Hepimiz bir anneden dünyaya geldik. Çok şükür hayattayız. Yaşıyoruz. Kendi işimizi kendimiz görmeye çalışıyoruz.
İşverene karşı direniş gösteren kadın çalışanların istedikleri aldıkları gün olarak hatırlanan 8 Mart günü, Birleşmiş Milletlerin Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etmesiyle beraber ay ayrı bir önem kazandı. Senelerdir her yıl 8 Mart tarihinde kadınlarımızın baş tacı olduğu şeklinde söylemlerle, onların bu mutlu ve anlamlı günlerini hatırlıyoruz.
Kadınlar ile erkeklerin kendi aralarında mutlu ve mesut yaşamalarına yönelik pek çok örnek var. Birde, olumsuz örnekler var. Bir araya gelemeyen ve birbirleriyle düşman olan kadınlarımız var. Hemen hepsinin ayrı bir yaşam öyküsü var.
Zengininden fakirine kadar kadınların bu toplumda var olmaları, bizleri yetiştirmeleri, anne olmaları, erkeklerin baba olmalarına kadar pek çok görevleri var kadınların. Kadınların aile ve ev hayatının yanında ekonomik alanda da başarılı olmaları bizler için kıskançlık meselesi değil övünç kaynağı olmalı. İnsanlık tarihinde, kadın erkek ilişkilerinde ve kadınların toplum ile ilişkilerinde pek çok sancılı günlerin yaşandığını görüyoruz.
Erkek egemen toplumlarda, ailenin gelirinin ekonomik olarak erkekler tarafından sağlandığı yaşam alanlarında kadınların hep ikinci plana atıldığını görebiliyoruz. Kadın erkek eşitliği konusunda pek çok konuda tartışmalar var. Kadınların toplumsal ve sosyal hayattaki başarıları ile övünürken, onların siyasi hayatta ve iş hayatındaki etkili ve yetkili makamlarda bulunmayışının da nedeni galiba, kadınların kendilerince çalışma yapmak yerine ikinci planda kalmayı tercih etmeleri olabilir mi acaba? Diye düşünmek gerekli.
Erkeğin yapacağı iş var, kadınların yapacakları iş var diye toplumda kadınlar ile erkeklerin ayrıştırılmasında belli noktalarda haklı sebeplerimiz var. Örnek, erkekler anne olamayacakları gibi kadınlarında baba olmaları yaratılış nedeniyle mümkün değildir. Bunun yanı sıra ağır güç gerektiren işlerde daha çok erkeklerin efor sarfetmeleri, kadınların ise daha az güç gerektiren işlerle görevlendirilmeleri nedeniyle de toplumsal hayatta belli oranlarda paylaşım söz konusu. Eğitim alanlarında ise kadınlarla erkeklerin aile baskıları nedeniyle eşit olduklarını söylemem mümkün değil.
Yine, siyaset alanında kadınların eşit seviyede fırsat sahipleri olduklarını söylemek mümkün değil. Çünkü, kadınlar, her ne kadar bazıları hariç ise de erkeklerin ön planlarına geçip siyasette kıyasıya mücadele etmek yerine, kontenjandan gelip koltuğa oturmayı veya kotalar nedeniyle kendilerine yer açmayı uygun buluyorlar gibi izlenimler var toplumda.
İŞKUR ve Türkiye İstatistik Enstitüsü kayıtlarına göre kadınlar daha çok iş yerlerinde hizmetli veya yardımcı, asistan rollerinde görev alırken, erkeklerin yönetici ve karar verici roller üstlenmesi, toplumdaki kadın erkek eşitliğine ve fırsat eşitliğine belli noktalarda ket sunuyormuş. Bunu da yeni öğrendim.
Neyse ki her yıl 8 Mart tarihi bizlere kadınların değerlerini hatırlamamız gerektiğini hatırlatıyor. Kadınlarla ilgili olumlu olumsuz pek çok konuda tartışmaların yapılması da her geçen gün bu günün mana ve anlamına biraz daha yaklaşıldığı hissini veriyor.
Kadın sorunları tartışılsın. Kadın sorunları tartışılırken, erkekler ise kadınların düşmanı gibi gösterilmesin. Toplumda, kadın erkek dertlerinin ortak sorunlar olarak görülüp ortak çözüm aranması için hep birlikte çalışalım. Bu konularla ilgili plan ve projeler geliştirelim.
Kimsenin yaptığı kimsenin yanına kar kalmasın. Bir erkek, kendisine karşı geldiği için eşine, kızına, annesine karşı şiddet uyguluyorsa, bizlerde kanunlarımızı ona göre düzenleyip misliyle cezasını verelim.
Sözün özü, toplumda kadınlara karşı zulümlerin tartışıldığı, saldırıların tartışıldığı, cinsel saldırı ve istismarların tartışıldığı bir ortamda, bizler kadınların da erkeklerin de bu toplumda saygın bir fert olarak yaşamasından yanayız.
Toplumun huzuru, ailenin huzuru kadınların mutlu olmasından geçiyor. Tabi, 8 Mart tarihi gelmişken, kadınlarla ilgili olarak böylesine düşüncelerimi anlatırken, bu vatan ve millet uğruna şehit olan evlatlarımızın annelerini unutmadım. Bütün şehit annelerimizden Allah razı olsun. Bu evlatları yetiştirip, askere gönderip, al sancağımızı teslim eden, Allaha ısmarlayan şehit annelerimizin de Dünya Kadınlar günü kutlu olsun.