Pek çok işyerinin duvarlarında üç maymun simgeli, “görmedim, duymadım, bilmiyorum” figürleriyle karşılaşıyoruz.
Bu simgeler, hayatımıza öylesine girdi ki, kim ne derse desin, haklı veya haksız olduğuna bakmadan, bi taraf görünme adına bazen üç maymunu oynuyoruz.
Bize soruyorlar;
-Bu konuda bilgin var mıdır?
Cevap veriyoruz;
-Bilmiyorum.
Tekrar soruyorlar;
Peki olayla ilgili neler duydun?
Cevap veriyoruz;
-Duymadım..
Tekrar soruyorlar
-Neler gördün?
Cevap veriyoruz;
-Görmedim.
Buradan çıkan sonuç, kör, sağır ve dilsiziz.
Gözümüzün önünde meydana gelen olayları,. Bakar kör olduğumuz için görmüyoruz. Bildiğimiz, duyduğumuz olayları, çıkarlarımıza dokunduğu için bilmezlikten geliyoruz. Duymamazlıktan geliyoruz.
Tanık olduğumuz olaylarla ilgili şahitlik yapmaktan kaçıyor, hak ve adaletin yara almasına yol açıyoruz.
Sonra da ortalığa çıkıp; “adalet istiyoruz!” diye slogan atanlara destek oluyoruz.
Aslında kendi kendimizi kandırıyoruz.
Günlük yaşantımızda bazı kişilerin ısrarla ve inatla uygulamaya koydukları bu ikilem içinde, ülkemizin sorunlarının çözümlenmesi ve kişisel sorunların çözümlenmesiyle ilgili bir sürü dertle, engelle, ayak diretmelerle, hatta yürüyen işlerin önüne taş koymakla, tekere çomak sokmakla bile karşılaşıyoruz.
Peki, bizler, kör, sağır ve dilsiz olup, olaylar karşısında sessiz kalırsak, başımıza gelen olayların çözümünde kimin hesabını, neyin hesabını kimden soracağız?
Bunu acaba hiç düşünüyor muyuz?.
Yoksa, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın edasıyla mı yaşamaya devam edeceğiz.
Hayatımız boyunca körebe oyunumu oynayacağız?
Her konuda, ama her konuda hak-hukuk aramaktan vaz mı geçeceğiz?
Yoksa, adaletin yerine gelmesi için, suçlusu her kim olursa olsun, doğru bildiklerimizi söyleyip, adalete yardımcı mı olacağız?
Düşünün bir kez, çevremizdeki olaylara hep beraber körebe gibi bakmıyor muyuz?
Bakıyoruz. O halde, neden körebe oyununu bir kenara bırakmıyoruz?
Korkuları yenip, hakça, adilane bir yaşam seviyesi için, toplumdaki huzur, güven ve barış ortamı için ne zaman gerçeklerle yüzleşeceğiz?
Bunları neden yazdım?
Gazetemiz Pembe Pusula, kadın adayların desteklenmesiyle ilgili bir kampanya başlattı. Bu kampanyada, kadın belediye başkanları, daha çok milletvekili, daha çok parti yöneticisi, daha çok meclis üyesi olması isteniyor.
Çok güzel bir arzu. Ama bizler, pembe gözlüklerimizi takıp, körebe oynamaya devam edersek, bu arzumuzun gerçekleşmesi için daha uzun yıllar beklememiz gerekecek.