Organize Suç Örgütleri-II
Yasadışı faaliyetlerden yasal faaliyetlere kurumsallaşarak geçerek faaliyetlerini daha kolay bir şekilde yürüten organize suç örgütlerinin toplumda güçlü bir konuma gelmesi adalet sisteminin etkisiz kalmasına, yolsuzlukların yaygınlaşmasına, siyasi otoriteye duyulan güvenin azalmasına, sosyal yapının çözülmesine ve demokrasinin zayıflamasına neden olmaktadır.
Demokrasinin gelişmesine ve kurumsallaşmasına büyük zarar veren organize suç örgütleri ile topyekün mücadele bilinci oluşturulmalıdır.
Organize suç örgütleri akrabalık, hemşericilik, cezaevi arkadaşlığı gibi örgütlenme modeli oluşturmaktadır.
Örgüt liderlerinin toplumda sevilmesi ve benimsenmesi için hayırsever görünümüne bürünerek fakirlere yardım etmek, burs vermek gibi toplumla bütünleştikleri görülmektedir.
Organize suçlar kriminal ve sosyolojik özellikler taşımaktadır.
Medyada mafyanın benimsenmesi sosyal yapıda tehlike yaratarak mafya gibi hareket etme, şiddete, kaba kuvvete başvurma, kanunları ve hukuk kurallarını ihlal ederek organize suç örgütlerini meşru görme şeklinde toplumsal algı oluşturulmaktadır.
Organize suç örgütleri istikrarsızlık, kaos ve kargaşa ortamlarından beslenmektedir. İstikrarlı yönetim, profesyonel mücadele anlayışı, halkın devlete olan güveninin artması organize suç örgütleri ile mücadeleyi güçlendirir.
Organize suç kavramının karakteristik özelliği organize suç örgütlerinin görünüşte yasal bir çerçeve içerisinde hareket etmeleridir. Yasadışı faaliyetler yasal çerçevede faaliyet gösteren paravan kuruluşlar vasıtasıyla yürütülerek yasadışı faaliyetlerin ortaya çıkmasını engelleyecek mekanizmalar geliştirilmiştir. Organize suç örgütleri paravan kuruluşları vasıtasıyla hiyerarşik yatay ve dikey örgütlenme modelleri ulusal ve uluslararası işbirliği içindedir.
Organize suç örgütleri kişilere, özel ve kamu kurumlarına karşı yolsuzluk ve yıldırma yöntemlerini uygulamaktadır.
Şiddet organize suç örgütlerinde şiddet en son çare olarak tercih edilmektedir.
Yolsuzluklarla işbirliği ortamı yaratılarak kamu kurumlarına yönelik içten bir tehdit yaratılmaktadır.
Organize suç kazanç ve güç sağlamak amacıyla hiyerarşik düzen içinde faaliyet gösteren bir yapılanma olduğundan kazanç sağlamayı mümkün kılan her suç organize suç olabilmektedir.
Organize suç politik ve ekonomik toplumsal koşulların kötüleştiği durumlar da aşırı güç kazanmaktadır.
Planlı v programlı bir şekilde suç işleyen örgüt üyeleri işledikleri suçlar bakımından uzmanlaşmaktadır.
Ekonomik büyümenin istikrarsız olduğu, devletin ortaya çıkan ekonomik problemlere karşı mücadelede yetersiz kalabildiği toplumsal koşullar organize suç örgütleri için uygun ve elverişli ortamlardır.
Problemlerin varlığı organize suç örgütlerinin kazanç kapısı olduğu için organize suç örgütleri sorunların kesin ve kalıcı bir şekilde çözümüne de karşıdır.
Organize suçlar suç işlemeye eğilimli insanların var olduğu koşullarda ortaya çıkar.
O halde organize suç örgütleri suç işlemeye eğilimli insanların var olacağı toplumsal koşulları hazırlarlar.
Yasaklar her zaman suçu önler mi? ya da suçun oluşmasını engeller mi?
“İngiltere’de suç örgütlerinin ABD ile karşılaştırıldığında çok az sayıda olmasının nedeni mafyanın en yaygın faaliyet alanı olan kumar sektörünün İngiltere’de yasal olarak faaliyet göstermesidir”.
“ABD’de suç örgütlerinin güç kazanması ve yaygınlaşması 1917 yılında ABD’nin alkollü içki üretimini ve nakliyesini yasaklaması ile başlamış ve yasak ile birlikte organize suç örgütleri oluşurken İngiltere’de alkole yasaklama getirilmemiş, alkolle mücadele için bira fiyatları ucuzlatılmıştır”.
Şehirden şehre, ülkeden ülkeye göçler organize suç örgütlerinin beslenme kaynaklarını oluşturmaktadır.
20.yy.ın başlarında ABD en çok göç alan ülke olarak farklı kültürlerden gelen göçmenlerle organize suç örgütleri gelişmiştir.
Hızlı nüfus artışı çarpık kentleşmeye yol açarak sosyal düzenin oluşmasını engelleyerek toplumsal değişime yol açarak kırsal kesimde eşkıyalık, kentlerde kabadayılık organize suç örgütlerinin yaşama alanını oluşturmaktadır.
1950’li yılların ekonomi politikaları yasadışı kazanç alanları oluşturarak eğlence sektöründe haraç, gizli kumar, kadın ticareti, uyuşturucu, döviz kaçakçılığı, çay bahçeleri işletmeciliği ve meyve halleri organize suç örgütlerinin faaliyet alanlarını oluşturmuştur.
1960’ların sonlarına doğru siyasette gençlik hareketlerinin Türkiye’yi etkilemesi ile farklı siyasi görüşlerin silahlı çatışmaya girmesiyle Türk mafyası ortaya çıkmıştır.
Silah kaçakçılığının artması için ülke içinde siyasi kutuplaşmaların olması ve artması gerekir.
Siyasi kutuplaşmaların ortaya çıkardığı siyasi örgütlenmelerin silah gereksinmeleri organize suç örgütleri tarafından karşılanmaktadır.
1970’li yıllarda organize suç örgütleri için gelir kaynağı elektronik eşya ve silah kaçakçılığı olmuştur.
1980’li yıllarda Türkiye’de organize suç örgütlerinde önemli değişmelere yol açarak döviz, sigara, elektronik eşya, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, altın kaçakçılığı, hayali ihracat ve çek senet tahsilatı işleri önem kazanmıştır.
Organize suç örgütleri devlet bürokrasisi ve gümrük duvarları ile korunmuş, devlet ihaleleri ile zengin olmuş iş adamları tarafından yaratılmaktadır.
Organize suç örgütleri meşru devlet içinde gayrimeşru yapılanmalar oluşturmaktadır.
…