İnsan hangi yaşta olursa olsun eğitim şart. Okuyup öğrenmeli, doğru bilgiye doğru kaynaklardan ulaşmalı ve önce bilgi sahibi sonra da fikir sahibi olarak toplumsal görevlerini yerine getirmeli.
Eğitim olmadan, okuyup yazmadan, öğrenmeden yapılan her türlü toplumsal görev, başarı değil başarısızlık ve hayal kırıklığı ile sonuçlanır. Türkiye’de son yıllarda üniversite eğitimi, lise eğitimi, ilkokul eğitimi derken eğitim alanlarında yapılan değişikliklere insanların uyum sağlaması güç ve zor oluyor.
Her üç beş senede bir sistem değişikliği yapılıyor. İnsanlarımız, öğrencilerimiz, gençlerimiz tam bir sisteme adapte olup öğrenmeye başlarken, yeni bir sistem gelip bütün öğrenilenleri sıfırlıyor.
Bu durumda, ülke genelindeki eğitim başarısını olumsuz etkiliyor. Son yapılan üniversite sınavlarında bu durum rakamlarla ortaya çıktı. Ayan beyan herkes sonuçları göndü ve anladı. Orman yangınları, çevre kirliliği, müsilaj, sel ve su baskınları ile mücadele ederken, hayatın gerçeklerinden uzak durmak gerçekten zor.
Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı Dr. Devlet Bahçeli, üniversite gençlerinin dertlerine derman olabilecek bir açıklama ile gündeme geldi. Bahçeli’nin yaptığı açıklamanın özeti; üniversite sınavlarındaki tapan puanlarının indirilmesi.
Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Türk gençliğinin milletin yüz akları, yıkılmaz akıl ve ahlak kaleleri olduğunu bildirdi. Gençlerin mühim sorunlarından birisinin üniversite sınavı olduğunu belirten Bahçeli, "Bizim bu konudaki görüş ve teklifimiz çok açıktır. Üniversite sınavı kaldırılmadan, üniversite kapılarına yığılan genç kuşağın özlemleri karşılanmadan hakkaniyetli ve huzurlu bir vicdana kuşkusuz sahip olamayız. 2020 yılının Mart ayından bugüne kadar hem ülkemiz hem de dünya olağanüstü salgın şartlarına maruz kalmıştır. Mecburiyetten yüz yüze eğitime ara verilmiş, online, yani uzaktan eğitime geçilmiştir. Zira sağlık her şeyin başıdır.
Hiçbir evladımızın hayatı riske atılmamalıdır. Salgın döneminde devlet, toplumun her kesimine ulaşmak, mağduriyetleri gidermek için var gücüyle mücadele etmiştir. Bütçe imkânları doğrultusunda gereği yapılarak emeklisinden esnafına, çiftçisinden KOBİ’lerine kadar herkese yardım eli uzatılmıştır. Niyet salih ve samimidir. Sosyal yardım ve parasal destekler bazı kesimlerce yetersiz olarak da değerlendirilmiştir. Ancak devlet ve hükümet üzerine düşen sorumluluğu fedakarlık ve özveri kültürü içinde ifa etmiştir. Paylaşmanın güzelliği, yardımlaşmanın görkemi her saha ve zeminde sergilenmiştir" dedi.
Bahçeli, bu şartlar altında özellikle üniversite sınavına girenlerin ve ailelerinin çağrı ile taleplerinin duyulması gerektiğini belirterek, "2021 yılında YKS’ye 2 milyon 416 bin kardeşimiz girmiştir. Sonuçlara baktığımızda derhal tedbir almamız gereken bir tabloyu çok net olarak görmek mümkündür. 2021 YKS sonuçlarına göre, sayısal puan türünden 390 bin 132; sözel puan türünden 563 bin 808; eşit ağırlıklı puan türünden de 587 bin 678 kardeşimiz barajı geçmiştir. Salgının neden olduğu ağır ortamdan dolayı genel başarı düzeyi bu yıl çok düşmüştür. Barajın yüksek olmasının ise en az 1 milyon gencimizin tercihini etkileyeceği, yaklaşık 500 bin gencimizin de tercih bile yapamayacağı anlaşılmaktadır. Yine sayıları 500 bin civarında olan gencimizin 150 ile 180 arasında bir puan aldığı tespit edilmiştir" ifadesini kullandı.
