Hayatımızın her evresinde yeni bir başlangıç yaparak yaşama dört elle sarılmanın yollarını ararız.
Doğumdan sonra, yürümek için atılacak ilk adım, yeni açılmış bir beyaz sayfa gibidir.
Okula ilk başlama, sıraların üzerine defter ve kitapları sererek, beyaz sayfalara kalemle karalamaya başlamamış da önemli bir adım.
Sonrasında, ortaokul, lise derken, bir bakıyorsunuz, üniversite çağına gelinmiş. Genç olmuşuz. Arkadaşlık, dostluk, kader kıymet bilinmesiyle ilgili beyaz sayfaları da bir biri ardına açıp, bu sayfalara silinmesi pek güç anılarımızı yazarız.
Birde aşk kitabı çıkar karşımıza.
Hüsrana uğramalar. Yanılmalar. Yanlış kişilerle arkadaşlık kurmalar. Boşa vakit geçirmeler derken, erkekler için askerlik, kadınlar için de çalışma yaşamı başlar.
İş bulan şanslıdır.
Ya, iş bulamayıp, evinde kukuman kuşu gibi oturmak zorunda kalanlar…
Yaşam inanın onlar için çok güç.
Yıllar birbirini kovalarken, iş güç ve geçim derdi derken, bir bakıyorsunuz, evlenmişsiniz, sonra çocuklar olmuş. Sonrasında ev yaşamı, iş yaşamı, hayatın bütün gerçekleri, ekonomik sıkıntılar. Aile yaşamındaki dertler.
İnsan ömrü hep böylesine beyaz sayfaları açıp kapatmakla geçiyor.
Bu beyaz sayfa olayı, aslında kendimiz için geçerli olduğu kadar, yaşadığımız çevre ve bu çevreme hükmedenler içinde geçerli.
Bursa’yı ele alalım.
Bursa’nın ekonomik yapısında son üç yılda beklenmedik düşüşler oldu.
İhracatta Türkiye ikinciliğinden, dördüncülüğe geriledik.
İthalatta, Türkiye ikincisi olduk.
Kredi kartlarının geri ödemesinde en fazla problemli olan kentlerin başında yer alıyoruz.
Devlete olan vergi yükümlülüklerimiz konusunda eskiden yüzde 90’larda ödeme yapılırken şimdi yüzde 57 oranlı ödemeler yapılıyor. Vergi ödemelerinde de sıkıntılıyız.
Devlete verdiği katma değerlerin çok altında yatırım alan bir şehiriz.
Devlet eliyle son 5 yılda yapılan bir tane bile okul yok. Hepsi, hayırse-verlerin katkılarıyla yapılıyor.
Hastane inşaatları deseniz, yeni yatırımların temelleri atıldı çok şükür.
Asayiş, olaylarında rakamlara ve nüfusa oranla azalma var gibi gözüküyor.
Siyasi olaylarda, iktidar partisi dahil bütün partilerde erken yerel sinyalleri alındığı için koltuk tartışmaları çok erken başladı.
Bu kentin ekonomik geleceğinin planlanmasına gelince; tarihi ve kültürel mirasın gelir getiren rantiye haline dönüştürülmesi hedefleniyor.
Bu hedef doğrultusunda, işadamları, özel ve kamu yatırımlarının ortak bir söylemi yok. Herkes kendisine göre bir proje geliştirmeye, bu projeleri açıklamaya başlıyor.
Bir gün bakıyoruz, hava ulaşımını konuşuluyoruz.
Sonra, çıkıp raylı sistemi tartışıyoruz.
Sonra çıkıp, çevre yollarını tartışıyoruz.
Kültür-sanat ve turizm yatırımlarıyla ilgili belli bir programa yok. Bölgesel yatırım alanları belirlenmesiyle ilgili çok ciddi bir çalışma yok.
Geriye dönüp baktığımızda, Bursa’ nın geleceğine yönelik ufku pek gözükmüyor.Sonbaharla birlikte gelen hava kirliliği ve sis geleceğimizi de puslandırmış.
Bütün bunlar için Bursa olarak yeni bir beyaz sayfaya ihtiyacımız var