Koronavirüs salgını nedeniyle sağlık için, hayatımızın geleceği için ve ailemizin geleceği, ülkemizin sağlıklı ve mutlu yaşaması için evlere kapalı kalıyoruz.
Pek çok kişi evlerde kapalı ama, evde kapalı kalmak yerine sokağa çıkıp gezenler de yok değil. Hatta bu sayı öyle eskisi gibi 3-5 değil galiba yüzlerce oldu.
Çünkü, kısıtlama saatlerinde cadde ve sokaklarda insan dolu. Pek çoğu sözde ekmek almaya gidiyorlar. İşte burada sıkıntı var. Güvenlik görevlileri insanları gördüğü zaman “ne yapıyorsunuz?” diye soruyorlar. Onlarda “Markete gidiyoruz. Fırına gidip ekmek almaya gidiyoruz” sözleriyle sokaklarda cirit atıp geziyorlar.
Allah kuru iftiralardan saklasın.
Tabi ki insanların ekmek ihtiyaçları var. Ama, pek çok insan ve aile gibi bu kişilerde ekmek ihtiyaçlarını sokağa çıkmanın yasak olmadığı Cuma günü karşılayabilirler. Yada pek çok aile gibi kendi evlerinde kendi ekmeklerini yaparlar.
Gelip geçen zamana göre, yapılan değerlendirmelere baktığımızda ekmek almak bahane, sokaklarda gezip cirit atmak şahane. Sonucu ise koronavirüs hızla yayılıyor, Covid-19 hastalığı can almaya devam ediyor. Ülkemizde tehlike canları çalıyor. Dünya Sağlık Örgütü ise Pandemi salgınının bir an önce bitmesi için insanlara sabır diliyor.
Sağlık Bakanlığı’mız aşılama işlemine başladı. Belli gruplara göre insanlara aşı yapılıyor. Bende sıram geldiğinde gidip aşımı yaptırdım. Bursa’da yaklaşık 730 bin doz aşı yapıldı. Aşılar iki doz şeklinde yapıldığı için bu rakamı ikiye böldüğümüzde ise yaklaşık 450 bin kişinin koronavirüse karşı aşılandığını söylemek mümkün. Ama, sağlık çalışanları, sadece ikinci doz değil, birinci dozu yaptıran ve ikinci doz için sırada bekleyenlerin olduğunu var saydığımız zaman iki doz düzenli aşı yapılan kişi sayısının 400 bin civarında olduğunu ifade ediyorlar.
Evet,. Tehlike var.
Tehlikeye karşı önlem alınması için de aşı kullanımına başlanıldığı için sadece önlemlerle geçirdiğimiz çarelere aşı da eklendi. Demek ki bu hastalığa karşı mücadele için çareler de var.
Şöyle düşünün, yağmurlu havada elinizdeki şemsiyeyi açıp yağmurdan korunma imkanı varken, şemsiyeyi kullanmadan yağan yağmur altında ıslanmak acaba ne anlama gelir. Toplum, olarak böyle kişilere biz ne gözle bakıyoruz.?
Tabi ki bilerek ve isteyerek ıslanıyorlar. Allah beterini de versin diyebiliyoruz bazen.
Koranavirüse karşı başlatılan aşılama çalışmaları ve bu aşılama çalışmaları boykot ettiklerini beyan edenlerin içinde bulundukları durumun izahı bana göre böyle.
Olayın vahametini tam olarak anlayamamışlar.
Siz, aşıdan kaçıp, virüsle savaşma yerine saklanmayı tercih edebilirsiniz. O virüs size bulaştığında, sizlerin de o virüsü ailenize, eşinize, dostunuza bulaştırdığımızda acaba neler hissedeceksiniz?
Bana bir şey olmaz diyerek kendi kendinizi avutmaya devam mı edeceksiniz?
Yoksa, virüsü bulaştırdığınız, hasta olmasına yol açtığınız, belki de ölümüne yol açabileceğiniz bu olaylar karşısında hala, “koronavirüs yok. Bu söylem aldatmaca. Bazı kişilere para kazandırma için yapılıyor” diyerek abuk, sabuk konuşmaya devam mı edeceksiniz?
O zaman benim sizlere bir önerim var. Aslında bu öneriyi sağlık çalışanları sosyal medyada sürekli paylaşıp tekrarlıyorlar. Madem, koronavirüse inanmıyorsunuz, o zaman gelin, hastanelerde Covid tedavisi gören hastalara yardım için birkaç saat görev yapın. İnsanlık adına., Sizin düşüncenizin doğru olmadığını ispatlama adına gelin hastanelere. Bakalım, neyle karşılaşacaksınız?
Bakalım o sancılı hastane odalarında, koridorlarında kaç dakika kalabileceksiniz?
Sıkıntı büyük.
Dertler büyük.
Ölümle yaşam arasında ince bir çizgi üzerinde belki de bu hastalığa yakalanmadan, pençesinde kıvranmadan tesadüf yaşıyoruz.
Bu konuda kim ne biliyor da konuşuyor ki?
İnsanlarla dalga geçmek kolay.
İnsanların geleceğini karartmak çok kolay.
İnsanları kandırmak ise kişiye göre değişiyor. Bizim ülkemizde ise iktidara karşı olanların ister yüksek diploması olsun ister cahil olsun inandıkları tek şey var, muhalefet ne söylüyorsa doğrudur.
Bırakalım artık böyle kısır çekişmeleri, tartışmaları. Bu işlerin kimseye faydası yok.
Gerçekler ise hastane odasında ölüm kalım savaşı veren insanlarımız. Bu hastalığa yakalanıp virüsün pençesinde can çekişen insanlarımız.
Şimdi, kısıtlı günlerde veya normal günlerde herhangi bir iş güç olmadan sokağa çıkıp çıkmama konusunda bir kez daha düşünün…