Değerli Pembe Pusula okuyucuları, yine bir seçim maratonu geride kaldı ve seçmen tercihini gerçekleştirdi. Halk, büyük bir çoğunlukla iktidar partisine yeniden görevi teslim etti. Kimi zaman tansiyonun yükseldiği atmosfer dağıldı herkes yeniden normal hayatına döndü.
Kestirmeden gidecek olursak bu seçimin bir kaybedeni olmadı. Spor takımı tutar gibi parti tutmak son derece rahatsız eden bir davranış biçimi aslında. Aynı aileden farklı siyasi görüşe hakim bireyler varken, dışarıda farklı bir hava yaratmak ciddi bir motivasyon kaybına, kutuplaşmaya sürüklüyor toplumu…
Halbuki seçimlerden yalnızca 48 saat önce yaşadığım bir olay herkese önemli sorumluluklar yüklüyor. Hafif raylı sistemle seyahat ederken, görme engelli 4 kişinin konuşması dikkatimi çekti. Diğerlerinden yaşı büyük olan ve ‘ağabey’ diye hitap ettikleri kişi yurttaşlık görevi olan oy kullanma vazifesini mutlaka yerine getirmeleri gerektiğini en ince detayına kadar anlattı. Görevlilerden özel pusula ve zarflardan istemelerini ve mührü de gönüllerinde yatan siyasi partiye basmaları gerektiğini tembihledi. Etrafındakiler ise itiraz etmeden ona kulak kesildi. Ağabey, çevrelerindeki tüm arkadaşlarına da sandığa mutlaka gitmeleri gerektiği yönünde ayrıca uyarılarda bulundu.
Seçim sonuçlarından çok katılım oranlarının yüzde 85-86 seviyelerine gelmesinin önemi daha büyük bana göre. Alkışlasanız da tepki de gösterseniz, dışarıdan borazancılık yapmadan hür iradenizle bir karar verdiniz. Bunun haklı gururunu yaşamalı, söz söyleyebilme ve irade gösterebilme şansını yakaladığınızın farkındalığını tatmalısınız…
Yeni bir sisteme geçen ülkenin geleceğini hep birlikte yaşayacağız
Umarım müreffeh, eğitim seviyesi yükselen bir Türkiye’yi kucaklarız…