Yıllardır kamuoyunun gündeminden düşmüyor insanların giyim kuşamları.Moda rüzgarına kapılanlar var.
Siyasi akıma kapılanlar var.Dini akımların etkilinde kalıp, hem kendisini hem de çevresini etkileyenler var.
İnsanoğlu, ağaç yapraklarından kurtulup, hayvan derilerini kendisine kıyık kıyafet yapmaya başladığı günden itibaren bu tartışmalar devam ediyor.Tekstil sektörü, ülkemizin, hatta dünyanın en büyük ekonomik pazarına sahip.
Doğumda da kumaşa ihtiyaç var, ölümde de. İşte bu yüzden ortaya çıkan markalar, marka tutkunlukları, fahiş fiyatla satılan ürünler, dar ve sabit gelirlilerin bunlara ulaşmakta sıkıntı yaşaması gibi dertler var.Milli Eğitim Bakanlığı, bir genelge yayınladı. Okullarda kılık kıyafet serbestliği getirildi.Bu iş böyle kolay mı çözümlenebiliyordu?
Bu kadar basit bir genelge ile çözümlenecekti madem, yıllarca mahkemeler neden başörtüsü davalarıyla doldu. Adliye koridorları neden meşgul edildi. Türkiye, kıyık kıyafet nedeniyle açılan davalar için neden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayet edildi?Bakın, bir genelgeden sonra ortaya çıkan sorulara aranılan cevaplara.Ülke gündeminde, gazetelerin baş sayfalarında hep manşetlerde kıyık kıyafet haberleri, hikayeleri okurduk. Gençlerimiz, üniversite kapılarından içeri alınmazdı.Liselere uygun olmayan kıyafetlerle gelen öğrenciler, eğitim-öğrenimlerini yarım bırakmak zorunda kalıyorlardı.Toplumda tam bir kutuplaşma, hatta sürekli kaşınan ve kanatılan bir yara haline getirmiştik
kılık kıyafet konusunu.Şu anda da bitmedi. Böylesi ortamlarda da bence hiç bitmez.
“Kılık kıyafetle adam olunmaz” diyenler var. “Akıl, kıyafette değil, kafalarda taşınılan beyinlerdedir” diyenler var.m Bazı kılık kıyafetleri giydikleri için kendilerine “örümcek beyinli” yakıştırması yapılanlar var. Toplum, sürekli bunları konuşuyor. Tartışıyor.Şimdi okul kıyafetleriyle ilgili sıkıntılar baş toplumda.Milli Eğitim genelgesiyle kıyık kıyafet serbestliği getirildiği için bazı öğrencilerin pahalı ve markalı kıyafetler giyerek arkadaşlarını kıskandıracakları, öğrenciler arasında ikilik yaşanacağı söyleniyor.Doğru. Böylesi toplumsal ayrışmalar zaten günlük yaşantımızda var. Okul kıyafetlerinde bile yok muydu?
Bir marka okul önlüğünün fiyatı diyelim ki 30 lira. Pazarda benzer bir önlük 5 liraya bile bulunabiliyor. Parası olan pahalı önlüğü, olmayan pazardaki önlüğü almıyor mu?Bir başka örnek verelim. Okulda aynı renkteki
önlükler nedeniyle bir olan öğrencilerin ayakkabıları değişik değil mi? Kiminin ki pahalı, kiminin ki ucuz. İşte bu yüzden, ülkemizdeki toplumda insanların kılık kıyafet tartışmaları bitmek bilmez. Şunu da söylememde fayda var. Kıyık kıyafet insanların aynası olduğu kadar, mutluluk kaynağıdır.Okullarda, işyerlerinde, özel çalışma ortamlarında
ise, bazı özel kıyafetlerin giyilmesi, en azından bu kişilerin öğrenci olup olmadıklarının ayrımının yapılması gerekir. Yani, öğrenciler bırakın okullarına önlükleriyle gitsinler.Öğrenci olduklarını bilsinler. Anlasınlar. Okul ile aile yaşamı arasındaki farkı, üzerlerinegiydikleri önlükleri, okuldan eve geldiklerinde çıkardıkları zaman ayırt edebilsinler. Unutmayalım, eğitim sadece okulda, ailede değil, toplum yaşantısında da önemli.