Öncelikle bugün yeniden başlayan hayatınızın ,yeni yaşamınızın yeni gününe hoşgeldiniz ve merhaba..
Bugün hepimizin biraz ilgisini çektiğini düşündüğüm bir konuda daha önce okumuş olduğum ,çevremde gözlemlediğim ve yine çeşitli kaynaklardan edindiğim ortak bilgi ile ;
Huzurlarınızda REZONANS.. ve onun kesin,ispatlanmış,bilimsel,sezgisel,duygusal siz adına ne derseniz her insanın az çok üzerine düşündüğünü tahmin etttiğim REZONANS KANUNU.
Nedir bu REZONANS VE KANUNU?
Rezonans=akış,eko,yankı,titreşim
Öncelikle okuyup bitirsem de baş ucu kitabı olarak ara ara hep açıp baktığım Pierre Franckh’ın Rezonans Kanunu isimli kitabının ilk cümlelerinde şu soruluyor;
“Eğer hiçbir sınır, önyargı veya isteklerinin abartılı, aşırı, gülünç ya da ölçüsüz olduğunu söyleyen kimse olmasaydı? Yani eğer her kim olursa olsun, istediğin kişi olabilseydin ve önünde bütün yollar ile kapılar açık olsaydı, o zaman kim olmayı isterdin?” (s:11)
Bazen işin içinden çıkılmaz zamanlarda,cevremizde olup bitenleri değiştirmeye gücümüz yetmediğinde,kabule geçmeden önce halk arasındaki dilde "kendini sorgulamak ,kendinde aramak" yöntemlerini denemiyor muyuz?
İşte aslında biraz bunu anlatıyor. Evrenin bile görünmez bir titreşim ve frekans silsilesi olduğunu düşünürsek, bana ve pek çok kaynağa göre her bedenin merkezi olan enerji bedenimizin yaydığı frekanslarla olayların akışında bizimde rolümüz olduğu çıkıyor ortaya.
Kalbin enerji alanı 2,5 m çapında, beynin enerji alanı ise çok daha kısa bir alana yayılıyor. Yani düşündüğünden ziyade inandığının önemi var hayatta istediğin şeyleri gerçekleştirebilmen için.
BEYNİNLE HAREKET EDERKEN ,KALBİNİN SESİNİ DE DİNLEMEK.
Haksızlık etmeyelim ona.
-E bizde inanıyoruz, inanınca oluyor mu ? diyebilirsiniz.
Öyle değil işte,tam ve kuşkusuz inanç gerekli. Bunu gercekleştirebilen çok azdır diye düşünüyorum.Hayat şartlarının yaşattığı kaygılar, yaşanılan umut kırılmaları,geçim derdi vs .. uzar giderken
Kuşkunun yada iç sesin tamamen susması mümkün olmuyor biliyorum. Ama denemekte fayda var.Zira bilimsel kanıtlanmış pek çok örneği var.
İnanıyorum,istiyorum ve yöntemleri uyguluyorum neden olmuyor diye düşünüyorsanız ,kalpte yatan öğrenilmiş çaresizlik cümlenize dönün.O nedir?
Kalben inanmadığınız ve belirlediğiniz o cümle düşünsel olarak yaydığınız titreşimden 5000 kat daha güçlü olduğu için, derinde yatan olumsuzluğa evren pekala emredersin (!) diyerek oradan devam ediyor.
“Benzerler birbirini çeker. Bizim enerjimizle rezonans içinde olan her şey hayatımızda meydana gelecektir. Sözün özü, inandığımız her şey yaşamımızda gerçekleşecektir.” (s:32)
Ve devam etmeliyim ki;
“Hayatımızda sadece derinden inandığımız şeyler gerçekleşebilir. Bu en başta kendi hakkımızdaki düşünceler için geçerlidir. Kendimizle ilgili görüşlerimiz, yaşayacaklarımızı belirler.” (s:33)
Bilim adamları araştırmalarında kalbimizden yayılan elektromanyetik alanın sadece duygularımız tarafından oluşturulmadığını ve gücünü diğer önemli bir kaynaktan, kanaatlerimizden; yani derin bir inançla bağlandığımız ve hayatımıza doğrultusunda yön verdiğimiz düşüncelerimizden aldığını buldular.
Yani aslında hayatınızda ki , rezonans alanınızda ki 5 kişinin ortalamasısınız. Rezonans kanununun temel kuralı : "Benzerler birbirini çeker."
Rezonans kanunu, her zaman “evet” der. İnançlarını her zaman doğru çıkarır. Sana karşı gelmez. Mesela, hayatının önemsiz olduğuna ve hiçbir anlam taşımadığına mı inanıyorsun, bu inancın, onaylanacaktır.
Bu yüzden hadi bu yeni günde bir bakalım sen ne diyorsun , kalbin ne düşünüyor ?
Rezonans alanınızda sizi her anlamda yükselten, sizi derindeki ön yargınızdan sevgi ile çıkaracak insanlar , olay örgüleri ve günler dilerim.
Görüşmek üzere.