GÜNÜMÜZÜN EKRAN ÇOCUKLARI

Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında hastalığın yayılımını önlemek amacıyla eğitim kurumlarının, kültür ve eğlence merkezlerinin geçici olarak kapatılması, büyük insan gruplarının evden çalışması gibi birçok önlem alındı.  Tabii, teknoloji de bu dönemde yetişkinlere evden çalışma, çocuk ve gençlere de uzaktan eğitim imkanı sağlarken sosyalleşmenin de aracı oldu. Sokağa çıkma kısıtlılığı ve izolasyon önerileri kapsamında özellikle uzun süre evlerinde kalmak zorunda olan çocukların doğal olarak tek eğlenceleri bilgisayar oyunları haline geldi. Onlar da bu dönemde tam bir ekran çocuğuna dönüştü.

Ekran çocukları...

Ekranda sosyalleşebilen, eğlenebilen ve ekran hayatlarından çıkartıldığında ne yapacağını şaşırıp huzursuz olabilen bir kuşak... Bunu yadırgamıyorum, ekranların dopamin yüklü hazzı göz ardı edilebilir, kolay vazgeçilebilir değil. Hem de bu dönemde…

Pandemi sürecinde uluslararası yapılan araştırmaların sonuçlarına göre de, evde medya tüketimi incelendiğinde özellikle Z kuşağında en yüksek medya kullanım artışı görülmüş, çevrimiçi oyun gibi dijital eğlence tüketiminde yaklaşık %70’lik bir artış meydana gelmiştir. Bu kayda değer bir artıştır. Salgının azalmaya başladığı günlerde, çocuk ve gençlerde internet ve bilgisayar bağımlılığını tartışacağız gibi görünüyor. Peki, hal böyleyken biz bu ekran çocuklarını nasıl gerçek hayata döndüreceğiz ?  Dijital dünyayı hayatlarından çıkartmalı mıyız ? Görünen o ki çocuklarımızı tamamen ekranlardan koparmak pek gerçekçi olmayacak. Burada esas olan doğru teknoloji kullanımını öğrenmek ve onlara öğretmektir. Haydi, gelin bir sonraki yazımda da doğru teknoloji kullanımının nasıl olması gerektiğine bir göz atalım…