“Bir kuğu gibi süzüldü yanımdan, ürkek bakışlarını unutamam… Anlatamam da… Tarifi mümkün olsaydı, dünyanın en özel kitapları yanında yerini alırdı mutlaka…
Buğulu bakışları her zaman ruhumu okşamıştır hep… Sanki o masmavi dünyasında, bir nazarıyla röntgenini çeker insanın… Adamına göre değer biçer, fazla verdiğini sandığınızda ise ‘üstü bahşiş’ cevabını yapıştırır…
Hep kendi içinde yaşar hüznünü… Siz gözyaşları bitti sanırsınız, o derinden ağlar… En beklenmedik anlarda yüzünüze tokat gibi çarpar öfkesi, siz o şamarlardan lalezar yaparsınız…
Başınızı göğsüne dayamak istersiniz usulca, bilirsiniz ki ondan yanlış gelmez… Dağlar yıkılır nice nice, o yıkılmaz… Kızgın korlarda yürümek daha kolaydır, ona yanlış yaptığınızı hissettiğinde…
Adam gibi sever öyle büyük büyük… Gönül haznesine bir girdiniz mi artık dönüş bileti kesilmez sizin koltuğunuza... İçinde ne kadar cesur olduğunu, sevgisinin ne kadar engin olduğunu o koca yüreğe girdiniz mi görürsünüz… Hayal dünyanızda göremeyeceğiniz bolluğun vücut bulmuş halidir o…
Tarumar eder iç benliğinizi, bu zamana kadar yaşamamış Adlerlersiniz ömrünüzün geçmiş yıllarını… Takvim yapraklarının geçtiği bellidir yüzündeki çizgilerden… Neleri ardında bıraktığını anlarsınız nasır tutan parmaklarından…
Bir saniye daha kalabilmek için yanında dünyaları verirsiniz… Her şeyi bilmez, sustukça daha da perişan eder cehaletinizi… Bir cümle daha fazla etsin diye gözlerinin içine bakarsınız, o daha fazla susar… Sustukça, içine kapanır benliğiniz…”
Sevgili dostlar,
Nedendir bilinmez, böyle bir hikaye kopuverdi içimden… İnsan hayatında olması gereken birini tasvir ettim gibi düşündüm… Hani her başınız dara düştüğünde sizi sahipsiz bırakmayacak, bilgiç tavırlarından sıyrılıp, siz kadar konuşacak biri belki de…
Bu bir eş ,dost,sevgili, yaren… Herkes dışında biri olmalı…
Sizle beraber toprağa götürecek özellerinizi… Sırdaştan bile öte olacak…
Olsun istemez miydiniz? Günlük hayattaki tasalarınızdan sıyrılarak, şöyle bir 5 dakika belki de… Ne bileyim bir kahve molası, bir akşam yemeği sırası…
Paylaştıkça azalan, arttıkça daha da fazla paylaşılanlar olmasın mı?