Soykırımın 2011 sonunda gündeme damgasını vurduğu bir süreçte giriyoruz 2012 ye.
Ve 2012 sadece Maya takviminde yazdığı için değil, tüm göstergeler ışığında da farklı bir yıl olacak gibi.
Olaya pozitif tarafından bakarsak oluşacak değişimden alacağımız iyi yönde paydan yola çıkabiliriz ama yok kötü tarafından bakarsak olacakları kestirmek çok zor değil.
Dünyadaki değişimin daha çok kötü yönde olduğundan esefle bahsetme ihtiyacım, Pembe Pusula sayfalarında okuyacağınız, kadının bir yılı nasıl geçirdiğinin de göstergesi.
Kadınımız 2011 yılını üzülerek söylemek durumundayım ki kötü geçirdi.
Aksini söylemek ne sosyolojik, ne ekonomik ne de siyasi değerde mümkün.
Kadın ezilmeye devam etti bu yılda, hem de pek çok platformda. Bu konuda atılmaya çalışılan iyi niyetli adımların hepsi sadece adım olarak kaldı.
Bir türlü koşmaya başlanamadı kadın konusunda. Nedense hep bir yanımızın eksik kaldığını ve bunun ardında nelerin olduğunu anlamak hiç güç değil.
Ülkem bir yanda haklarını çoğaltmaya çalışırken kadının, bizim, diğer yanda öyle bir işleme tabi tutuyor ki, neye uğradığını, nereye gideceğini ve kim güveneceğini şaşırıyor kadınım.
Kadınla beraber heba olan çocukları gördük geçen koca bir yıl boyunca ve yarattıkları dehşet kadar baba olmaktan da nasibini alamayan, sadece fiziksel yollara buna ulaşmış zavallıları da.
Gerçekler göründüğü gibi olmuyor genelde.
Belki de o yüzden daha bir acıtıyor.
Gerçeğin görünmeyen yüzündeki o büyük etkiyi hesaba katmadan yapılan hiçbir işlem de ne yazık ki eyleme dönüşmeden kalıyor konduğu yerde, bir adım bile atamadan yine.
2011, seçim sürecini de içine alan, bu sebeple bile kadını gündemde daha fazla tutan bir yıl oldu.
Kadın milletvekili sayımızdaki artış beklenin altında ama geçmişin üzerinde olunca, buna bir isim koymak gerektiğinde tabi ki, pozitif ayrımcılığa bakışın değişimi yönünde oldu.
Bizlerin pozitif ayrımcılık diye kast ettiğimizin ayrımcılıktan öte, birleştiricilik olduğunun da altını çizerek, ekleyelim.
2011 yılında kadının, Türk kadının geçirdiği yılı değerlendirdik, şehrin ilgili isimleriyle.
Ortaya çıkan tabloyu, irdelemek için derin düşünmeye gerek yok kanımca.
Görünüyor, görünürken kılavuz da istemiyor.
Ama 2012 ye yelken açtığımız gün ve saatlerde beklentilerimizin yükseklik ölçüsü kadar, gerçekleşme ihtimallerinin de bizi korkuttuğunu, 2012 sonunda daha kötü tabloları konuşma ihtimalimizin bile şimdiden bizi düşündürdüğünü söylemeden geçmeyelim.
Nitekim kadın ve çocuklar için arzu ettiğim dünyanın, içinde bulunduğumuzun çok dışında olduğunu ve ne yaparsak yapalım bunu görmemizin de çok zor olacağını biliyorum.
Ama ısrarla pembe gözlüğümü çıkarmadan gözümden, daha iyi bir dünya yaratma girişimlerimi sürdürüyorum.
Şimdilik bireysel ama umuyorum ilerleyen süreçte daha kitlesel ve daha kalabalık gruplarla, önce kadını ve çocuğu sonrasında da tüm insanlığı kurtarmaya ilişkin en azından fikirlerimiz devam edecek.
Ve şimdiden sonrasını daha planlı ve programlı düşünerek, kadın ve çocuklar için pozitif ayrımcılığın anlamını bularak sürmesine çabalayacağız.
Şimdiden bol şans hepimize…