19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları bütün hızıyla devam ediyor. Atamızın Samsun’a ayak basmasının bu sene 98. Yılını kutluyoruz, anıyoruz.
Her ülkenin bir lideri, bir kurtarıcısı ve bir kahramanı vardır.
Türkiye’nin kahramanı ise Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Atatürk’ün liderliği 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a ayak basmasıyla beraber, Anadolu’ya geçiş ve Anadolu’da halkla beraber milli mücadelenin kararları alınmasıyla başlamıştır. Bu olay küçük bir konu değil, belki de sayfalarca roman yazılacak, kahramanlık hikayeleri yazılacak çok önemli olayların başlangıcıdır.
Bizim için Atatürk, sadece bir isim değil, bütün dünya Türklerinin atası olarak kabul edilmektedir.
Geçtiğimiz günlerde, özel bir TV kanalında, Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliğine, ailesine, annesine yönelik hoş olmayan ifadelerle bazı söylemlerde bulunuldu.
Bu durumu haklı olarak protesto edildi.
Etmek, hepimizin görevi ve boynumuzun borcudur.
Çünkü, bizler, Atatürk sayesinde hür ve bağımsız bir ülke vatandaşı olduk. Türkiye Cumhuriyeti’nin 29 Ekim 1923 yılında kurulmasıyla beraber, demokrasi ile tanışan ülkemizin hür ve bağımsız bir ferdi olarak yaşıyoruz.
Tabi, Mustafa Kemal Atatürk, bu milli mücadeleyi, düşmanlarla savaşları, ülkemizdeki barış ve güvenlik, huzur ve demokrasi getirilmesi olaylarını tek başına yapmadı. Dava arkadaşları vardı. Silah arkadaşları vardı. Yanında halk vardı. Elindeki değnekle düşmana karşı savaşan, hamile iken sırtında cepheye mermi ve mühimmat taşıyan annelerimiz vardı.
15 yaşında okullarını bırakıp Çanakkale’de vatanımızı savunma adına cepheye giden çocuk yaştaki askerlerimiz, cesur yürekli kahramanlarımız vardı.
Başarı, kişilerin değil, toplumun aynasıdır. Kişilerin ise liderlik görevi ve idare başarısı vardır. Bu konu bütün dünya devlet adamları için ve kendisini topluma hizmete adamış olan insanlar için geçerlidir. Hatta, aileler için, işletmeler için bile geçerli sayılması gerekir. Çünkü, insan ve toplum ilişkilerindeki başarı her zaman kazanç getirmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk, dahi kişiliğiyle, bütün dünya liderlerinin bile hayret ettiği ataklarıyla, planlarıyla ülkemizi düşmanlardan temizlenmesinde lider rolü oynamıştır.
Cumhuriyetin kurulmasında en büyük liderlik rolü de Atatürk’ün olmuştur.
Atatürk’ü herkes sevmek zorunda değildir. İnsanların, sevmediği kişileri kötülemesi gerekmez. Her kim olursa olsun, üzerinde yaşadığımız toprakları vatan toprakları yaparak bizlere emanet eden başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, neslimizi inkar edemeyiz.
Etmemeliyiz.
Atatürk’ün bizlere emanet ettiği ülke topraklarında yaşayıp, onun emanetleri ve eserleri sayesinde hür ve bağımsız yaşayan, aile kuran, insani haklara kavuşan, ifade özgürlüğüne kazanan bazı kişilerin, bu özgürlükleri kullanırken, olayları çarpıtarak, karalama kampanyasına dönüştürülmesine hiç kimse rıza göstermez.
Yazık. Aldığınız eğitim, yaşadığımız ülke, devletin sizlere sağladığı sosyal ve kültürel katkılarla bu ülkenin her türlü nimetlerinden faydalanıp, sonra da insanları hakir görmek sizlere ne kazandırıyor ki? Utanmadınız mı?
Siyaset bir yana, insanların kendi şahsi fikirleri bir yana. Ulusal bütünlük ve vatan topraklarının korunması ise her şeyin üzerinde, her türlü değerin üzerindedir. İnsanların, ağızlarından çıkacak sözlere, kelimelere dikkat etmesi gerekir.
Bakın, bugün 19 Mayıs Gençlik Bayramı. Atatürk’ün gençlere armağan ettiği çok önemli bir gün. Bizler bugün gençlerin sorunlarını tartışalım. Ülkemizdeki 18-25 yaş arası nüfus kayıtlarına göre sayıları 20 milyona yaklaşan gençlerin, iş sıkıntısını konuşalım. 2015 yılında işsiz gençlerin nüfusa oranı yüzde 18 iken geçen sene 2016 yılında nasıl yüzde 23’e yükseldiğini tartışalım.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin eğitimlerini tartışalım. Ülkemizdeki birlik ve beraberlik, huzur-güven ortamının nasıl devamını sağlarız onu tartışalım.