Toplum önünde olup, insanlara bir şeyler öğretmek, onların eğitimleriyle ilgilenmek ve ülkemize hizmet edecek insanları yetiştirmek görevi öğretmenlerimize verilmiş.
Her yıl 24 Kasım tarihinde Öğretmenler Gününü kutluyoruz.
Öğretmenlerin dert ve şikayetleri, yaşadıkları olaylar, istekleri, mesleki zorlukları, huzurlu ve mutlu geçirdikleri günleri hep 24 Kasım tarihinde aklımıza geliyor. Her özel günde olduğu gibi Öğretmenler Gününde de devletin pek çok kademesindeki görevliler, öğretmenleri hatırlıyorlar.
Kendi payıma ifade etmemde fayda var, bizlerde anca 24 Kasım tarihinde öğretmenlerimizi hatırlıyoruz.
Yüz binlerce öğrencinin aklında aynı soru; Öğretmenler günü ne zaman?
Hangi güne denk geliyor?
Hafta içi mi?
Hafta sonu mu? diye merak ediyor.
Önce, Türkiye’de öğretmenler günü kutlamaları nasıl başladı? Bizlere, kalem tutmayı, okumayı, yazmayı öğreten, çocuk çağlarımızda eğitime başlayıp, hayatımız boyunca edindiğimiz tecrübelerimizle yaşamayı öğreten öğretmenlerimiz ne zaman hatırlandı? Bu sorunun cevabına bakalım.
Türkiye’de 1981’den beri 24 Kasım’da Öğretmenler Günü kutlanmaktadır. Öğretmenler Günü kutlama kararları, 26 Kasım 1992’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sonra, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleşen 24 Kasım Öğretmenler Günü bu yıl da birbirinden renkli etkinliklere sahne oldu. Her okul, kendi bünyesinde düzenlediği törenlerle öğretmenleri mutlu etti. Öğrenciler ve velilerde kendi aralarında toplanıp, sevdikleri, saydıkları, güven duydukları, saygı duydukları öğretmenlerine yönelik kutlamalar yaptı.
Öğretmenler Günü ile ilgili kutlamalar, 26 Kasım 1992’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleşir. Pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetler arası Özel Konferansı”nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” ni oybirliği ile kabul edilişinin yıl dönümüdür.
Öğrenmenin yaşı yoktur. Dinimizde de öğrenme ile ilgili olarak pek çok ayet ve hadis mevcuttur. İnandığımız İslam Dininin kitabı Kuran-ı Kerim “oku” diye başlamaktadır. Bu nedenle de okumanın önemi, öğrenmenin önemi bizler için hayatın her aşamasında büyük önem taşımaktadır.
Allah, sağlık, sıhhat ve mutlu yaşamaya izin versin. Öğretmenlerimiz var oldukça bizler, çocuklarımızın yetiştirilmesinde karşılaştığımız pek çok konudaki sıkıntıları kendiliğinden aşıyoruz. Aile içindeki eğitimde çocukların anne ve babalarına yönelik yakınlaşmaları nedeniyle pek çok konuda gerekli eğitimler verilemiyor. Verilse bile çocuklar aileden gelen eğitimi ile okulda edindikleri eğitimleri arasında dağlar kadar fark var.
Hz. Ali, eğitimin önemini ifade edebilme adına, “bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” diye sözler söylemiş. Bu sözler günümüzden 700 yıl öncesine ait yaşam sırasında söylenmiş sözler. Aradan yüz yıllar geçti. Hala bugünkü gibi taze ve geçerli bir söz.
Bizim ülkemizde de bir şarkı vardı, çocukluğumuzda Ali Rıza Binboğa’dan çok dinlemiştik; “Öğretmen öğretir, a,b,c…”
Şarkının devamı şöyle; “bir harf için köle olunursa, 29 kere 40 yıl kölesi oluruz öğretmenin…”
Ülkemizin pek çok bölgesinde, okul ihtiyacımız var. Öğretmen sayımız yeterli değil, eğitim ve öğretim için yeterli araç-gereç yok. Doğal şartlar müsait değil. Öğretmenlerin kalabileceği uygun yerler bile bazen bulunamıyor. Yine de ülkemizdeki eğitim ve öğretim kesintisiz devam ediyor. Hain, bölücü terör örgütlerinin öğretmenleri hedef alıp onları şehit etmeleri bizleri üzmesine rağmen, öğretmenlerin bu olaylar karşılında daha azimle görev aşkıyla hizmet etmesi bizleri gururlandırıyor.
24 Kasım öğretmen günü bütün öğretmenlerimize ve eğitim camiasına kutlu olsun.