Hareket etmeyenler, zincirlerin ne kadar ağır olduğunu bilmezler"
Rosa Luxemburg
Bin sekiz yüzlü yılların üçüncü çeyreğinde, Polonyalı bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Alman işçilerinin öncü savaşçısı Rosa Luxemburg, gençlik yıllarında dönemin politik görüşleri ile örtüşmeyen fikir ve bakış açısı yüzünden, İsviçre’ye kaçmak zorunda kalmış, Zürih üniversitesinde felsefe, tarih, politika, ekonomi, matematik eğitimi alarak devrimci ve mücadeleci bir şekilde kendini yetiştirmiştir.
Rosa Luxemburg’un devrimci mücadelesi, sosyalizm ve uluslararası işçi hareketi tarihinin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Rosa Luxemburg devrimci kişiliğiyle kendini şöyle ifade etmektedir.
“Bu küçük zayıf kadında engellenemez bir devrimci güç vardı. Parti kurultaylarında, kendisiyle alay edenlere ve ondan nefret edenlere rağmen dinleyicileri ateşli atılganlığının büyüsüne bağlayabiliyor ve çekingenleri bile coşkulu alkışlara itiyordu. Ancak onun için karakteristik olan, aklının hiç bir zaman atılganlığının iplerini bırakmamasıydı.”
Rosa Luxemburg, bir kadının içindeki devrimi ifade etmektedir.
Rosa Luxemburg, bir kadının yüreğinin içindeki mücadeleci kimliğini her türlü olumsuz şartlar ve engellemelere rağmen özgürlüğünün kısıtlanmasını da göze alarak kararlı bir şekilde yoluna devam ederek kendi yolunda yürüyen devrimci kadınları temsil etmektedir.
Rosa Luxemburg, bir kadının da erkek egemen toplumlarda toplumsal mücadelelerde öncü bir rol üstlenerek toplumların kendi kaderini kendilerinin tayin edebileceğinin bir temsilcisidir.
Rosa Luxemburg, devrimde kadının adıdır. Rosa Luxemburg, “Kadının adı Devrim” dir.
Birinci Dünya Savaşının başlaması ve Alman sosyal demokrasisinin tavrı Rosa Luxemburg’un devrimci ruhu için acı dolu yıllardı. Birinci Dünya Savaşı belki de Rosa Luxemburg için acı da olsa devrimci mücadelesi için Alman işçi sınıfının örgütlenmesi için bir tarihsel zorunlulukların sonucuydu.
Rosa Luxemburg’a göre Alman ve uluslararası sosyalizm tarihsel süreç içinde bir kriz yaşamaktaydı. Savaştan sonra uluslararası sosyalizm: emperyalizme ve militarizme karşı bir savaş açamazsa, o zaman sosyalizmin sonunun geleceğini daha o yıllarda görebilmiştir.
Bismarck Almanyasının yönetim anlayışı içinde devrimci mücadeleci kimliği sürekli çatışan “Bismarck’ ına söyle, Avrupa için ona emret, ki barış pantalonunu kirletmesin.” diyen Rosa Luxemburg düşünce olarak reform-devrim, demokrasi-diktatörlük, ulusların kendi kaderini tayin hakkı-enternasyonalizm kavramlarına çok önem vermekteydi.
Almanya ve dünya sosyalist demokrasi hareketi içerisinde karşıt görüşlerde olanlarla devrimci mücadeleci kimliyle bir kadın olarak çekinmeden mücadele etti.
Rosa Luxemburg’a göre: “Özgürlük her zaman, farklı düşünenin özgürlüğüdür”.
Alman işçilerinin içinde bulunduğu zor durumu “ bütün ıstırapları, tüm o gizli, acı gözyaşlarını, karnı tokların vicdanına yüklemek istiyorum.” diyerek ifade etmiştir.
Alman sosyal demokrasisi Rosa Luxemburg ile Sosyalist Enternasyonal içerisinde büyük saygıya sahipti. Kapitalizmi aşmayı ve bir sosyalist toplumu kurmayı hedefi olarak gören devrimci bir işçi sınıfı yaratılması için devrimci mücadele eden Rosa Luxemburg’a göre:
“Bir devrim kültürel biçimlerde de seyredebilir”.
Sosyal reform mu, yoksa devrim mi? sorusunu Alman sosyal demokrasisinde bir tartışma konusu haline getiren Rosa Luxemburg’un cevabı hem reform, hem de devrim! di. “bir sosyalist parti her zaman duruma hakim olmak, öz görevlerinden kaçmamak zorundadır. Ayrıca son hedefimizin ne olduğuna dair düşüncelerimiz kesinleşmelidir. Biz onu, fırtınalara ve rüzgârlara rağmen gerçekleştireceğiz.” diye ifade etmiştir.
İşçi hareketi içinde çok önemli bir yeri olan Rosa Luxemburg için 1917 Ekim Devrimi’nin önemini vurgulayarak “Rus Devrimi’ni görüyoruz ve bu devrimden bir şey öğrenemezsek, eşeğizdir demektir” diyerek Ekim Devrimi’nin işçi sınıfı için bir umut olduğunu ve işçi sınıfının kendi mücadelesini verebilmesi için devrimlerden beslenmesi gerektiğini ifade etmekteydi.
Rosa Luxemburg, devrimin kadın ayak sesiydi. Rosa Luxemburg, kadın yüreğinde çiçek açan devrimdi.
“kalın felsefeyle”