Ramazan ayı, bolluk bereket ayı. Dün akşam Ak Parti’nin iftarında idik. Buttim bahçesi tıka basa dolmuş. Öğrendiğim kadarıyla 7 bin kişilik masalar kurulmuş. Yetmemiş, ilave sandalyelerle 7 bin 500’e çıkmış. Güvenlik güçlerinin verdikleri bilgilere göre iftar organizasyonuna yaklaşık 10 bin kişi gelmiş.
Yine yetmedi. Masalarda 12 kişilik guruplar halinde oturduk. Ama, iftara zamanında gelenler bile oturacak yer bulamadı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, iftar vakti oturacak yer bulamadığı için tepki gösteren vatandaştan, partililere seslenirken yaptığı konuşma sırasında helallik istedi.
Pek çok kişi de iftar yemeklerini hazırlanan kumanyalar sayesinde ayakta yemek zorunda kaldı.
Yemekler yenilip, oruçlar açıldıktan sonra, elinde siyah poşetle gezen bir kadın, masalara gelip, kalan yiyecekleri toplamaya başladı. Merak ettik, “kim bu kadın?” diye.
Masa başına yanımıza geldiğinde sormaya cesaret edemedim. Belki, evine, çoluğuna çocuğuna topluyordur düşüncesiyle bekledim.
Sonra, partililere sordum. Hayvanlar için topluyor olabilir dediler.
Yolda bu kadınla karşılaştım. Bu kez cesaret edip sordum. Tanıdığı yakınları için topladığını söyledi. ….
Gelelim Ak Parti’nin 12 yıldır devam ettirdiği geleneksel iftar programına. Teşkilat tam kadro buluştu. Eski ve yeni partililer hasret giderdi. Ayakta kalıp iftarlarını açamayanlar olsa bile, katılımdan memnun kalındı.
İl Başkanı Sedat Yalçın, iftarda yaptığı konuşmasında 17 ağustos tarihinde başbakanın Bursa’da büyük bir miting yapacağını ve Körfez Depremi’nin yıl dönümünde ülkemizdeki en büyük kentsel dönüşüm çalışmasının Bursa’dan başlatılacağını duyurdu.
Arınç’ın balans ayarı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 3 gün boyunca Bursa’da kalıp, çeşitli toplantılar yaptı. İncelemelerde bulundu.
Arınç, Ak Parti’nin teşkilat iftarında yaptığı konuşmasında ise deyim yerinde ise hem mıhına hem de nalına vuran kelimeler kullandı.
Muhalefeti, eylemcilere kol kanat gerip kışkırtmakla suçladı. Muhalefetin öncülüğünde İstanbul Silivri’de devam eden mahkemeyi işgal etmek için sosyal medyada başlatılan saldırıları ise, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünden söz eden muhalefete yakıştıramadığını söyledi.
Bazı kişilerin askeri darbelere zemin hazırlayan 35. maddenin kaldırılmasıyla ilgili torba yasa oylamasında karşı oy kullandığına dikkat çeken Arınç’ın sözleri aynen şöyle, “askerimizle sivilimizce kardeşçe yaşıyoruz. Artık herkes görevini biliyor. Birilerinin halkın desteği ile iktidara gelemeyeceğini anladıkları için balans ayarı için askeri göreve davet etmeleri özlemleri sona erdi. Balans ayarı, askeri tankların Sincan’da yürütülmesiyle değil, sandıkta halkın oylarıyla olur. Ak Parti olarak bunu gerçekleştirdik.”
Bu ülkede askeri darbelerden siyasetçilerimiz çok çekti. Bazı darbelerle ilgili siyasetçilerimiz 1960 darbesinde yaşandığı gibi demokrasi adına idamlar yapıldı. Şehitler verildi.
Tarihe baktığımızda ise, 200’li yıllara kadar her 10 yılda ortalama olarak balans ayarı adı altında siyasete askerin gözdağı verdiğine tanıklık ediyoruz.
Şimdi, bu yasa maddesi, yani Genelkurmay Başkanlığı’nın İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesi iptal edildi.
Eski, darbecilerinde haklarında soruşturmalar açılmasına ve yargılanmaya başlaması da Türkiye’de artık darbe dönemleri ve askeri rejimler kanalıyla iktidarların el değiştirmesinin önü kesildi.
Tarihe baktığımızda yine darbelerin hep sağ ve muhafazakar iktidarların iş başında olduğu dönemlere rast gelmesi de diğer bir inceleme konusu bence.
Sakınan göze çöp batar
Başbakan yardımcısı Bülent Arınç Bursa’da bulunduğu süre içinde ülkemizin en büyük deprem yatırımı ve dünyanın en modern ikinci yatırımı niteliğinde olan Bursa Afet Önleme Merkezi’nde inceleme yaptı.
Milyonlarca para harcanarak yapılan ve deprem ile doğal afetlere karşı halkın eğitimlerini amaçlayan merkeze, bakanın geleceği bir hafta önceden belirlenmesine rağmen istenmeyen aksilikler yaşandı. Hijyen adına kullanılan galoş makinesi arızalandı. Yine, yer tespiti yapılan cihaz çalıştırılamadı. Sinemülasyon cihazının çalıştırılması sırasında ise yine istenmeyen olaylar yaşandı.
Atalarımızın dediği gibi, sakınan göze çöp batar deyimi burada gerçek oldu.
Başbakan Yardımcısının yaşadığı sıkıntılar bununla kalmadı. İkindi namazını kılmak için gittiği Yıldırım Beyazıt Külliyesi’nde de müze ve türbe ile ilgili sıkıntılar göze çarptı.
3 günlük Bursa ziyareti için şehre gelen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, türbenin kapılı olduğunu görünce türbeye giremedi. Arınç, dışarından dua okuduktan sonra ayrıldı.
Çıkışta vatandaşlarla sohbet eden Bülent Arınç’a eczacılık yapan Kamil İlbekoğlu, İlbekoğlu, “Bizim sizden ricamız arzumuz, bir güvenlik kamerasının burada kurulması bir güvenliğin burada bulunması”türbeyle ilgili hırsızlık olayını anlattı. Yıldırım Beyazıd sandukasının üzerindeki örtünün geçtiğimiz ay başında çalındığını söyledi.
Bu ziyaret Bursa gündemine aslında çok tartışılması gerekli bazı olayları getirdi.
Birincisi güvenlik sorunu. Türbede 650 yıl duran hiçbir şey olmayan sanduka örtüsü nün çalınması bence affedilmeyecek bir olay.
Bu işin takipçisi olmamız gerekiyor.
“Ata mirasımızı böyle mi koruyoruz?” Diye çevre halkının sorularına cevap verilmesi gerekir diye düşünüyorum.