Adam adama markaj benzetmesini bizler futbol sahalarındaki maçlarda kullanıyorduk. Bugünlerde ise siyaset sahnesinde kullanılmaya başlanıldı.
Koltuklarında oturan ve hizmet veren bazı belediye başkanları, haklarındaki davalar, adli yargılama süreçleri ve aldıkları bazı hapis cezalarıyla ilgili olaylardan kurtulmak ve partisine şirin gözükmek için pek çok konuda akıl almaz yöntemlere başvuruyorlar. Mesela, para karşılığı anket yaptırıp kendilerini birinci veya en iyi belediye başkanı, yada halkın en sevdiği başkan gibi sıfatları alabiliyorlar.
Ne demiş atalarımız, at binenin kılıç kuşananın.
İşini bilen memurlardan sonra, işini bilen siyasetçilerimizin de sayıları çoğalmaya başladı.
Malum, tohum eken hasadı biçer. Bazı bölgelerde öylesine hasatlar biçilmeye başlanmış ki, tarladaki ekinler daha bitmeden, sanki değirmene buğdaylar gönderilmiş gibi hareket ediliyor.
Koltuğu kaybetme telaşına düşen, yapılan anketlerde geri planlarda kalan, ama, kendi yaptırdığı anketlerde sürekli birinci olup, oy oranı veya halkın kendisine olan desteğini yüzde 50’nin üzerinde gösteren Belediye başkanı, şimdi de karşısına çıkmak isteyen aday adaylarına karşı önlem almaya başlamış.
Adam adamına markaj dönemi işte böyle başlamış siyasette.
Allah akıl fikir versin.
Madem, anketlerde birincisin, halkın gönlünde taht kurmuşsun. Halkın yüzde 50’sinden fazla desteğini de arkanda hissediyorsun. O halde ne diye karşına çıkan aday adaylarıyla ilgili olduk olmadık yerlerde, olduk olmadık kişilerle olduk olmadık konuşmalar yapıyorsunuz ki?
Nasıl olsa, birinci hem de en birinci değimlisiniz?
Böyle bir telaşa neden kapıldınız?
Ne lüzumu var ki, kim ne yaparsa yapsın, kim aday adayı olursa olsun, direksiyon sizin elinizde, halkın desteği de yakıt deponuzda olduğu sürece kimse size karşı aday değiştirme operasyonuna cesaret edemez.
Demek ki, eksiklikler var.
Demek ki, endişe var.
Demek ki, bir yerde bazı yanlışlıklar var.
Benim nacizane tavsiyem, siz karşısına çıkan aday adaylarıyla ilgili yakıştırmaları, araştırmaları bir kenara bırakın da, “ben nerede ve nasıl yanlış yaptım” sorularına cevap arayın.
Sanırım daha başarılı olursunuz.
Yoksa, anketlerle, halkın üzerimde desteği var sözleriyle kimse kimseyi kandıramıyor.
Gerçek anket sandıkta belli oluyor.
Siyasette geçtiğimiz seçimlerde yaşanılan ve bazı partilerin kendi adaylarına değil de başka partinin adayına oy vermesiyle kazanılan seçimler, sanırım bu dönem pek olmayacak. Çünkü, hem partiye yön veren isimler değişti hem de geçen dönem iş birliği yapan isimler bu dönem o partilerin yönetimlerinde değil.
Vardır elbet bunda da bir hikmet, keramet.
Bakalım, seçimleri halk mı kazanmış, partinin oylarıyla mı kazanılmış, yoksa veya yine yoksa, kapılar ardında yapılan pazarlıklar üzerine oy devşirmeleriyle mi sonuca ulaşılmış?
Bu soruların cevapları sanırım önümüzdeki aylarda çok tartışılacak.
Şapka düştü, kel göründü.