İşletmelerinin %99,8’ini oluşturan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ), Türkiye ekonomisinin de bel kemiğini oluşturmaktadır. Ülkelerin kalkınması, sürdürülebilir büyüme sağlaması, istihdam ve gelir dağılımındaki etkisi nedeniyle KOBİ’ler büyük önem taşımaktadır. Ancak küreselleşme, ekonomik istikrarsızlık ve teknolojideki son gelişmelere uyum sorunu nedeniyle KOBİ’lerin finansman, istihdam, üretim, pazarlama vb. sorunları giderek artmaktadır. Bu sorunlarla baş etmeye çalışan KOBİ’lerin ayakta kalarak varlığını sürdürmesi ve rekabet edebilecek noktaya gelmesi, ancak finansman, nitelikli eleman sorunlarının çözülmesi, teknolojiye uyum sağlaması ve katma değerli üretim yapması ile mümkündür. Ancak KOBİ’ler sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmek yerine, yıllardır ayakta kalma savaşı vermektedirler. Finansman sorunlarından bir türlü kurtulamazken şimdi de hiç öngörülemeyen bir durum “salgın” ortaya çıktı. İşletmelerimiz ulusal değil küresel bir krizle karşı karşıya kaldılar.
Cirolar yarı yarıya düştü
KOBİ’ler için dünyaya açılmak, sürdürülebilir karlı bir büyümeyi sağlamak açısından olmazsa olmazdı. Ancak bu durum şimdi dezavantaja döndü. Küreselleşme ve kapitalizm tartışma konusu haline geldi. Çünkü ihracat ağırlıklı çalışan işletmeler büyük sıkıntıya girdi. Ciroları yarı yarıya düştü. Gerek ulusal gerekse uluslararası faaliyet gösteren bazı işletmeler ise hiç iş yapamaz hale geldiler. İşletmelerin neredeyse tamamı, çalışanları için ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği gibi desteklerden yararlandılar. Bazıları da bu süreci atlatabilmek için tekstil (maske, korucuyu kıyafet), temizlik, yoğun bakım ünitesi vb. alanlara üretim yapmaya başladılar.
Sıkıntı ikinci yarıda
Karlı büyümeyi sağlayabilen KOBİ’lerin büyük çoğunluğu ağırlıklı olarak ihracat yapanlardır. Ancak şimdi en büyük sıkıntıyı yaşayan yine bu KOBİ’ler oldu. İhracat yapılan ülkelerde üretimin, alımların durması ülkemizde de durmaya neden oldu. Salgın sürecinde devam eden işler salgın öncesinde alınan siparişlere aitti. Bu siparişlerin teslim edilmesi ile işletmelerin elinde neredeyse hiç iş kalmamış olacak. Yeni taleplerin de henüz başlamaması Haziran sonrasında daha büyük sıkıntıların yaşanacağını gösteriyor.
Salgın nedeniyle faaliyet gösteremeyen, borçlarını ödeyemeyen ya da işlerini kaybeden işletmelerin çalışanlarının da gelirlerinin düşmesi tüm ülkemizde domino etkisi yaratacak ve maalesef piyasalar büyük sıkıntıya girecektir. KOBİ’lerin istihdamdaki payı göz önüne alındığında yeni teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiği ortadadır. Çünkü yazının başında da söylediğimiz gibi KOBİ’ler ekonominin bel kemiğidir.
Salgın teşvikleri uzatılmalı ve sektör ayrımı iptal edilmeli
Salgın nedeniyle 30 Haziran 2020 tarihine kadar geçerli olan birçok teşvik ve ertelemeler yapıldı. Yeterliliği konusu tartışmalı olmakla birlikte, imkanlar dahilinde en iyisinin yapılmaya çalışıldığına inanıyoruz. Ancak KOBİ’ler özelinde bu teşvik ve ertelemelerin yıl sonuna kadar uzatılması gerek işverenleri gerekse çalışanları rahatlatacaktır. Ertelemelerin ödeme zamanı geldiğinde yine büyük bir sıkıntı ile de karşılaşma durumu olacaktır. Bu nedenle ertelemelerin uzun vadeye taksitlendirilmesi önem arz etmektedir. Bilindiği üzere ertelemelere bazı sektörler dahil edilmemişti. Yeni bir düzenleme ile elinde işi olmadığını belgeleyen sektörleri kapsayan bir mekanizma kurulmalıdır.
KOBİ’ler ve yeni normal
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı aşikar. Bu süreci faydaya çevirme fırsatı bulan işletmeler önümüzdeki dönemde büyük güce sahip olacaktır. Teknolojiye hızla uyum sağlayan işletmeler her zaman daha karlı ve başarılı olmuştur. Yeni normalde de dijitalleşmeyi en üst seviyede sağlayan ve inovasyona yatırım yapan firmalar geleceğin kazananı olacaktır.
Koniler e ticareti etkin biçimde kul***arak yeni pazarlar bulmalıdır. İşletmeler kendi çalışanları hatta paydaşları ile bir araya gelip çözüm önerileri geliştirmelidirler. Devlet yönetimlerinden bağımsız ticari ilişkiler peşinde koşmalı ve bu konuda k***u yöneticilerine gereken düzenlemeleri yapmaları için meslek örgütleri kanalı ile baskı yapmalıdır. Kendi sorunlarını en iyi kendileri bilir ve çözüm üretir. D***dan düşenin halinden d***dan düşen anlar. Başka da kimsenin faydası olmaz.