. Vur beline baltayı… Gönlüm elvermiyor konuyu geçmeye ama bir yanda gerçekten de canla başla çalışanlar olduğu kadar, bu kadar sonuç alınamayan, hatta suçu, sorunu üstüne bile almayanların toplumu olmamızdan dolayı sizi bilmem ama ben fena halde muzdaribim
Gerek medya, gerek vatandaş, bulduğu her safsatayı altın misali işleyip, taşı bile elmas algılarken, gerçek elmaslara da çul çaput muamelesi yapmıyor mu, ifrit oluyorum.
Sadece kadın mı, ne kadar çok kişi, konu, hatta meslek grubu dejenerasyonda bile tavan yapmadı mı ki bu ülkede de kadın konusu sağlam ve ayakta kalsın.
Hoş verdiğimiz savaş, yürüttüğümüz mücadele bir 10 yıl sonra tamam artık bu iş, buraya kadarmış denmeyecek kadar derin, mevzu öyle büyük ki, sen onu bıraksan o seni bırakmıyor ayrı ama bizdeki zihniyet, bizden beter ülkelere de fena örnek oluyor.
Hem hiçbir şey yokmuş gibi davranıyoruz, hem de en küçük bir cümlede silaha bıçağa sarılıyoruz. Ülkenin sadece sinirleri laçka değil, tüm muhakeme ve duygusal haritasının üzerinden bir daha geçip onarsan dahi iflas olacak bir durum söz konusu değil Zira olan oldu, kaybedilenleri geri getirmek mümkünü yok. Bu arada kaybedilenlerle kastım ölenler değil, ruhsal olarak aramızdan yitirdiklerimiz, fikren kaybettiklerimizdir ki yanlış anlaşılmaya. Çoğu zaman kaçırılan kantarın topuzundan ibaret olan bir yudum, ülkemde kadına şiddet hadisesi. Diyorum ya üzerine alınanlarla, direk cinayete gidenler arasındaki büyük ve asla kapanmayacak uçurum orantısızlığında.
Neresinden bakarsak bakalım öyle derin ki bu uçurum, kaç nesil feda olacak, kaç can yanacak henüz bilinmeyen bir ayarda.
Ama gönlüm, 2013 ün o uğursuz görünen son rakamına rağmen, bu yıl bu konuda bahar kıvamında önlem almaktan yana…