TUSKON, 2006 yılından bu yana Dünya Ticaret Köprüsü isimli ekonomi zirveleri topluyor.
Ben bu zirveleri 3 yıldır izliyorum. Pazartesi günü de İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Kültür Sarayı’ndaki Gıda, Tarım, Hızlı Tüketim Ürünleri ve İlgili Makineler başlığı altında düzenlenen ekonomi zirvesi ile zirveye katılan firmaların fuar alanındaki sergilerini gezdik.
Zirvenin açılışını Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi ve TUSKON Başkanı Rızanur Meral beraber yaptılar.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ekonomi zirvesine 130 ülkeden bin 4450 işadamının katıldığını ve ikili ilişkilerle ülkemizin ihracatının büyük ölçüde artış gösterdiğini söyledi. Çağlayan, dünyada insanların nefes aldığı yer yere Türk mallarının ihraç edildiğini belirterek, “dünya ticaret liginde Türk Güce olarak sürekli güçleniyoruz. Şu anda 241 gümrük ve ülkeye ihracat yapıyoruz. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için gitmediğimiz yer kalmadı. Buralarla ziyaretleri ekonomik kazanca ve ikili ticareti dönüştürmeyi gerçekleştirip, ihracatımızı 22 milyar dolardan 152 milyar dolara çıkardık” dedi.
Türk işadamlarının gittikleri her yerde başarı öyküsü gerçekleştirdiklerini anlatan bakan Çağlayan, ihracattaki artışın ve yeni pazarlar bulunmasının beş ayrı özelliğini de açıkladı.
Çağlayan, birinci etkenin Türkiye’deki güçlü iktidar ve siyasi istikrar olduğunu, ikinci etkenin Dengeli ve sürdürülebilir bir bütçe yönetimi, üçüncü etkenin güçlü ve güvenilir bankalık sektörü, dördüncü etkenin ihracatta kazanılan yeni pazarlar, beşinci etkenin ise Türkiye’nin ortalama 30 yaş olan genç nüfusu olduğunu açıkladı.
TUSKON Başkanı Rızanur Meral, ekonomi zirvesinde ticaret işlemlerinin geliştirilmesi için ikili görüşmelere büyük önem verdiklerini açıkladı. Bu arada, cep telefonumuza gelen bir mesajda, ikili görüşme sırasında Tanzanyalı bir alım heyetinin Türk heyetten kuş üzümü istediği ve kuş üzümü satanların da bu görüşmeye davet edildiğini öğrendik.
Ekonomi Zirvesine biz Bursa’dan kısa adı BUGİAD olan Bursa Girişimci İş Adamları Derneği’nin daveti üzerine gittik. Dernek başkanı Ali Fuat Er, bu tür organizasyonların alıcı ile üreticiyi direkt olarak karşılaştırdığını, aracıların ortadan kalktığını ve alış-verişin ise TUSKON’un çatısı altında daha güvenilir ve daha sağlıklı bir şekilde gerçekleştiğini açıkladı.
Türkiye’nin Medya üssü
TUSKON’un ekonomi zirvesinin ardından ikinci durağımız Zaman Gazetesi oldu. Kayıtlara göre şu anda Türkiye’de en fazla satışı ve trajı olan Zaman Gazetesi’nde bizleri Haber merkezi müdürü Harun Erdem karşıladı. Kendisi de Bursalı olan Harun Erdem ile yaklaşık 20 yıldır tanıyorum.
BUGİAD genel sekreteri Mustafa Tahmaz’ın yakın arkadaşı Harun Erdem yemekte bizleri ağırladı. Daha sonra gazetenin çalışma birimlerini ziyaret ettik. Teknolojik yatırımlar ve çalışma alanlarını görünce, Türkiye’nin ilk ve tek akıllı medya binasının bizim meslek açısından ne kadar önemli olduğunu gördük.
