Melek İpek'in tutuklanmasına tepki

Kendisine işkence eden kocası Ramazan İpek'i öldüren Melek İpek'in tutuklanmasına tepkiler sürüyor. Avukat Diren Cevahir Şen TCK'nin 25'inci maddesinin (meşru savunma) uygulanması gerektiğini söyledi.

Antalya'da 7 Ocak'ta kendisine ve çocuklarına işkence eden ve sistematik şiddet uygulayan eşi Ramazan İpek’i öldüren Melek İpek’in tutuklanmasına tepkiler devam ediyor. Benzer şeyler yaşayan kadınlar, "Kadınlar hayatta kaldıkları için cezalandırılıyor" derken Avukat Diren Cevahir Şen de TCK’nin 25’inci maddesinin (meşru savunma ve zorunluluk hali) uygulanması gerektiğini söyledi.
Mezopotamya Ajansından Semra Turan, benzer dava süreçlerini derledi ve konuyu benzer şeyler yaşayan Name Öztürk ve Avukat Diren Cevahir Şen ile değerlendirdi.
NEVİN YILDIRIM
Fotoğraf: DHA (Arşiv)
Isparta'nın Yalvaç ilçesine bağlı Koruyaka Köyü’nde 28 Ağustos 2012 tarihinde kendisine silah zoruyla tecavüz eden Nurettin Gider'i öldüren Nevin Yıldırım, olaydan sonra doğum yaptı. Bebeğin babasının Nurettin Gider olduğunu belirledi.
Olaydan yaklaşık bir yıl sonra hazırlanan ddianamede, Yıldırım hakkında “tasarlayarak canavarca hisle kasten öldürmek” suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. Yıldırım’ın avukatlarının yaptığı itirazlar sonucunda savcı, 13’üncü celsede, ilk iddianamedeki "canavarca hisle" ibaresini çıkarttı ve "tasarlayarak kasten öldürmekten” ağırlaştırılmış müebbet istemiyle mütalaa verdi. Karar duruşmasında Yıldırım’a müebbet hapis ceza verildi.
Karara itiraz edilerek dosya Yargıtay’a gönderildi. Ancak itiraz reddedilerek müebbet hapis cezası onandı. Yıldırım, hâlâ Isparta E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuluyor.
Reklam
YASEMİN ÇAKAL
Yasemin Çakal | Fotoğraf: Evrensel
Yasemin Çakal, kendisine sistematik şiddete uygulayan eşi Özkan Kaymaklı’yı 10 Temmuz 2014 tarihinde öldürdü, tutuklandı.
Gördüğü şiddet karşısında Kaymaklı hakkında defalarca polise şikayette bulunan Çakal, ailesinden yardım istemiş ve eşinin kendisini ölümle tehdit ettiğini belirtip bir süre sığınma evinde kalmıştı.
Çakal, 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın 15’inci duruşmasında “korku ve heyecan altında işlediği suça ceza verilmesine yer olmadığı” gerekçesiyle 4 Temmuz 2017’de tahliye edildi.
3 yıl tutuklu kaldığı zaman diliminde kadınlar, Çakal’ın serbest bırakılması için büyük bir mücadele verdi.
Çakal, daha sonra ailesi ve Özkan Kaymaklı’nın ailesi tarafından tehdit edilerek saldırıya uğradı, yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.
ÇİLEM DOĞAN
Fotoğraf: DHA
Adana’da yaşayan Çilem Doğan, kendisini fuhşa zorlayan ve şiddet uygulayan eşi Hasan Karabulut'u 8 Temmuz 2015'te öldürdü.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Doğan, mahkeme heyeti başkanının şerh koymasına rağmen “tahrik ve iyi hal indirimi” ile 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Doğan, son savunmasında "Şu adliye koridorlarında yüzüm mor şekilde çok dolaştım koruma kararları için. Başka bir seçeneğim kalmamıştı" dedi.
Birçok kentte Doğan’ın serbest bırakılması talebiyle kadınlar eylemler düzenledi.
Avukatının adli kontrol tedbiriyle tahliye talebinde bulunduğu Doğan, 50 bin TL kefaretle tahliye edildi.
Dosya, Yargıtay’a gönderildi.

17 Nisan 2018'de görülen duruşma öncesi | Fotoğraf: Elif Ekin Saltık / Ekmek ve Gül
Aylin Işık, İstanbul Gaziosmanpaşa'da 17 Aralık 2017 tarihinde kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Cihangir Işık’ı öldürdü.
İfadesinde evlendiği günden itibaren şiddete maruz kaldığını belirten Işık, olay günü eşinin kendisini öldürmekle, kardeşi ve annesine ise tecavüz etmekle tehdit ettiğini söyledi.
Tutuklanan Işık hakkında hazırlanan dosyada, "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Karar duruşması öncesi bir mektup kaleme alan Işık, “yüreği ağzında yaşayan tüm kadınlardan” destek istedi.
Yüzlerce kadın, mahkeme günü adliye önünde buluşurken binlercesi de farklı kentlerde destek eylemleri gerçekleştirdi. 
14 Mayıs 2019’da görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, Işık’a "eşe karşı kasten öldürme" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Işık’ın ifadelerindeki şiddet ve tehditleri “tahrik” sayan heyet, cezayı 18 yıla indirdi. Daha sonra da “sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini” dikkate alan heyet, cezayı 15 yıla indirdi.