"Şu anda Temel Yeterlilik Testinde (TYT) uygulanan baraj puanı 150, Alan Yeterlilik Testinde (AYT) uygulanan baraj puanı da 180’dir. Salgın dönemi göz önüne alınarak TYT baraj puanın 140’a, AYT baraj puanın da 160’a çekilmesi teklif ve temennimizdir. Üniversiteye girmek için mücadele eden, ama salgın gibi mücbir ve zecri hallerden dolayı hedeflediği puanları elde edemeyen gençlerimize sahip çıkalım. Gençlik sokakta değil üniversitede olsun, kavgaya değil kucaklaşmaya, kutuplaşmaya değil kardeşliğe tıpkı coşkun bir nehir gibi aksın. Kitapla, kalemle, arkadaşlık bağlarıyla, sıcacık gülümsemelerle çağı kavrasın, üstün meziyetlerle donansın, gelecek de Türkiye’nin olsun."
Devlet Bahçeli her zaman olduğu gibi milli ve manevi değerlere önem verdiğini ve ülkemizin geleceğini teslim edeceğimiz genlerin eğitim sorunlarının çözümü için üzerine düşen görevi yerine getirdiğini bir kez daha dosta düşmana göstermiş oldu.
ÖSYM’nin paylaştığı bilgilere göre devlet, vakıf ve KKTC üniversitelerinde, 492 bin ön lisans, 494 bin 132 lisans, 28 bin 196 özel yetenek, 24 bin 537 okul birincisi olmak üzere toplam 1 milyon 38 bin 865 kontenjan bulunuyor. Geçen yıl Alan Yeterlilik Testi (AYT) tercih barajı pandemi nedeniyle 180’den 170’e düşürülmüş ve böylece daha fazla üniversite adayının tercih yapabilmesinin önü açılmıştı. Bu yıl ise AYT tercih barajı yeniden 180’e yükseltildi. Bu durum, sınava giren 2 milyon 416 bin öğrenciden yaklaşık 500 bininin 180 barajını aşamadığı görüldü.
Aynı konuyla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katıldığı televizyon programındaki, AYT tercih barajının geçen sene olduğu gibi 170 puana düşürülmesi yolunda çalışma yapıldığını söylemesiyle gözler Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı’na çevrildi. YÖK’den henüz konuya ilişkin bir açıklama gelmedi ama üniversite adaylarında AYT tercih puanının 180’den 170’e ineceğine ilişkin beklenti oluştu.
Halihazırda sayısal puan türünde 390 bin, eşit ağırlıkta 580 bin ve sözel puan türünde 540 bin öğrenci tercih yapabiliyor. Uzmanlara göre baraj puanının 170’e düşürülmesi sayısal, eşit ağırlık ve sözel puan türlerinin her birinde ortalama 200 bin öğrencinin daha üniversite tercihi yapabilmesinin yolunu açacak.
Türkiye için çok önemli bir sorunun çözümlenmesi anlamına gelen bu gelişmeler sevindirici Gençlerimize hayırlı olsun.
Şimdi, yurt dışında eğitim almış olan gençlerimiz, öğrencilerimizde Yüksek Öğretim Kurulu’nun senelerdir kendilerine çıkardığı güçlüklerinde bitmesini ve artık diploma denkliklerinin verilmesini sabırsızlıkla bekliyorlar. Çifte standart ve keyfi uygulamalar bir an önce sona ermeli. Beklentiler bu yönde.