Antigone'ye Dair-1
M.Ö. 400’lü yıllarda yaşamış Sophokles’in Antigone adlı tragedyası “Devlet yasaları ile Tanrı kurallarının çatışması ve bu çatışmalar sonucunda bireysel özgürlüğe inanan ve savunan Antigone’nin mevcut iktidar ve otoriteye başkaldırışını” ele almaktadır.
Antigone, “İktidara ve otoriteye başkaldıran tarihte bilinen ilk kadın karakterdir.” Antigone, “Geleneklere ve aile değerlerine sıkı sıkıya bağlı ve aile sevgisi uğruna ölümü göze alan bir kadını temsil etmektedir.”
Eserde devleti Kral Kreon adlı bir karakter temsil etmektedir. Kral Kreon, ” İktidar ve otorite olma gücünü elinde tutan ve tutkularının esiri olmuş bir diktatör olarak karşımıza çıkmaktadır. İktidarını korumak ve güçlendirmek için her şeyi göze alan Kral Kreon iktidarına karşı gelen Antigone’nin kardeşi Polyneikes’i ölüme mahkum eder ve vatana ihanet suçu işlediği gerekçesiyle cesedinin gömülmeyip kurtlara kuşlara yem olmasını emreder.”
Polyneikes’in iki kardeşinden biri Ismene “Mevcut iktidara ve otoriteye boyun eğen toplumu temsil etmektedir. Ismene kanunlara asla karşı gelemez ve bireyin devlet karşısında itaat etmesi gerektiğini kabul eder.”
Antigone, kardeşi Polyneikes’in gömülmemesini asla kabul etmez ve “Mevcut iktidar yasalarına karşı da olsa kendi bireysel düşüncelerinin çok daha doğru olduğuna inanır.”
Antigone, “Geleceği temsil etmektedir. Mevcut yasalar düşüncelerin gerisinde kalıyorsa ve geleceğe taşınmıyorsa, birey için hiç bir anlam ifade etmiyorsa, tutkularının esiri olmuş iktidarın amaçlarına hizmet ettiğine inanılıyorsa işte burada birilerinin toplumun geleceği içine kendini feda etmesi gerekmektedir.”
Antigone, “Mevcut düzene ve otoriteye başkaldıran tarihte bilinen ilk kadın karakteri temsil etmektedir.”
Antigone, mevcut yasaların toplumun geleceğini şekillendiremediği ve toplumların içinde bulunduğu baskı ve otoriteye karşı başkaldırının toplumların geleceğini belirlemede son derece önemli olduğunun sonucunu hazırlamaktadır.
Mevcut iktidara ve otoriteye başkaldırı olmasaydı dünya nasıl bir dünya olurdu?
Devrimlerin hazırlayıcısı ve tetikçisi bireysel başkaldırılar değil midir?
Bireysel başkaldırılar olmasaydı devrimler olabilir miydi?
Her bireysel başkaldırılar mevcut iktidara ve otoriteye karşı olduğu için vatan haini midir? Mevcut iktidar ve otorite kendi esiri olursa ve toplumu geleceğe taşıyamazsa bireysel başkaldırı meşru olabilir mi?
Başkaldırı toplumların kendi kaderini kendilerinin belirlemesi noktasında meşru kabul edilebilir mi?
…devamı bir sonraki sayıda