İstanbul’da eşi Vedat Bilgi tarafından fiziki ve psikolojik şiddet gören Gülşen Bilgi, boşanmak istedi. Boşanma talebi kabul edilmeyen Bilgi, 18 Temmuz 2020'de Vedat Bilgi tarafından işyerinde saldırıya uğradı. Kendini savunan Gülşen Bilgi, Vedat Bilgi’yi öldürdü.
Tutuklanan Gülşen Bilgi için Savcı “kasten öldürme” ile yargılama talep etti. Hâlâ tutuklu olan Bilgi, 30 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor.
NAME ÖZTÜRK: KADINLAR NE YAŞARSA YAŞASIN ANLAŞILMIYOR

İstanbul Tuzla’da yaşayan Name Öztürk, sistematik şiddet gördüğü 8 yıllık eşi Kazım Aydemir'den Temmuz 2016’da boşandı. Aydemir, çocuğunu görme bahanesiyle eve gelerek Name Öztürk'e cinsel saldırıda bulundu. Saldırıya uğrayan Öztürk, kendisine silah doğrultan ve ölümle tehdit eden Aydemir'i öldürmek zorunda kaldı. 3 yıl boyunca tutuklu kalan Öztürk, 15 Mayıs 2019’da tahliye edildi.
Meşru müdafaa kapsamında tahliye edilen Öztürk, Melek İpek'in tutuklanmasını MA'ya değerlendirdi. “Yine adaletsizlik yerini buldu” diyen Öztürk, "Adil bir yargılanma olur mu bilmiyorum? Şüpheyle yaklaşıyoruz. Kadir Şeker’in yargılanmasına baktığımızda, Melek için pek iyi düşünemiyorum. Bu ülkede kadınlar ne yaşarsa yaşasın anlaşılmıyor” ifadelerini kullandı.
“Yaşadıklarımızın bedeli ağır ödetiliyor" diten Öztürk, kadınların dayanışmasıyla Melek’in tahliye olabileceğine inandığını vurguladı ve "Hep birlikte mücadele edersek çocuklarına kavuşacaktır” dedi.
Reklam
AV. DİREN CEVAHİR ŞEN: DEVLET GÖREVİNİ YERİNE GETİRMİYOR
Görsel, Diren Cevahir Şen'in katıldığı Ekmek ve Gül programının ekran alıntısı
Benzer şeyleri yaşayan birçok kadının davasını üstlenen Avukat Diren Cevahir Şen, devletin kadınları erkek şiddetinden korumadığını belirterek, “Şiddetten korumakla yükümlü olan devlet görevini yerine getirmiyor” dedi.
Kadınların şiddet karşısında yetkili kurumlara başvurduklarını ancak hiçbir şekilde sonuç alamadığını ve işlem dahi yapılmadığını hatırlatan Şen, kadınların şiddet gördüğü evlere geri gönderildiğini anımsattı. 
TCK’NİN 25’İNCİ MADDESİ
Yaşananların “meşru müdafa” olduğunu vurgulayan Şen, şöyle devam etti:
“Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 25’inci maddesinde (Meşru savunma ve zorunluluk hali) açıkça yazıyor. Meşru müdafaa haklı savunmayı düzenliyor. Bu anlamda, TCK 25 uygulanmalı. Ancak bu madde, hayatına sahip çıkan kadınlar için uygulanmıyor. Bu da ‘erkek şiddetine boyun eğin, hayatınıza sahip çıkmayın. Hayatınıza sahip çıkarsanız sizi hapsederiz’ anlamı taşıyor. Kadınlara yaşama şansı verilmiyor. Oysa, ağır işkence gören, tecavüze uğrayan kadın kendisini savunmak zorunda. Katledilen kadınların ellerinde bir olanak olmuş olsaydı, hayatlarını kurtarmak için karşılarındaki erkekleri öldüreceklerdi” diye konuştu.
Kadın katillerinin mahkemede kravat takmaları sonucu “iyi hal indirimi” aldığını hatırlatan Şen, “Ancak sistematik olarak şiddet gören kadınlar kendilerini korudukları için cezalandırılıyor. Melek İpek’in yüzünü hepimiz gördük. İşkence gördüğü çok net. Bundan kaynaklı eşini öldürmek zorunda kaldı. Melek, serbest bırakılması gerekirken tutuklanarak cezalandırılıyor. Oysa meşru müdafaa temelinde bir an önce tahliye edilmeli” dedi.

melek i̇pek tutuklanmasına tepki