Yaşanılan olayların izahı yok.
Bazı insanlar canavar haline gelmiş.
Çocukları öldürüyor. Katlediyor.
Kadınlara saldırıyor.
İnsanlara saldırıyor.
Onlara her türlü olmadık olayları reva görüp akıllara zarar işkence eder gibi eylemlerde bulunuyorlar.
Bütün bunlar insanlık suçu. Bence, insanlık suçu işleyenlerin de idam edilmesi caizdir.
Bütün bunlar, insanlara korku ve gözyaşı değil, sokakların ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.
Aslında, toplumda huzur ve güven, sokakların huzurlu olması, asayişin düzenli olması, olayların meydana gelmeden önce önlenmesi lazım.
Bu insana huzur veren, güven veren yaşam tarzıdır.
Ama, ne idüğü pek belli olmayan, suç işleme makinesi haline gelmiş, yakalanıp cezaevine konulsa da çıkınca aynı suçları mislisiyle işleyen benzetmek caiz olmasa bile insan değil, bir sürü hayvan ruhlu yaşayan tür var toplum içinde.
Tabi, bunları ayıklamak, cezalarını vermek, hak ettikleri şekilde cezalandırılmalarını sağlamak hukuk kuralları içinde, adalet içinde mümkündür.
Peki, işlenilen suçlara göre verilen cezalar, İnfaz Kanunu gereğince cezalardaki düşürülmeler, insanların cinayet işleyip adam öldürse bile 5-6 yıl içinde özgür kalmaları, bence suç işleme oranlarını yükseltiyor.
Hatta, bazı olaylarla ilgili uzun süren yargılamalar insanları bezdiriyor.
Karakola git, adliyeye git, duruşmaya çık.
Duruşma sıranı bekle.
Hakimin huzuruna çık.
Suçlu ile sanıklarla yüzleş.
Onların yüzlerine karşı ifade vermeye zorlanma.
Sanıkların tutuksuz yargılanmaları halinde, adliye çıkışında saldırmaları, dövüp saymaları, hatta kurşun yağmuruna tutup öldürmeleri olayları hiç eksik olmaz bizim ülkemizde.
Bu işe bir hal çare bulmak lazım.
Öncelikle adalete olan güvenin temelinden tesis edilmesi lazım.
Adliye binasına girilinceye kadar mağdur olan bazı kişiler, adliye koridorlarında nasıl suçlu ilan ediliyor?
Şüpheliler, nasıl beraat ettiriliyor?
Adli mekanizmalarda nerelerde ne eksiklikler var ki, ülkemizde yapılan adalet güven anketlerinde adalete olan güven eksi puanlarda çıkıyor?
İşte bu denklemin çözümlenmesi lazım.
Problem çözülmeli ki, tecavüze uğrayan bir genç kız veya erkek çocuğu, adliyede mahkemeye çıkarılıp, hakimin huzuruna çıkarılıp, kendisine saldırıda bulunan kişilerle aynı salonda olayları anlatması ve ifade vermeye zorlanmasının önlenmesi lazım.
Kanun böyle denilerek, suçlu ile mağdur kişilerin aynı salonda ifadelerinin alınması yerine, başka tarihlerde ifadelerinin alınması veya bu işe hukuk zemininde bir kalıcı çözümün bulunması, hak ve adaletin yerine gelmesinde, suçluların cezalandırılmasında bence çok faydalı olur.
İdam cezasının geri gelmesi caydırıcı olarak etkin olabilir.
Çünkü, insanlarımız mağdur olsalar da, sokağa salınan ve aralarındaki husumet nedeniyle adliyede aynı salonda bir araya gelen insanlarla, adliye çıkışında, sokaklarda tekrar baş başa kalıyorlar.
Yine aynı saldırıya maruz kalmayacaklarına kim garanti verebiliyor?
Hiç kimse..
Çünkü, sokakta gezen insanların ne zaman ne şekilde ve nerede suç işleyeceklerine dair her veri yok ki, polisin, jandarmanın elinde, şüphelileri yakalasın. Adalete teslim etsin.