Türkiye, 12 eylül 1980 sonrası, sanırım 1985 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak hizmet veren kurumun kapısını çaldı.
Dönemin başbakanı Turgut Özal, ülkemizin çağdaşlaşması ve ileriye dönük çalışmaları için AET’nin çok faydalı olacağını ve demokratikleşme konusunda AET kriterlerinin uygulanmasıyla Türkiye’nin çağdaş ve modern dünyaya ayak uyduracağını söylemişti.
Muhafazakar kesimlerin desteklediği Turgut Özal, bu söylemleriyle büyük tepki toplamıştı. Hatta, Hıristiyan Topluluğuna Müslümanların üye olmasına yönelik karşı çıkanlar bile olmuştu.
Şimdi dönem değişti. Devir değişti. AET’nin ismi Avrupa Birliği oldu. Türkiye de 2004 yılından bu yana Avrupa Birliği’ne aday ülke.
Bizden sonra bu birliğe üye olmak için başvuran aday ülkelerden bazıları birlik içine alındı. Türkiye ile ilgili ise, “sizin demokratikleşme sorunlarınız var” sözleriyle sürekli oyalama taktikleri devam ediyor.
Bizler de 200 binli yıllardan bu yana anayasa değişikliğinden tutun da, toplumun ve sosyal yaşamın, hatta demokratik ve siyasal yaşamın çelişki haline gelmiş pek çok uygulamasını, yasasını, kanununu değiştirilip duruyoruz.
Epey ilerleme kaydedildi.
Ama, yine de ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamıyoruz.
Ak Parti’nin son yapılan büyük kurultayında, 63 maddelik bir demokratikleşme paketi konu başlıklarıyla ilgili karar alındı. Bunlar arasında ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğünden tutun da, ana dilde eğitim ve kişisel hakların korunması, siyasi yaşamda devrim niteliğinde sayılabilecek başkanlık sistemi veya yarı başkanlık sistemleri gibi maddeler vardı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yeni demokratikleşme paketini açıkladı.
Toplumun pek çok beklentisine cevap verebilecek düzeyde bir demokratikleşme düşünülüyor.
Siyasi partiler de bu pakete bazıları olumlu bazıları ise olumsuz tepki verdiler. Özellikle CHP’nin destekler nitelikli tepkisi bence dikkate alınmalı.
Çünkü, Türkiye’nin modernleşmesi, çağdaşlaşması, sosyal ve ekonomik yönden güçlenmesi, sadece bizlere değil, gelecek nesillere de önemli ışık tutacak bir alt yapının hazırlanmasına yol açacak.
Yarış başladı
İktidar Ak Parti’de belediye başkanlıkları veya meclis üyeliklerine aday adaylığını düşünen teşkilat yöneticilerinin istifa süreci başladı.
Bursa il başkanı Sedat Yalçın, büyükşehir belediye başkanlığı aday adaylığı için Ankara’da istişarelerde bulunacağını, ondan sonra teşkilatlara sorup kararını vereceğini söyledi.
Yine il yönetim kurulundan pek çok kişinin ilçe belediye başkanlığı veya meclis üyeliği için istifa etmeleri bekleniyor.
İsmi Yıldırım belediye başkanlığı için geçen İsmail Hakkı Edebali, Nilüfer için geçen Ömer Demir, Osmangazi için geçen Tahsin Kara ile Zeki Eker, Mudanya için geçen Gülten Kapıcıoğlu ve meclis üyelikleri için Mehmet Kahramanlı, Metin Düvencioğlu, Urkiye Şeantürk’ün il yönetim kurulu üyeliklerinden istifa etmeleri bekleniyor.
Osmangazi Belediyesi meclis üyesi ve Kent Konseyi genel sekreteri Mehmet Vural ise, Belediye başkanlığı için aday adayı olduğunu söyledi. İki dönemdir Ak Parti’den Osmangazi ilçesinde belediye meclis üyeliği yaptığını, 2001 yılında Ak Parti Osmangazi ilçe teşkilatının kurucu üyesi olduğun ifade eden Mehmet Vural, belediye başkanlığı adaylığı içing erekli tecrübe ve liyakata uygun olduğunu söyledi.
Bakan kimi işaret etti?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın geçtiğimiz hafta Çarşamba günü toplanan genişletilmiş il divanı toplantısında Ak Parti içindeki bazı üyeler ve yöneticilerin Nilüfer ilçesinde CHP’ye destek verdikleri yönündeki ifadeleri siyasi kulisleri karıştırmaya devam ediyor.
Ak Parti içindeki bazı guruplar, başbakan yardımcısının bu sözlerle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e yakınlığı ile tanınan ve onunla birlikte politika yapanların kastedildiğini iddia ediyorlar.
Bazıları ise, mevcut il ve ilçe teşkilatlarındaki bazı kişilerle Nilüfer Belediye yönetimi arasındaki iş ve yatırımlarla ilgili ilişkilerin incelenmesiyle, kimlerin hedef alındığının ortaya çıkacağını söylüyorlar.
Bülent Arınç’a yakın kaynakların verdikleri bilgilere göre, Faruk Çelik ile Bülent Arınç arasında siyasi ve parti yönetimi açısından herhangi bir sorun yok. Abi, kardeş Ak Parti’nin başarısı için çalışıyorlar. Buradan da Arınç’ın ifadelerinde Faruk Çelik’e yakın olan partilileri hedef almadığı ortaya çıkıyor. Arınç’ın hedef aldığı kitle olarak ise, Nilüfer ilçesindeki olaylar karşısında suskun kalan, politika üretmeyen, hatta belediyenin yaptığı bazı olumsuzlukları görmezden gelen, hatta, belediyenin CHP yönetimiyle ortak yatırım ve projeler yapanlar olduğu iddiası var.
Bütün bunlar, önümüzdeki günlerde açığa çıkar.
Çünkü, her kim ne yaparsa yapsın, iki kişinin bildiği bir olay gizli değildir.
Bursa Evi Açılıyor
Türkiye’nin kalbi, başkent Ankara’da Bursalıların artık bir buluşma noktası var.
Ankara Kale içindeki Bursa evi, etrafındaki evlerin de alınıp yeniden düzenlenmesiyle güzel bir kültür merkezi ve sosyal buluşma merkezi haline geldi.
Büyükşehir Belediye başkanı Recep Altepe’nin destekleri ile tarihi kale içinde modern bir merkez haline gelen Bursa evi 8 ekim Salı günü törenle hizmete açılacak.
Bursalıların Ankara’daki buluşma noktası olarak isimlendirilen Bursa evinin açılışını başbakan yardımcısı Bülent Arınç yapacak.
Ankara Bursa Derneği başkanı İsmet Kazancı, açılışa Bursalı hemşerilerini davet ettiklerini belirterek, “2002 yılından bu yana Ankara Kalesi’nde Bursa evi vardı. Artık Bursa’nın buluşma noktası var” dedi.