”Ey zaman… Geçme Dur ! O Kadar Güzelsin Ki !” Faust
1749-1832 yılları arasında yaşamış olan ünlü Alman yazarı Goethe:
Hayatımın en büyük eseri, Opus Magnum diye nitelendirdiği Faust adlı eserini on sekiz yaşında yazmaya başlamış ve seksen üç yaşında tamamlamıştır. Bir eser düşünün, Tanrı ile şeytanın insan üzerine iddiaya girdiği, şeytanın iddiayı kazanmak için insanı kandırmaya çalıştığı ve kazanmak için her şeyi yapabildiği bu eser Goethe’nin Faust adlı eseridir.
“Gökte Tanrı ile şeytan aralarında bir bahse tutuşmaktadırlar. Şeytan Faust’u kolayca baştan çıkartacağını iddia ederken… “ Tanrı, insanın yaradılış erdemine sahip çıkacağını ve sonunda kendine döneceğini ileri sürerek bu yanılsamayı önemsememektedir. Tanrıya göre, insan hatalar yapabilir, ancak bu hatalar sonucunda edindiği tecrübeler onu, kendisine geri döndürecektir. ‘’
“ Tanrı , insanın yaradılış itibarı ile iyi olduğunu ve yeryüzünde bir gaye için çalışırken yanılabileceğini, fakat şeytan onu kandırmaya çalışsa bile yine kendi ruhunun iyiliği sayesinde doğru yolu bulabileceğini bilmektedir. ‘’
Mefistofeles : ‘’Şeytanın ta kendisidir. Faust’u yoldan çıkarmak için her yolu dener. Bahsin konusu “insan”dır.’’
Şeytan (Mefistofeles): “İinsanın bencil olduğunu ve amaçlarına ulaşmak için her zaman kendisine muhtaç ve bağımlı kalacağını iddia etmektedir.”
Faust: ‘’ varlığın anlamını sorgulamaktadır. Kendi içindeki iyi ile kötünün bitip tükenmeyen savaşından kötülük, şeytan mağlup ayrılacaktır.’’
Goethe: Faust karakterini Şeytan Mefistofeles’e yenilmeyen bir insan olarak düşünmüştür.”
Faust: akıl, iyilik ve bilgi’ yi temsil etmektedir.
Eserde yenilmeyen insan karakterini temsil eden Faust, Şeytan Mefistoteles’e şöyle seslenir :
“Zavallı şeytan, bana ne verebilirsin ki?, Yükseklere göz dikmiş insan bilincini,
Senin gibiler kavrayabilir mi hiç?.
Sendeki gıda doyurmaz insanı,
Elindeki kızıl altın, cıva gibi,
Avucunun içinden akıp gider,
Senin kumar masallarında,
Kimse kazanmaz,
Daha sarılırken başkalarına bakar,
Göndereceğin kızlar,
Vereceğin itibarın Tanrısal gururu,
Kuyruklu bir yıldız gibi, Kayar gider;
Bunları mı sunacaksın?
Göster bana bakalım,
Koparılmadan çürüyen meyveyi,
Her gün yeniden yeşillenen ağacı!”
Mefistofeles ise Faust’a : “Karanlığı izle, aydınlığı bulursun!”
diyerek Faust’u aydınlığa ulaşabilmek için karanlığı izlemeye davet etmektedir.
Faust: ‘’Hayatını hukuk, felsefe, tıp, ilahiyat, doğa bilimleri ve teknolojiyi araştırarak geçirmiştir.
Şeytan (Mefistofeles) İnsanı felaketlerle yok etmesine karşın Faust , akıl ve bilgi ile kendisine direnmektedir. ‘’
‘’ Tanrı’dan Faust’u doğru yoldan çıkarmak için izin isteyen Mefistofeles, Faust’un en zayıf olduğu an’da karşısına çıkar ve Faust’a dünya hazlarını vaat eder ve iddiaya girerler.
Mefistofeles, yaşatacağı en güzel hazlar karşısında Faust :
”Ey zaman… Geçme Dur ! O Kadar Güzelsin Ki !”
diyecek olursa ruhuna sahip olacaktır, iddiayı Mefistofeles kazanmış olacaktır.”
‘’Faust’un iddiayı kazanması için, yaşayacağı güzel anlara
” Geçme Dur! O Kadar Güzelsin Ki ! ” demeyecek; dolayısıyla dünyevi zevkler için ruhunu Mefistofeles’e satmayacaktır.”
Latince “mutluluk” anlamına gelen Faust: bilgi sahibi olma arzusunda olan bir karakteri temsil etmektedir. Goethe, Latince mutluluk anlamına gelen Faust adını vermekle ve Faust karakterine bilgi sahibi olma arzusunda olan bir karakter yüklemekle acaba: mutluluğun bilgi sahibi olmakla mı mümkün olacağını ifade etmektedir?. Goethe’ye göre, mutlu olmak için bilgi sahibi mi olmak gerekecektir?
devamı haftaya
“ kalın felsefeyle “