Hayatımızın her anında hep bir şeyi ve/veya şeyleri bekleyişlerimiz olmuştur.
Dünyaya gelmeden anne karnında dokuz ay on gün bekleyişimiz acaba hayat boyu bekleyişlerimizin bir ön provası mı olmuştur?
Ne zaman beklemek ile ilgili bir şey olsa hayatımda aklıma Ankara da öğrencilik yıllarımda Ankara Sanat Tiyatrosunda sahnelenen ünlü İrlandalı oyun yazarı Samuel Beckett’in Godot’yu Beklerken adlı eseri gelir.
Eser, “varoluşçuluk felsefesine farklı bir açıdan bakmaktadır”.
Eserde: Eylemlerine yenilmiş olan Vlademir ve Estragon adlı iki karakterin olmayan bir şeyi, hiç gelmeyecek olan bir şeyi ifade eden Godot’yu beklemeleri konu edilir.
“Varoluş sancıları çeken iki karakter olan Vlademir ve Estragon yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. Her gün yenilenen ritüelde bellek, işlevini yerine getiremeyince de devam eden eylemsizlik hali beraberinde gerçekliğin kesinliğinden uzaklaşmaya başlarlar ”.
Godot’yu Beklerken: eylemsizliklerine yenilmiş iki karakteri temsil eden Vlademir ve Estragon Godot adında ne olduğu bilinmeyen bir kelimeyi veya şeyi beklemelerini konu alan klasik tiyatro oyun kurallarının olmadığı ya da Samuel Beckett’in yok saydığı, yer-zaman-mekan kavramlarının olmadığı yada olması istenmediği bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eser ikinci dünya savaşı sonrası yazıldığı için savaşın insanlık üzerindeki yıkıcı etkisi ve insana, insanlığa, dünyaya verdiği tahribat ve yıkımın olumsuz etkisi hissedilmektedir.
Savaş sonrası kaybolan umutlar, yok olan ümitler, yarınlar eserde Vlademir ve Estragon karakterine yüklenmiştir.
Eylem yerine eylemsizlik, umut yerine umutsuzluk, belirsizlik ve karamsarlık hakimdir.
Varoluş kendini sorgulamaktadır.
Godot’yu Beklerken ikinci dünya savaşının insanlık üzerindeki yıkıcı etkisini düşünsel olarak ifade eden bir eserdir.
Savaş öncesi insana ait vaz geçilemez bir değer olan umut yerini savaş sonrası umutsuzluğa bırakmaktadır.
Umudunu kaybetmiş olan bir insanında yer-zaman- mekan kavramları kalmayacaktır.
Samuel Beckett belki de Godot’yu Beklerken adlı eserinde klasik tiyatro oyun kurallarının olmayışını savaşın insanlık üzerinde kaybettirdiği yer-zaman–mekan kavramlarını insanlığa tekrar hatırlatmak için mi seçmiştir?.
Savaşın kurallarının olmaması mı Samuel Beckett’i kuralsızlığa itmiştir? Godot’yu Beklerken
Devamı Haftaya
Kalın Felsefeyle