Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadele etmeye yönelik uluslararası bir çerçeve anlaşması olarakBirleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde yer alanKyoto Protokolü1997’de Japonya’nın Kyoto şehrinde görüşülmüş, 1998’de imzaya atılmış ve Rusya’nın 2004’te katılmasıyla 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Aralık 2006 tarihinde toplam 169 ülke ve devlete bağlı örgütler anlaşmaya imza atmışlardır. İmza atmayan önemli ülkeler arasında ABD ve Avustralya bulunmaktadır.
Türkiye Şubat 2009 tarihinde meclis kararı ile 2013 yılına kadar Ek 2 ülkeleri içinde yer almak ve karbon salımı azaltmamak kaydı ile Kyoto Protokolü’nü imzalamıştır.
Çin ve Hindistan gibi bazı ülkeler ise anlaşmaya imza atsalar bile karbon salımlarını azaltmak zorunda değillerdir.
Anlaşma, 1992’de Rio De Janeiro’da yapılan Dünya Zirvesi’nde kabul edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (BMİDÇS) ek olarak kabul edilmiştir.
BMİDÇS üyesi tüm ülkeler Kyoto Protokolüne imza atabilir, üye olmayanlar atamazlar.
Kyoto Protokolünün birçok maddesi BMİDÇS Ek 1’de belirtilen gelişmiş ülkeler için geçerlidir.
Kyoto Protokolü“üye ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını1990 yılındaki düzeylere düşürmelerini”hedeflemektedir.
Kyoto Protokolü, “karbondioksit ve sera gazı etkisine neden olan diğer beş gazın salımını azaltmaya, bunu yapamıyorlarsa karbon ticareti yoluyla haklarını arttırmayı” amaçlamaktadır.
Kyoto Protokolü ile devreye girecek önlemlerin pahalı yatırımlar gerektirdiği ifade edilmektedir.
Sözleşmeye göre;
-Atmosfere salınan sera gazı miktarı %5’e düşürülecek,
-Endüstri, motorlu taşıtlar, ısıtma kaynaklı sera gazı miktarının azaltması için mevzuat yeniden düzenlenecek,
-Daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçların kullanımı, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerinin endüstride kullanımı ile ulaşım, çöp depolama ve çevrecilik temel ilke olacak,
-Alternatif enerji kaynakları tercih edilecek.
-Biodizel yakıt kullanımı hedeflenecek.
-Çimento, demir-çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden düzenlenecek,
-Termik santrallerde daha az karbon çıkartan teknolojik sistemler devreye sokulacak,
-Güneş enerjisi tercih edilecek.
-Nükleer enerjide karbon sıfır olduğu içinnükleer enerji ön plana çıkarılacak,
-Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacak.
Kyoto Protokolünde Devletler “gelişmiş ülkeler, Ek 1 ülkeleri”ve“gelişmekte olan ülkeler, Ek 1’de yer almayan ülkeler”olarak iki sınıfa ayrılmıştır.
Ek 1 ülkeleri, sera gazı salınımlarını azaltmayı kabul etmişlerdir.
Ek2 ise Ek 1’in alt kümesidir.
Ek 2’de yer almayan Ek 1 ülkeleri 1992’de geçiş ülkesi olarak tanımlanan ülkelerdir.
Ek 1’de yer almayan ülkelerin sera gazı sorumlulukları olmamakla birlikte her yıl sera gazı envanter raporu vermeleri gerekmektedir.
Kyoto Protokolündeki hedeflerine uymayan herhangi bir Ek 1 ülkesi bir sonraki dönem azaltma hedeflerinin %30 daha azaltılması ile cezalandırmaktadır.
Kyoto Protokolü, Ek 1 ülkelerinin sera gazı salımı hedeflerine ulaşmak için başka ülkelerden salım azalması satın alabilmeleri esnekliğine imkân tanımıştır.
Çeşitli borsalardan AB Salım Ticaret Sistemive Temiz Gelişim Tekniği (TGT) projeleri ile diğer Ek 1 ülkelerinden satın alınabilmektedir.TGT Yönetim Kurulu tarafından onaylanmış Onaylı Salım Azaltımları (OSA) alınıp satılabilir.
BM çatısı altında, Kyoto Protokolü Bonn merkezli Temiz Gelişme Tekniği Yönetim Kurulu’nu Ek 1’de yer almayan ülkelerde gerçekleştirilen TGT projelerini değerlendirip onaylaması için kurmuştur. Bu projeler onaylandıktan sonra OSA verilmektedir.
Ek 1’de yer almayan ülkelerin sera gazı sınırlamalarına tabi olmadıklarını, sera gazını azaltan bir projenin bu ülkelerde uygulanması durumunda elde edilenKarbon Kredisi’nin Ek 1 ülkelerine satılabileceğini ifade etmektedir.
Tüm Ek 1 ülkelerindeKyoto Protokolü içinde sera gazı salım değerlerini gözetim altında tutmak için ulusal daireler kurulmuştur.
Japonya, Kanada, İtalya, Hollanda, Almanya Karbon Kredisi için bütçeden pay ayıran ülkelerdir.
Bu ülkeler enerji, petrol, doğalgaz şirketleri ile birlikte en fazla sayıda Karbon Kredisi’ni en ucuza almaya çalışmaktadırlar.
Tüm Ek 1’de yer almayan ülkelerde kendi Kyoto Protokolü süreçlerini izlemek amacıylaTGT Yönetim Kuruluna destek için sunacakları projeleri belirlemek amacıyla yönetim birimleri kurmuşlardır.
Ek 1 ülkeleri mümkün olan en ucuza Karbon Kredisi almak isterlerken Ek 1’de yer almayan ülkeler ise kendi TGT projelerinden elde ettikleri Karbon Kredisi’nden en fazla değeri elde etmeyi hedeflemektedirler.
Kyoto Protokolü’nün amacı “atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun, iklime tehlikeli etki yapmayacak seviyelerde dengede kalmasını sağlamak”tır.
.Küresel sera gazı salımının gelişmiş ülkeler tarafından gerçekleştirildiği, gelişmekte olan ülkelerin kişi başı gaz salınımlarının halen düşük olduğu ve gelişmekte olan ülkelerin küresel salımlarının ihtiyaçlarına göre artacağı ifade edilmektedir.
Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkeler iklim değişikliklerine neden olan salımların ana sorumlusu olmadığından anlaşma yükümlülüklerinden muaf olmasına rağmen yakın bir zamanda en fazla sera gazı salımı yapan ülkeler olacağı ifade edilmektedir.