Oldum olası, erkeklerin bizleri anlamadığından şüphe ederiz.
Çünkü bizler daha detaycı varlıklarız, iyi güzel de zaten esas ayrıntılar detaylarda gizli değil mi?
Efendim, bu bir bilimsel araştırma değil…
Aslına bakarsanız, dünyanın bir ucunda yapılan o bilimsel çalışmalara inanmam ben…
Türkiye için çok geçerliliği olan hadiseler değildir.
Dünya genelinde araştırmalarda şiddetten ölen kadın sayısı, cinayete giden erkeklerden daha azdır. Ancak bunun bizim ülkemiz için geçerliliğini söyleyebilecek çok da insan sayısı yoktur…
Bunun yanı sıra bir başka detayı da geçtiğimiz günlerde, hanımlarla toplandığımız altın gününde yakaladım.
Dünyanın bir ülkesinde yapılan araştırmalarda kadınlar sürekli bir yaz ayı içinde yaşıyormuş.
Yani sürekli dallarda kirazlar, bahar havası ve salgılanan mutluluk hormonu…
En kaba tabirle ‘ayol’ dedim içimden…
Ülkemizde hangi kadın sürekli yaz ayı yaşayabilir ki…
Geçtim yaz ayını, baharı bile görsek, kapı gıcırtısız göbek atarız.
Evin reisi olarak erkek, eve para getirme zahmetinde bulunurken, üst düzey teknolojik eser olarak tasarlanmış kadınlar, kariyer ve ev idaresinde ciddi bir atılım yapıyor.
Gömleğinde en ufak bir buruşukluğa tahammülümü olmayan erkeğin karısı olan hanımefendilerin hepsi ‘En İyi Kadın Oyuncu’ Oscar’ının da sahibidir bizim ülkemizde…
En ufak bir tartışmada sineye çekmesi beklenen, ‘nedense’ hep uzatan taraf olan hanımlardır.
Ve en müsait zamanında taşı gediğine koyan da…
Biz mutlu olmak istedikten sonra her türlü mutlu oluruz sevgili araştırmacılar…
Boşuna bizimle zaman kaybetmeyin…
Bir Türk kadını yeter ki aklına koysun…
Kendisi 7/ 24 yaz yaşarken, muhataplarına yağmurlu havada bir yudum su dahi vermeyebilir…
Magazin dergilerini karıştırıp durduğum dakikalarda, kahvemi yudumlarken, son dönemin trendlerine takıldı gitti gözüm.
Ya ben son derece demode durumdayım, ya da fazla moda fazla ilerde…
Her sayfayı falan karıştırırken, oha falan olmamak elde değil be sevgili hanımlar.
Akla hayale gelmeyecek olan çizgileri bir araya getiren stilistler, sıra dışı kesimlerle süsledikleri kıyafetleri göz zevkine hitap edecek bir biçimde sunmaya devam ediyor.
Ne güzel de güneş vardı aslında pencerede biraz önce.
Birden bire yağmur başladı, yazlık tüm kıyafetlerin hepsi gözümün önünden silindi gitti.
Hava bu kadar da etkileyebilir mi bir insanı, her hücreme nüfuz eden bir atmosferi yaşamaya başladım bir anda…
Yağmura inat yeniden karıştırdım moda dergisinin yapraklarını…
İnsanın içi yine kıpır kıpır oluyor yahu…
Kadınlara bahar gelir mi derler ya, aslında bizleri asla terk etmez bahar ayları…
Yeter ki yüreğimizi ısıtacak olan o güneş başımızdan eksik olmasın…