Türkiye 15 Temmuz akşamı başlayan ve tehlikesi hala devam ettiği söylenen bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı.
İnsanlarımız, o akşam hemen sokaklara, caddelere çıkıp, darbeye karşı kendilerini siper etti. Eli silahlı askerlere, “sizlerin elinizde silah varsa, bizimde göğsümüzde çelik gibi imanımız var” diyerek direniş gösterdi. Açıklanan rakamlara göre 245 sivil bu darbe girişimi yapan vatan hainlerinin kurşunlarına hedef olup şehit edildi.
Eline devletin kendilerine emanet ettiği silahları alıp, üzerlerini de görev yaparken tanınmaları amaçlı verilen o kutsal asker ocağının üniformalarını giyen katil sürüsünün karşısına dikilen halk, darbeyi püskürttü. Darbeciler, dünya tarihinde şimdiye kadar hiç görülmemiş bir olaya da imza attılar. Gözleri öylesine dönmüş ki, devletin uçağını, helikopteri ve silahlarını gasp ettikleri yetmiyormuş gibi, bu silahlarla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne saldırdılar.
O kadar öfke ve kin kusanların kimliklerine baktığımızda bunlar asker. Bunlar askeriyenin en yüksek rütbeleri olan generalleri de aralarına almışlar. Bunların amaçları, Türkiye’yi ele geçirmek. Peki, ne için, kimin için ele geçirmeyi planlamışlar.
17-25 aralık 2013 tarihlerinde hükümetin yıpratılması ve düşürülmesine yönelik operasyonlara imza attıktan sonra maskesi düşen FETÖ terör örgütü adına hareket ettikleri ortaya çıkarıldı. Kim bu terörist.
Fetullah Gülen, 1970’li yıllardan bu yana ülkemizde bir cemaat lideri ve imam olarak biliniyor. Erzurum’da yetişen bu imamın, ülkemizin dört bir köşesinde nasıl örgütlendiği ve nasıl yandaş bulup, kamunun hangi kurum ve kuruluşlarına yerleştirdiğine ise 15 temmuz darbe girişiminden sonra haberdar olduk. Bu imam şu anda kaçak. Bülent Ecevit’in hükümet başkanı olduğu dönemde hastalığını bahane ederek, Amerika’ya gitti. O tarihlerde kendisi “muhterem Hoca efendi” sıfatıyla anılıyordu. Hatta, 2002’den sonra AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte, senelerce faaliyetlerini gizli ve perde arkasında, kapalı salonlarda sürdüren bu kişiler, artık meydanlarda ve istedikleri gibi at oynattıkları sahalarda kendilerini göstermeye başladılar.
Tabi, her güzel günün birde sonu vardır. Bu kişilerin emelleri ve niyetlerinin kötü olduğu için Allah onların ayaklarını birbirlerine düğümledi. Yaptıkları ortaya çıktı. Eskiden kol kola yürüyen ve AK Parti içinde kümelenen FETO’cülerin maskesinin düşmesiyle birlikte Türkiye’de yeni bir tartışmalar başladı. Çünkü, her iktidar döneminde gemisini yüzdürdüğünü gördüğümüz ve yakalanan şüphelilerden, ifadelerden öğrendiğimiz kadarıyla 1980 sonrası bütün iktidarlarda bakan düzeyinde kabine adamları olan bu terör örgütünün ne kadar tehlikeli bir yapı olduğunu bugün anlamaya başladık.
Halkımız, sağduyulu yaklaşımlarıyla, demokrasiye sahip çıkma gösteriyle demokrasi nöbetlerine başladılar. Amaç, darbecilere, halkın gücünü göstermek. Gerçekten de tanklara karşı iman gücüyle direnen milletimiz, bu başkaldırı karşısında, hainleri ezip geçtiler.
Türkiye, darbe heveslilere karşı bir demokrasi sınavı verdi. Asıl sıkıntı, iktidar ile bu darbecilerin senelerce kol kola olmaları. Hala, arkadaş olmaları.