İnsülin, kandaki şekeri çeşitli dokulara taşıyan ve kan şekerinin düşmesini sağlayan, pankreastan salgılanan bir hormondur. İnsülin direnci ise, vücutta yeterli miktarda insülin hormonu salınımı olmasına rağmen insülinin vücutta etkisini göstermesindeki zorluk olarak tanımlanabilir. İnsülin direnci olan bireylerin hücrelerinde, insüline karşı duyarsızlık gelişmektedir. Salgılanan insülin kan şekerini dengelemek için yeterli gelmediğinden pankreas kan şekeri seviyesini düşürmek için daha fazla insülin üretmeye başlar ve bu durum kanda yüksek insülin seviyesine neden olur ve bu hiperinsülinemi olarak adlandırılır.
Hücreler insüline karşı git gide daha fazla direnç gösterdiğinden hem insülin hem de kan şekeri seviyeleri artar. Sonunda, pankreas işlevlerini kaybedecek duruma gelebilir. Pankreas içindeki hücreler hasar görebilir. Kısaca insülin direncinin tedavi edilememesi sonucunda pankreas zarar görür ve Tip 2 diyabet oluşması olası bir durum haline gelir. Fakat insülin direnci doğru tedavi planlanması, hayat tarzı ve beslenme değişiklikleri ile büyük ölçüde iyileştirilebilir. Böylece tip 2 diyabet oluşumunun önüne geçilebilir.
İNSÜLİN DİRENCİ NEDEN OLUŞUR?
Nedenler genetik ve çevresel faktörler olarak ikiye ayırabiliriz. Ailesinde insülin direnci ve tip 2 diyabet öyküsü olan bireylerde genetik faktörler dolayısıyla insülin direnci görülme ihtimali daha yüksektir. Çevresel faktörlere bakıldığında ise sedanter yaşam tarzını benimsemek, obezite, sağlıksız beslenmek, karbonhidrat ağırlıklı beslenmek gibi durumlar insülin direnci oluşmasına neden olan faktörlere örnek olarak verilebilir. Fazla kilolu insanlarda olduğu kadar normal kilolu insanlarda da görülebilir. Fakat göbek çevresi yağlanmada ilk akla gelen insülin direncidir. Ayrıca polikistik over sendormu olanlar, alkolden bağımsız karaciğer yağlanması olanlar, Cushing sendromu olan bireyler insülin direnci gelişimi açısından risk altındadır.
İNSÜLİN DİRENCİNİ KIRMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
- Sedanter yaşam tarzından kurtulun. Fiziksel aktivite insülin duyarlılığını artırır. Egzersiz yapmak insülin direncinizi kırmak için önemli bir adım olacaktır.
- Bağırsak floranızı düzenleyin. Probiyotik dengesinin bozulduğu durumlar da metabolik sendromların gelişimi olasıdır. Probiyotik besinlere beslenmenizde daha sık yer vermelisiniz. Yoğurt, kefir, pancar gibi.
- Basit şeker ve basit şeker içeren gıdalar yerine kompleks karbonhidratları tercih edin. Örneğin pirinç yerine bulgur tercih etmek gibi.
- Karbonhidrat içeren besinleri tek başına tüketmemeye özen gösterin, yanına süt, yoğurt, peynir gibi protein kaynağı besinler eklemek kan şekerinizi kontrol altına almanıza yardımcı olacaktır.
- Öğün aralarınızı çok uzun tutmamaya özen gösterin. 3 ana öğünü atlamayın ve beslenmenize ara öğünler ekleyin.
- Meyve porsiyonlarına dikkat edin. Yüksek karbonhidrat içerikleri dolayısıyla belirli porsiyonlarda tüketilmesi doğru olacaktır.
- Meyvelerin suyu yerine kendisini tüketmeye özen gösterin çünkü meyveler posa içerdiklerinden kan şekerini daha yavaş yükseltirler.
- Haftada en az 2-3 kez kuru baklagil tüketin.
- Günde en az 2 litre su içmeye özen gösterin
- Öğünlerinizde mutlaka protein kaynağı besinlere yer verin.
- Yüksek fruktozlu mısır şurubu olarak bilinen ve paketli gıda etiketlerinde sık karşımıza çıkan fruktoz meyve içeriğinde ki fruktoz ile aynı değildir. Yapılan araştırmalar sonucunda insülin direnciyle bağlantılı olduğundan bahsedilmektedir. Aldığınız gıda etiketlerini okumaya alışkanlık haline getirin ve sağlıklı bileşenlerden oluşan ürünleri tercih etmeye çalışın.