Yıllar önce idi. 1984 yılının Ağustos ayı. Yasadışı bölücü örgüt militanları Siirt Eruh’ta köy basıp katliam yaptı.
Bu onların, bilinen ilk kanlı eylemi oldu.
Aslında daha öncede bölgede, kendilerine yardım ve destek etmeyen bazı kişileri öldürdükleri iddia edilmişti. Ama onların pek çoğu kan davası gerekçesiyle hasır altına atılmış, terör belası hiç mi dikkate alınmamış.
Bugün, olayın üzerinden 27 yıl geçti.,
O günlerde başımıza bela olacağı belli olan terörün başı ezilmek yerine, beylik laflarla, “bunlar kendini bilmez çapulcular” gibi sözlerle dikkate alınmadılar.
Yıllar, yılları kovaladı.
Terör dinmedi.
Dindirilemedi.
Belki de dindirilmek istenmedi.
Bölgeye yönelik uygulanmadık tedbir kalmadı.
Askerlerimizin, polislerimizin, geçici köy korucularımızın şehit edilmesi, vatandaşlarımızın öldürülmesi yetmedi.
Hainler yol kesti. Adam kaçırdı.
Bu yetmedi.
O zamanlar, Erdal İnönü’yü ikna edip bölücü örgüt militanlarının SHP listelerinden aday gösterilip milletvekili seçilmeleri sağlandı.
Bu milletvekillerinden bazılarının örgütle illegal bağlantıları belirlendi.
Milletvekilleri hapse atıldı.
Yetmedi.
O tarihte hapse atılanlar bugün yine ama bu kez bağımsız olarak seçildi.
Mecliste yine CHP’nin desteklediği, ama oy kaybına uğradığını, seçmenlerin bu eylemi onaylamadığını kendilerine anlatılması üzerine çark ettikleri yemin eyleminde tekrar beraber olundu.
Yetmedi, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 13 askerimizin şehit edildiği gün, sözde terör örgütünün destekleriyle seçilen milletvekilleri, meclise gidip yemin etmemelerine rağmen, özerklik ilan ettiklerini açıkladılar.
İtirazlar oluyor.
Yaptıkları yanlarına kar kalmayacak türden açıklamalarda yapılıyor.
Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak türünden sözler de söyleniyor.
Ki, bunların bazıları artık klişe haline geldi. Çünkü 27 yıldır, yani çeyrek asırdan fazla aynı kelimeleri duymaktan, aynı cümlelerle kendimizi avutmaktan bıktık.
Usandık.
Hala sonucun nasıl olacağını merak ediyoruz.
Açılım, dedik. Sorunun çözümü için başlangıç yapıldı. Ama bölücüler Habur Sınır Kapısı’nda adeta gövde gösteri yaptılar. Devlete kafa tutmaya kalkıştılar.
Açılım bu mudur? Soruları üzerine geri adım atıldı.
Seçim, referandum derken bir ara terör tek taraflı ateş kes ilan ettiğini duyurdu. Bir süreliğine şehit cenazelerinde azalma oldu. Sonra, tam da kandil akşamında yine ana yüreklerine kızgın kor düştü.
Şimdi, herkes konuşuyor. Bir şeyler söylüyor.
Ana yürekli yanıyor. Kan ağlıyor.