Sonra bizleri gazetenin genel yayın koordinatörü Mehmet Kamış konuk etti. BUGİAD Başkanı Ali Fuat Er Bursa hakkında ve Bursa’nın ekonomik yapısı hakkında bilgiler verdi.
Zaman Gazetesi ile BUGİAD aynı fikirleri destekleyen kardeş kuruluş gibi. Bu nedenle ziyarette dershaneler konusu gündeme geldi. Daha doğrusu bizler Gülen cemaati ile hükümet arasında başlayan dershanelerle ilgili konunun enini, boyunu merak edip sorduk.
Cevabı gayet net oldu; “bizler doğru yapılan işlere destek verdiğimiz gibi, yanlış yapılanların da yanlış olduğunu halka anlatırız.”
Ak Parti hükümetinin en büyük destekçisi olan Zaman Gazetesi ile dershane krizi yaşayan hükümet arasında bunlar olurken, Okyanus ötesinden yapılan “incilseniz de inciltmeyin” açıklaması, mahalli seçimlerde cemaatin AK Parti’ye destek olup olmayacağı konusundaki soruların aydınlatılmasına yol açtı.
Cemaat, Ak Partiyi mahalli seçimlerde yalnız bırakmayacak. Yani, blok oylar başka partilere dağılmayacak. Ama, dershane çıkışlarına da devam edilecek.
Parseker’den dershane çıkışı
Başbakanın dershanelerin kapatılması yolundaki açıklamalarına yönelik görüşlerini bizlerle paylaşan İlhan Parseker, “bu uygulama eğitim camiasına zarar verir” dedi.
Parseker, dershanelerin eğitim sisteminde vaz geçilmesi güç bir işlev gerçekleştirdiklerine dikkat çekerek, “eğitimdeki dershaneleri ortaya çıkaran sorun çözümlenmedikçe dershanelerin kapatılması kararı çok yanlıştır. Önce sorun temelden çözümlenmeli. Dershanelere ihtiyaç duyulmadan öğrencilerin geleceklerinin şekillendirilmesi sağlanmalı. Böylece, dershane kapatma kararı alınmadan ihtiyaç ortadan kalktığı için dershanelere de ihtiyaç kalmaz” diye konuştu.
Deli Ayten Hikayesi
Bizim çocukluğumuzda ve gençlik yıllarımızda, sokaklarda gezip elindeki cümbüs ve davulu çalarak etrafa neşe saçan, kızdığı zamanlarda ise eteğindeki taşları alıp sağa sola atan Deli Ayten, müzikal tiyatro oyunu oldu.
Bursa’nın yaşantısında bir Deli Aşten faktörü var. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, halka mal olmuş ve her kesimden tanınan Deli Aşten’in heykelini dikerek, Bursa’nın tanınmış kişileri arasında yer almasını sağlamıştı. Heykel haberini gazetelerde okuyan Arda Mart, Deli Aşten’i ve yaşamını merak etmiş. Sonra, Deli Aşten’in müzisyen kardeşi olan Bayram Şenpınar ile tanışmış. Hayatını tiyatro eseri olarak senaryoya dökmüş. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Alytepe’nin de yardımlarıyla bu senaryo çok güzel bir müzikal tiyatro eseri haline gelmiş.
Deli Aşten ve hayatı böylece tarihin ölümsüz sayfalarında gerekli yerini aldı.
Bana göre, bu çalışma sadece bir tiyatro sahnesi olarak değil, Bursa’nın hayat kültüründe bir değeri olan, geçtiği yollarda ismini bırakan, Bursa’nın ortak delisi ünvanlı Deli Aşten’in şahsında, insan yaşantısındaki kültür değerinin ortaya çıkarılmasıdır.
Bazıları şimdi, belediyenin işi gücü bırakıp delilerle uğraştığına dair muhalefet yapabilir. Ama, unutmayalım her köyün akıllısı olduğu kadar delisi de meşhurdur.