Bebekler henüz konuşmayı bilmediğinden ihtiyaçlarını ağlayarak iletir. Bebeğinin iletişim kurmasının tek yolunun ağlamak olduğunu bilen anne babalar, ağlama davranışını anlayışla karşılar. Ancak bebeklerin ağlamasının genellikle kabul edilmeyen ikinci bir nedeni daha vardır. Bu tür ağlamalar tüm ihtiyaçları karşılanmış bebeklerde görülür ve bebek ağlamaya başladığında bakım verenlerin yaptığı hiçbir şeyin bu ağlamaların kesilmesinde etkisi yokmuş gibi görünür. İlginç gelse de, bebekler de kendilerine acı verici birçok duygu biriktirir. Bu duygular travmatik doğum deneyimlerinden ve yaşama adapte sürecinde kısıtlı bilgileri nedeniyle yaşadıkları kafa karışıklıklarından kaynaklanabilir. Dolayısıyla ihtiyaçları karşılanmış bebeklerde görülen ağlama nöbetleri, onlar için rahatsız edici deneyimlerin etkilerinden kurtulma ve acı verici duyguları ifade etme biçimidir. Bir nevi ağlama, gerilim boşaltma mekanizmasıdır.
Kültürümüzde ağlamanın uygunsuz bir davranış olduğu, ağlayan bebeğin susturulması gerektiği varsayımı oldukça yaygındır. Birçok anne baba, ağlamasını kesen bebeğin kendisini daha iyi hissedeceğini düşünür. Bu nedenle bebeklerini susturmak için emzik verir ya da sallama, hoplatma, sık emzirme ve başka dikkat dağıtma yöntemlerini kullanır. Oysaki acı çekmekten kurtulma süreci olan ağlama, bebeklerin stresle baş etmek ve ruhsal sağlıklarını korumak için kullandıkları en etkin yöntemlerden biridir. Bu nedenle aslında ağlamak, uygunsuz davranış değil asıl bu davranışları önlemenin ya da iyileştirmenin bir yoludur.
Tüm ihtiyaçlarını karşıladığınız bebeğiniz eğer ağlıyorsa aslında yapmanız gereken tek şey, bebeğinizi nazikçe kucağınıza almak onu izleyerek ve dinleyerek ilgi göstermek ve yüz ifadenizle sevginizi iletmektir. Ağlayan bebeğin dikkati dağıtılmamalı, ağlamanın kabul edilmediği mesajı verilmemelidir. Unutmayın ki, bebekler gözyaşı dökme özgürlüğüne kavuşmadıkça kendilerini daha iyi hissedemezler.
Kaynak:
Solter, A. (2019). Çocuğunuza Kulak Verin. İstanbul: Doğan Kitap